“KİMSE mükemmel değildir” ilkesi ışığında eksiklikleri en az seviyede olduğu kabul edildiği için demokrasi insanlık tarihinin keşfettiği en iyi yönetim biçimi olarak kabul edilir.
Bir sürü eksiği gediği içinde: i) Demokrasinin finansmanına (partilerin/adayların/seçimlerin finansmanına) ve ii) tek adam (lider) ağırlığına engel olmaya dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde anlamlı bir çözüm bulunamamıştır. Buna göre: a) Seçimler sırasında yaşanan mali engel nedeni ile demokrasinin “Kanuni engel olmamak kaydı ile herkes istediği siyasi makama seçilebilir” prensibi koca bir yalandır. b) Demokrasi her ne kadar halkın yönetimi ise de kitleler liderin (otoritenin) peşinden gitmeye çok heveslidirler. Galiba kitlelerde büyük çapta, kendi sorumluluğunu başkasına emanet etme merakı/rahatlığı vardır. * * * Bu saptamalar ışığında bu hafta “yeni CHP”yi irdelemeye çalışacağım ama benim irdelemem daha çok “Kılıçdaroğlu’nun CHP’si” olacak. Zira, demokrasinin yukarıdaki sıraladığım zaafları maalesef, siyasi arenada atılan her yeni adımda bizi lider/önder/genel başkana bakmaya zorluyor. Parti Meclisi/MKYK gibi kurultaydan sonraki en güçlü heyetler ve parti programları siyasi partilerin algılanmasında, hatta parti başkanının kendi meramını anlatmasında büyük kolaylıklar sağlıyor veya zorluklar ortaya çıkarıyor ama şahsi görüşüme göre, maalesef kinetik enerji (atılım gücü) lider tarafından belirleniyor. Bu açıdan baktığımızda hemen kimse Turgut Özal, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alpaslan Türkeş, Necmettin Erbakan’ın liderliğini inkâr etmez ama yıllarca genel başkanlık yaptıkları halde hemen kimse Mesut Yılmaz’a, Tansu Çiller’e, Erdal İnönü’ye, Deniz Baykal’a “lider” demez. Turgut Özal’dan sonra ANAP’ın parti programı mı değişti, yönetim kadrosu altüst oldu da mı Mesut Yılmaz ANAP’ı yok etti? Süleyman Demirel’in DYP’sinde ne oldu da Tansu Çiller DYP’nin mirasını çarçur etti? Hayatımda tanıdığım en bilgin, en kıvrak zekâlı siyasetçilerden Hüsamettin Cindoruk neden lider olarak bir türlü kabul görmüyor? Bu açıdan bakıldığında CHP’nin en önemli sorunu Recep Tayyip Erdoğan’dır. CHP’nin karşısında doğal/gerçek bir lider vardır ve CHP’nin de bugüne dek en önemli eksiği muadil bir lidere sahip olmamasıdır. * * * Kimdir lider? Bir sürü insan karakteri/yeteneği gibi lideri tarif etmek, özel ortamda yetiştirmek, önden tanıyabilmek hemen hemen imkânsızdır. Lider de tıpkı aşk gibi tanımlanamaz ancak görüldüğünde tanınır. Zaten liderle kitle ilişkisi âşık ile maşuk ilişkisi gibidir. Kitle liderini nedenini pek de bilmeden sever. Hatta koşulsuz sever, hatalarını, günahlarını görmezden bile gelir. Yeter ki ona güvensin! * * * Kitle-lider ilişkisinde bilinen iki kural var. Kitle: i) Lideri kendinden biri sayacak, ii) ancak kendinden üstün görecek. Kitle, liderin hem kendi değerlerine saygılı (muhafazakâr) olduğuna, hem de onu ileriye taşıyacağına (ilerici olduğuna) inanmak ister. Lider onu takip eden kitlenin elindekini almadan fazlasını verecektir! Kitlenin buna inanması gerekir. Beni yeni CHP bu açıdan ilgilendiriyor! (Yarın devam edeceğim.)