Kanga, Protestan oluyormuş!

TAM Eşit Haklar Komitesi (EHK), hayvanlara ayrılan Cumartesi yazılarının bu haftaki konusunu tespit etmek için toplanıyordu, odaya yalaka kedi Beyaz tıknefes girdi. Kaynanama doğru eğildi, kulağına:

- Duydunuz mu, EHK üyesi kangal köpek Kanga, Protestan oluyormuş, dedi.

Kaynanam çok şaşırdı:

- Olamaz, o çok sadık bir köpektir!

Lafa gezgin kedi Kara bodoslama giriverdi:

- İyi de hanımefendi, siz bizi doğru dürüst doyurmayınca, zavallı Kanga da komşu eve yerleşen Protestan misyonerlerin her gün muntazaman verdikleri haşlanmış dana etli kemiğe itibar etmek zorunda kalıyor. Ehh, o sırada misyonerler de propaganda yapıyorlar.

* * *

Kaynanam
içerledi:

- Nereden çıktı Kanga'nın doğru dürüst beslenmediği. Her gün koca tencere yal yiyor. Üstelik, inancın zoru görünce değişmesi mi lazım? Bu mantığa göre peygamber efendimiz ve yanındakiler yaşadıkları zorluklar karşısında Müslüman olamazlardı, deyiverdi.

Ben de dayanamadım:

- Zaten, zırt pırt din değiştiren adam Müslüman olmasa ne yazar, dedim.

Kaynanam izin almadan lafa ğirdiğim için bana sert bir bakış attı.

* * *

Beyaz:
İslam'a karşı hassasiyeti yüksek bir TV kanalında izledim. Adamlar resmen gecekondulara yerleşip, mağdur insanlara yardım ediyorlar. Kamera bir tanesinin evini gösterdi, adam evin bir odasını resmen kilise yapmış.

Kara: Ne var bunda, adam Protestan.

Beyaz:
İyi de muhabir adamı sıkıştırdı, ‘‘Fransa'da herkes evini kilise yapıyor mu, hesap ver’’ dedi.

Dobi: Bu aptal soruyu adam anlamadı bile. Üstelik, ben hatırlıyorum, aynı kanal 28 Şubat döneminde Müslümanlara zulüm yapılıyor, demokrasilerde bu olmaz, diye üzülüyordu. Bu sırada, ABD'de sürü başı Clinton, Müslümanların bastırmasıyla, devlet dairelerinde dini propaganda yapmayı serbest bırakmıştı da, bu kanal günlerce ‘‘Bakın, demokrasi nasıl olur’’ diye yayın yapmıştı.

Kara: Bu insanları, hele Türkleri hiç anlamıyorum.

Dobi: Sen insanların her şeyi nasıl kendilerine yonttuklarını hálá çözememişsin. Onlar demokrasi derlerken bunu sadece kendilerine yontarlar.

Kara: Resmen çifte standart!

Dobi:
Ha şöyle, kavrayın artık şu insanların ne mal olduğunu!

* * *

O sırada yalana yalana Kanga geldi. Onun gıyabında, hakkında dedikodu yapmak zevkli oluyordu ama şimdi hepimiz biraz tırsmıştık.

Ben durumu kurtarmak için saldırıya geçtim:

- Ne o bakıyorum, komşuların kemiğini yiyorsun, dedim.

Kanga umursamaz:

- Evet, dedi. O misyonerlerin verdikleri kemikler çok nefis.

Kaynanam dayanamadı, yüzleşmeyi tercih etti:

- Duyduk ki Protestan olmuşsun!

Kanga gevrek bir kahkaha attı:

- Yok yahu! Ben köpeğim, akıl yürütemem. Akıl yürütemediğim için de benim dinim yoktur. Zaten Müslüman değildim ki Protestan olayım. Adamlar güzel kemikler veriyorlar, ben de onlarla iyi geçiniyorum, deyiverdi.
Yazarın Tüm Yazıları