AİHM’nin tesettür kararını dikkatli okuyalım

AİHM; 29.06.2004 tarihinde Türkiye için çok ama çok önemli bir karar verdi.

Baştan belirteyim; AİHM’nin sonuç itibarıyla tesettürün üniversiteye girmesini yasaklayan kararı onaması, benim bu konudaki temel görüşlerime taban tabana zıttır. Ben:

i) Eğitimin BM-İnsan Hakları Beyannamesi’ne 1995’te ilave edildiği üzere, vazgeçilemez bir insan hakkı olduğunu,

ii) Tesettürle üniversitede okumanın,

a) hem kişisel özgürlük

b) hem de din özgürlüğü açısından ayrıca temel bir hak olduğunu düşünüyordum. Yanılmışım!

AİHM bu hakların hiçbirisini inkár etmiyor, ama aynen Refah Partisi kararında olduğu gibi başka bir bakış açısı getiriyor.

* * *

Bireyin inanç veya dinini belli eden/gösteren (manifest) tavırları toplumun diğer bireyleri tarafından kendi din anlayışları veya kişisel hak ve özgürlükleri için bir kısıtlama teşebbüsü olarak algılanabilir.

O halde devlet; dinini veya inancını belli eden/gösteren (tesettür) tavırlara kısıtlama getirebilir.

* * *

AİHM, kararının hemen her gerekçesinde ‘başkalarının tehdit algılaması’ kavramına başvuruyor ama ben özellikle şu gerekçeleri vurgulamak istiyorum:

‘97) Çeşitli dinlerin bir arada yaşadığı demokratik toplumlarda; bir kişinin din veya inancını belli etmesi/göstermesi, diğer grupların çıkarlarının uyum içinde ifade edilebilmesi açısından ve herkesin inancına saygı duyulmasını garanti etmek amacı ile kısıtlanabilir.’

‘98) (eski AİHM kararlarına atıfta bulunularak) ...dava kararlarında da görüldüğü gibi; demokratik toplumlarda, eğer bu durum diğerlerinin hak ve özgürlüklerine, kamu düzenine ve toplum güvenliğine ters düşüyorsa devletin İslami başörtüsü (tesettür) takılmasına kısıtlama getirmesini Konvansiyon kurumları doğru bulmaktadır.’

‘105) (TC) Anayasa Mahkemesi 7 Mart 1989 tarihli kararında, diğer koruma getiren unsurlar arasında, Türkiye’de laikliğin: i) demokratik değerlerin, ii) kişisel vicdana dayanan din özgürlüğüne engel olunamayacağına dair prensibin ve iii) kanunlar önünde eşitliğin garantörü olduğuna karar vermiştir... Mahkeme; ...yukarıda zikir edilen değer ve prensiplerin korunması amacı ile inancını belli etme/gösterme özgürlüğüne kısıtlama getirilebileceğine karar vermiştir.’

* * *

AİHM bu açıdan bakarak Türk laiklik anlayışını da doğru buluyor.

‘106) (yukarıda tarif edilen) Türkiye’deki laiklik anlayışı Konvansiyon’un değerleri ile uyum içindedir ve bu anlayış Türkiye’de demokratik sistemin korunması açısından gerekli görülebilir.’

AİHM’nin diğer ilgili kararları ile uyumlu bu kararı, eğer hukukun üstünlüğüne inanıyorsak taraftar mantığıyla, sevinç nidaları veya telin edilerek karşılanmamalı; derin bir analize tabi tutulmalıdır.

Haftaya bu konu üzerinde birkaç yazı yazacağım.
Yazarın Tüm Yazıları