Türk insanının vücuduna dövme yaptırma merakı son yıllarda inanılmaz yaygınlaştı.
Mevzu, Ayşe Armanâ??ın göğsündeki, Ertuğrul Özkökâ??ün kolundaki dövmeyle medya gündemini de işgal etti bir süre. Bu konuyla ilgili ilginç bir veriye tesadüfen ulaştım. Wipeout adıyla dünyada yükselen bir TV formatı var, bizde de şubat başında yayınlamaya başlayacak. Yetenek, sportmenlik ve dayanıklılık üzerine kurulu bir yarışma Wipeout. Halen çekimleri Arjantinâ??de süren bu yarışma için Türkiyeâ??nin dört bir yanından binlerce başvuru yapılmış. Adaylar sağlık kontrolünden geçerken, vücutlarının fotoğrafı çekilirken ilginç bir sonuçla karşılaşmış yapımcı Endemolâ??ün yöneticileri. Her üç adaydan birinin vücudunda dövme var. â??Türkiyeâ??de bu kadar yaygın olduğunu hiç tahmin etmezdikâ? diyorlar. Erkeklerde bu oran biraz daha düşüyor, kadınlarda vücuduna dövme yaptıranların oranı ise daha yüksekmiş. Sadece İstanbul, İzmir değil diğer şehirlerden gelenlerde de dövmenin yaygın olduğunu görüp şaşırmışlar. 13 bölüm olarak çekilen Wipeoutâ??un her bölümünde 8 kadın 8 erkek yarışıyor ve neredeyse her bölümde 16 yarışmacıdan 6-7â??sinin vücudunda dövme var. (Tabi bunun sağlıklı bir Türkiye ortalaması olamayacağını söylememe gerek yok herhalde...) Yarışmacının sunucusu ise Asuman Krause... Şu an Arjantinâ??de bulunan Asuman da oradan dövme yaptırıp dönerse şaşırmam. Sırtına bir çift göz (kendi gözlerini) yaptırmak istiyordu uzun zamandır. Los Angelesâ??ta birlikte dövme yaptırmaya niyetlenmiştik de bir türlü fırsat bulamamıştık...
Sporcular daha çok sakatlanıyor
Acunâ??un Fear Factorâ??ü gibi Arjantinâ??de çekiliyor Wipeoutâ??u. Buraya kurulan büyük sete dünyanın her ülkesinden televizyoncular gelip çekim yapıyor. Yapımcıların elinde spor, özellikle de pilates yapanlarla ilgili de ilginç bir sonuç var. Büyük topların üzerine atlamaya çalışan, sağa sola sıçrayıp tutunan yarışmacılar arasında en çok sakatlık geçirenler düzenli spor yapanlarmış. Sadece bizim yarışmacılardan bahsetmiyorum, Türkiye dışında Arjantinâ??de çekim yapan 5 ülke yarışmacıları için de geçerli bu durum. Omuz ve kalça çıkıkları en çok karşılaşılan sakatlıklar yarışmada. Spor yapan erkeklerin omuzları, pilates yapan kadınların ise kalçaları çok daha kolay çıkıyormuş. Sonra doğru setten hastaneye... Arjantinli doktorlar, spor yapan erkeklerin kendilerine daha çok güvenip risk aldıkları için sakatlandığını... Pilatesin ise kadınların vücudunu fazlasıyla zorlayıp zayıf düşürdüğünü söylü-yorlar... Sporla ilgisi olmayan lapacılar ise ilginçtir sakatlanmıyormuş. Buradan nasıl bir sonuç çıkarmamız gerekiyor. Sporu bırakıp yemeğe, biraya mı vursak kendimizi?
Yapmayın şu haberleri
Dünkü Sabahâ??ta bir haber; â??Yolcuya sifon eziyetiâ?. İzairâ??in İzmir-İstanbul uçuşu sifondaki arıza nedeniyle 3 saat rötarlı olmuş. Sabah da bunu â??eziyetâ?? olarak duyurmuş. Eminim bir Sabah yazarı/editörü ya da önemli birileri vardı uçakta o yüzden â??eziyetâ?? olarak yansıdı haber sayfaya. Oysa kaptan, sifondaki su sızıntısının uçağın elektrik aksamında arıza getirebileceğini açıklamış. Helal olsun kaptana, uçuş güvenliğini tehlikeye atacak en ufak bir risk bile almamış. Sabahâ??ın dediği gibi yolculara â??eziyetâ?? çektirmeyip zamanında kalksaydı da sifon sızıntısının yol açacağı arıza yüzünden Afyonâ??a varmadan düşseydi uçak daha mı iyi olurdu?.. Medya, havacılıkta her şeyden önemli olanın uçuş ve can güvenliği olduğunu öğrenmeli artık. Bu nedenle kaynaklanan rötarlara da â??eziyetâ?? başlığını atmamalı artık. New York Times taca çıktı
Gazetecilikte hata yapmamak imkansız, işin içinde insan unsurundan başka bir şey yok çünkü... New York Times, Paris Belediye Başkanıâ??nın bir mektubunu yayınladı. â??Caroline Kennedy, Hillary Clintonâ??ın koltuğuna oturamazâ? diyen zehir zemberek bir siyasi yazı. Meğer bunu yazan Paris Belediye Başkanı değilmiş, onun adına birileri yazıp göndermiş. Gazete de sorup soruşturmadan basmış. Yani dünyanın her yerinde gazeteciler hata yapıyor, bakın ben de dün Mustafa Denizliâ??ye kafa atanın Amigo Birol olduğunu yazmışım, Amigo Orhan yerine...