KKTC’de yeşil hat tüzüğü

AVRUPA Birliği tarafından KKTC’ye yardım amacı ile yapılan düzenlemeler çerçevesinde, KKTC’den Kıbrıs Rum Kesimi’ne ticari mal akışını düzenleyen Yeşil Hat Tüzüğü dün resmen yürürlüğe girdi.

Rum Kesimi’ne veya KKTC’den diğer ülkelere gönderilecek ürünlerin tümüyle KKTC’de üretilmiş veya yeterli katma değer ilavesiyle üretilmiş ürünler olması gerekiyor.

Yeşil Hat Tüzüğü özellikle KKTC mallarının ‘Güney ile rekabeti’ açısından önemli bulunuyor. KKTC ürünlerinin Güney Kıbrıs’tan AB’ye ihracatının ise kolay olmayacağı, vergilendirme ve çifte KDV gibi zorluklar bulunduğu belirtiliyor.

* * *

Yukarıda gazete alıntıları ile özetlediğim haber nedense Türk basınında fazla yer bulmadı.

2002 yılından beri Türk basınında gazeteciler olarak taraf olduk ve KKTC için adeta birbirimizin kaşını gözünü yararak mücadele verdik.

Şimdi verilen mücadelenin bir bir sonuçları ortaya çıkıyor ama artık gazeteciler gelişmelere fazla duyarlı değil.

* * *

Yeşil Hat Tüzüğü önemli bir adım. Referandumdan sonra artık AB’nin KKTC’ye duyarsız kalamadığının bir göstergesi.

Ancak, KKTC’ye AB önünde katiyen kolaylık getirmiyor. Zira, KKTC menşeli malların Güney Kıbrıs üzerinden AB’ye yeniden satılması için maliyet artırıcı ilave KDV ve diğer vergiler yanında bir sürü mevzuat sorunu da var.

AB; eylül ayında KKTC’nin AB’ye doğrudan mal satabilmesi için yeni kararlar alabilecek ama ben çok umutlu değilim.

* * *

Neden?

KKTC şu anda AB önünde siyaseten avantajlı ama karşıt görüşler ise hukuken avantajlı.

Kıbrıs’ta referandum KKTC’ye siyaseten büyük avantajlar sağladı, Rum Kesimi’ni barış istemez duruma düşürdü ama referanduma varıldığında Rumlar dereyi çoktan geçmişlerdi.

2002 yılının aralık ayında Rauf Denktaş-Mümtaz Soysal aklı Helsinki’ye gitmeyerek; 16 Nisan 2003 günü, Rum Kesimi’ne Mayıs 2004’te AB’ye tek başına üye olma hakkını altın tepsi içinde sundular.

2002’nin son ayında kör inat uğruna KKTC’nin önüne aşılması çok zor bir duvar çekildi.

O zaman Klerides, ‘Dostum Rauf Denktaş bana büyük bir hediye verdi!’ diyerek durumu özetledi!

* * *

Neydi kör inat politikası?

- Yeteri kadar direnirsek KKTC’yi devlet olarak kabul ederler!

‘Bana ne, bana ne!’
taktiği ile izlenen imkánsızı isteme politikasının netice vermesi mümkün değildi. Son referandumdan sonra bu istek beter imkánsız hale geldi.

* * *

‘Çözümsüzlük çözümdür’
politikası artık yok! Ancak, açtığı yaralar hálá orada.

KKTC’yi bağımsız bir devlet olarak tanımadan; AB’nin KKTC’ye, doğrudan ticaret için üçüncü devlet statüsü vermesi mümkün değil.

Ancak KKTC’nin devlet olarak tanınamayacağı BM Güvenlik Konseyi kararına dayanıyor.

Rumlar bu avantajı tepe tepe kullanacaklar!
Yazarın Tüm Yazıları