Kısa bir Milano gezisi

“Hadi şuraya gidiyoruz” diyenin peşine takılıyorum.

Geçen cumartesi akşamı da arkadaş grubumla yemek yerken pazartesi sabahı hop kendimi Milano’da buldum.

İyi ki de gelmişim. Milano sokakları yılbaşı süsleriyle ışıl ışıl süslenmiş, insanlarla dolup taşıyor.

Restoranlarda yer bulmak nerdeyse mümkün değil. Her yerde bir etkinlik var. Cıvıl cıvıl bir Milano. Tabii ki yeni yeni yerler de açılmış İtalya’nın bu gözde şehrinde.

Buyurun sizlere ufak ufak bilgiler vereyim...

◊ Beef Bar: 

Dünyanın en iyi et restoranı Milano’da da açılmış. Portrait Otel’in içinde şık konseptiyle yerini almış. Rezervasyon yaptırmak için günler, hatta haftalar öncesinden aramanız gerek. Rezervasyonsuz denemeyin bile. Bayağı zor yer bulmak.

◊ Ralph Lauren Bar:

NYC’nin en iyi mekânıdır Ralph Lauren Bar. Şimdi Milano’da Via Della Spago Caddesi’nde yerini açmış. Klasik bir Ralph Lauren mekânı olmuş. Ekip şahane, ortam mükemmel, yemekler leziz. Listenizde bulunması gereken bir yer.

◊ Paper Moon Giardino: Paper Moon’u bilmeyen yoktur hem İstanbul’da, hem Milano’da. Yemeği, servisi, lezzeti bir klasik. Şimdi bahçe konseptiyle İtalyanları ya da buraya gelen turistleri ağırlıyor. Via Monte Napoleone’da yer alan restoran, uzun kuyruklarla içeri sizleri misafir ediyor. Deneyimleyin derim.

◊ Il Baretto Milano: 

65 yıllık bir mekân ve garsonları bile minimum 50 senedir orada. Deniz mahsulleri tek kelimeyle mükemmel. Crab salatası, burratası ve özellikle risottosu enfes diyebilirim. Bir de trüf mantarıyla şahane lezzet katmıyorlar mı, yeme de yanında yat diyecekleri cinsten.

◊ La Bullona:

Milano’nun klasikleri arasına hızlı şekilde girmeyi başarmış bir mekân. Şık dekorasyonu, keyifli servisi, yemekleri muhteşem diyebilirim. Hele hele bir istiridyesi var ki, taze taze ve lezzeti damak çatlatan cinsten. Buranın özelliği şu; saat 9 gibi yemeğe gidip 11’den sonra yan tarafındaki bar kısmında 2’ye kadar keyifli vakit geçirebiliyorsunuz. Yemekleri kadar kokteylleri de mükemmel.