Kendimizi de eleştirelim

BELLİ ki Cerrah Müdür kestirip atmış:İngiltere Başkonsolosluğu'na yapılan bombalı saldırıda şehit olan polislerin cenazesinde konuşan Cerrah, ‘‘Eğer basının sorumsuzluğu olmasaydı, şehit vermeyecektik, 27 vatandaşımız ölmeyecekti’’ demiş.

Gazetelere göre:

‘‘...Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde düzenlenen törende konuşan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah basını ve medyayı olayda sorumsuz davranmakla suçladı.

Cerrah, ‘Basınımız, faillere uzanmaktayken, aramızda 1 saat kalmışken maalesef failleri ve uzantılarını deklare etti' dedi.’’

* * *

Bu açıklamalar, aldığı tepkiler karşısında bunalan bir insanın duygusal tepki oluşturmasını ve sorumluluğu başkasının üstüne atma gayretini gösteriyor.

Ama...

* * *

1) Bombaların hemen ardından vahşet dolu görüntüleri TV ve gazetelere taşıyan biz değil miyiz? Avrupa’da bazı TV'ler bizim gibi yayın yapmaya alışık olmadıkları için İstanbul vahşetini kendi kanallarında anında yayınlarken:

- Türk TV'lerinden gelen ilk görüntüler böyle, onun için görüntüleri böyle yayınlıyoruz, demediler mi?

Batı'da egemen olan ve toplumu psikolojik ve moral açıdan korumaya yönelik bazı normların bizde olmadığı aşikar değil mi?

Toplumu herhangi bir şekilde olumsuz etkileyecek görüntülerin yayınlanmasının basın özgürlüğü ile ne alakası var?

* * *

2) Biz, önemle adına ‘‘flaş haber’’ dediğimiz haberlerin üzerine giderken sık sık sadece aramızdaki rekabeti düşünür hale düşmüyor muyuz?

Haber atlatma ve atlamama uğruna bazen toplumun değerleri ve moral durumunu düşünmez, bazen de olayların akışını olumsuz etkiler duruma düşmüyor muyuz?

Örneğin, sinangog saldırılarından sonra şüphelileri, rekabet korkusu ile hemen teşhir etmemizi ‘‘Ne yapalım, isimleri sizin memurlar’’ verdi diye açıklarken, aynı zamanda böyle davranmamızın bir nedeni de ‘‘haber atlamama’’ güdüsü değil miydi?

‘‘Bizim meslekte bu iş böyledir’’ demeye kalkarsak; bize de ‘‘Peki öyle ise neden Batı'da böyle değil, orada gerekçeli rica üzerine bazı haberler neden yayınlanmaz’’ diye sormasınlar mı?

Haber atlatma sevdamız yüzünden bu zaafımızı iyi kullanan bazı siyasiler aynı anda birkaçımıza birden mavi boncuk dağıtınca ertesi günü ‘‘özel haber-bir tek bizde’’ manşetleri üç-beş gazetede birden yayınlandığında zor duruma düşmüyor muyuz?

* * *

3) TV'lerde ve ‘‘babamızın malı’’ addetttiğimiz köşelerimizde ahkám kesmeye bayılmıyor muyuz?

Son olayda olduğu gibi; meseleyi tam anlamasak dahi yetkiliyi-ilgiliyi istifaya davet etmeyi babayiğitlik, mert gazetecilik saymıyor muyuz?

* * *

Keşke Basın Konseyi duygusal güdüleri nedeniyle medyayı eleştirenlere haklı tepki verirken, aynı anda bize de bazı etik değerleri hatırlatabilse!
Yazarın Tüm Yazıları