Türkiye, Paris’te tek bir stantta

Paris Kitap Fuarı’nda Türkiye’nin bölük pörçük temsil edildiğini geçen yıldan bu yana yazıyorum.

Haberin Devamı

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a cumartesi günü bir çağrıda bulunarak, “Bu yılki fuara derli toplu tek bir stantta katılmamıza önayak olun” dedim... Kültür Bakanlığı’ndan arayıp konuyla ilgili bilgi verdiler.

Geçen yıl yaşanan dağınıklık bu yıl olmayacakmış.

250 metrekareli tek bir standı olacakmış Türkiye’nin.

50 metrekaresi Büyükşehir Belediyesi’nin, 50 metrekaresi ıTO’nun, 150 metrekaresi ise Kültür Bakanlığı’nın yeri olacak bu standın içinde.

Geçen yıl fuarın üç ayrı yerindeydi bu stantlar...

TEDA projesini anlatmak için Fransız Ulusal Yayıncılar Birliği’yle de toplantılar yapılacak bu yılki fuarda...

Not 1: TEDA Projesi, Kültür Bakanlığı’nın çok önemli bir adımı. Türk edebiyatının klasik ve çağdaş eserlerinin başka dillerde yayınlanmasına öncülük ediyor.

Türkçe kitapların başka ülke okurlarına ulaşması açısından alkışlanacak bir proje.

Not 2: Kültür Bakanlığı’na bir alkış da Paris Kitap Fuarı’ndaki karmaşayı engellediği için. Yurtdışı fuarlarında Türkiye’nin çok daha iyi temsil edilmesini sağladılar.

Haberin Devamı

Türk şarabının yükselişi

Geçen hafta Demet Cengiz Bilgin’in Hürriyet ekonomi sayfalarında çıkan Türk şaraplarıyla ilgili üç yazısı vardı...

Üçünü de kesip sakladım...

5-7 Mart günleri arasında düzenlenen Masters of Wine Weekend ıstanbul etkinliği için Türkiye’ye gelen dokuz şarap uzmanının değerlendirmeleri ve görüşleri vardı bu yazılarda...

Demet uzmanların en yüksek puanları verdiği şarapların listesini yayınladı sayfalarda...

Listedeki bazı şaraplar gibi uzmanların Türkiye’nin en iyi kırmızı şarabı ilan ettikleri Kavaklıdere Pendore Syrah’ı hiç tatmamıştım.

Demet’in yazısını da o yüzden sakladım.

Tek tek en iyiler listesine giren şarapları topluyorum şimdi.

Türk şarapçılığının çıkarılan tüm engellere rağmen önlenemez yükselişine tanıklık etmek için...

Köprülerden sonra Taksim’i de ışıklandırın

Söylemekten dilimizde tüy bitti; Taksim dünyanın en çirkin meydanı diye...

Trafiğe mi kapatacaksınız, AKM’yi mi yıkacaksınız ne yapacaksanız yapın artık da şu Taksim’i bir an önce ıstanbul’a yakışır bir meydan haline getirin.

Işıl ışıl bir hale dönen Boğaziçi Köprüsü’nden sonra şimdi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü de ışıklandırılıyor.

Pek çoğu ışıkların gece yarattığı güzelliğe bakmak yerine, bunun müsriflik olduğunu düşünüp “yazık günah giden paraya” diyebilir...

Dün Erkan Çelebi, Hürriyet’te yazdı; Boğaziçi Köprüsü’nün aydınlatılması için harcanan para saatte 13,6, günde 81,6 lira...

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde bu fiyat saatte 8, günde 48 lira olacakmış.

Açıkçası ben o kadar ışıklandırmanın çok daha yüksek fiyat tutacağını düşünüyordum.

Geceleri karanlığa gömülen değil, yaşayan, ışıl ışıl parlayan bir şehir olmalı ıstanbul.

Bu yüzden Birinci ve ıkinci Köprü’de başlayan bu ışıklandırmanın meydanlara da yansıyacağı günü hasretle bekliyoruz.

Haberin Devamı

Havada aşk kokusu var

Hande Yener ve Sinan Akçıl’ın Astoria’daki Num Num’da baş başa buluştuklarını yazmıştım cumartesi günü...

Dün de Hande Yener, Twitter’daki sayfasına “Sinan Akçıl iki-üç yıl bana lazım” diye bir not düştü.

Hadise ve Kadir Doğulu bu işe ne der bilemem ama ben “havada aşk kokusu var” diyorum...

Yazarın Tüm Yazıları