YÖK yasası tartışılırken:1) İmam hatiplerin imam ve hatip yetiştiren meslek okulları olmadığını, her inançta olduğu gibi ve Anayasamızın da kabul ettiği (madde:24) şekilde ‘din ağırlıklı eğitim talebi’ olan insanlara hizmet veren kurumlar olduğunu;
2) İmam hatipler uğruna yok edilen ve ülkenin omurgasını besleyen Meslek Liseleri’nin 8 yıllık mecburi eğitim nedeni ile artık meslek erbabı yetiştiremediğini;
3) Bir standart test olan ve zaten normal liselerin müfredatına göre hazırlanan ÖSS’de bu okullar için katsayı uygulamasının akıl dışı olduğunu -TÖSEV araştırması da imam hatiplilerin ÖSS’de kendi branşları dışında pek okul kazanamadığını gösteriyor- savundum.
Hükümet sonradan çark etse de bu görüşlerimde hálá ısrarlıyım. Zaten, bugüne dek ileri sürdüğüm gerekçelere itiraz eden de olmadı. Ancak...
*
Benimle bu konuda tartışan insanların ideolojik olarak zihniyet haritasına nakşedilmiş temel korkularını yenemedim.
- Necmettin Erbakan imam hatipliler için ‘onlar bizim arka bahçemiz!’ dememiş miydi?
*
İmam hatip mezunlarının hepsinin Erbakancı olmadığını, hatta giderek Erbakan’dan büyük kopmalar olduğunu, rakamların dahi; her ne demekse, ‘imam-avukat’, ‘imam-bürokrat’ vb. sayısının çok düşük olduğunu gösterdiğini hemen herkes kabul ediyor ama Erbakan’ın zihinlere nakşettiği ‘potansiyel korkudan’ da kurtulamıyor.
‘Onlar bizim arka bahçemiz’ sözü Türkiye’nin her köşesinde, eski RP’liler dışında her türlü görüş, inanç ve cinsten insan tarafından ortak korku korosu olarak seslendiriliyor.
*
Karşısında çaresiz kaldığım bu söz bana AİHM’nin RP hakkındaki kararını hatırlattı.
Ben o dönemde RP’nin şeriat düzenini savunan bir programı ve uygulaması olmadığı savı ile AİHM’nin RP’nin kapatılma kararını bozacağını zannediyordum.
Ancak, AİHM tersine karar verdi!
Karar da benim demokrasi anlayışı dağarcığıma yeni bir katkıda bulundu.
Karar mealen diyordu ki: Bazı RP’lilerin sarf ettiği sözler toplumda korku yaratmıştır ve Anayasa Mahkemesi RP’yi ikaz edene dek parti bu korkuyu bertaraf etmek amacı ile hiçbir şey yapmadığı için kapatılmayı hak etmiştir. (RP nahoş sözleri sarf eden üyelerini ancak Mahkeme’nin ikazından sonra ihraç etmişti!)
Korkuyu yaratan ve insanların korkmasına neden olan; korkuyu istemeden yaratsa, hatta korku tamamen yersiz olsa dahi onu bertaraf etmekten bizzat kendisi sorumludur!
*
Basit bir anlatımla; karar diyor ki, eğer birileri uysal köpeğinizden korktuğunu beyan ediyorsa, köpeği denetim altına almak sizin görevinizdir, o kişi korkusunu kendi kendisine yenmek zorunda değildir.
*
Necmettin Erbakan şahsını tehdit altında görene dek, başkalarının tehdit algılamasına itibar etmemiştir!
İmam hatipli gençlere en fazla zarar veren insan maalesef Necmettin Erbakan’dır!