Spor medyası düşündüğünü yazıyor mu

Milli Takım'ın ana sponsoru Turkcell'le birlikte hafta sonu İsviçre'deydik.

Neredeyse bütün gazetelerin spor müdürleri ve yöneticileri kadrodaydı.

Maç öncesi herkeste bir umutsuzluk vardı; "Çok zor maç" diyenler, "Geçmemiz mümkün değil" diyenler, 1-0 mağlubiyeti bile büyük başarı görenler.

Oysa gazete sayfalarına maç öncesi bu hava hakim değildi.

Gazetelerin spor sayfalarını hazırlayanların sohbetlerde söyledikleriyle, gazetelerin spor sayfasında yazanlar neredeyse taban tabana zıt.

Sonuçta yazılanlar değil, konuşulanlar doğru çıktı ve maçı 2-0 kaybettik.

Dönüş yolunda tüm spor basınına hakim olan ortak hava, "Bu iş bitti" şeklindeydi.

İstanbul'da İsviçre'yi 3 farklı yeneceğimize neredeyse kimse inanmıyor.

Ama gazetelere bakıyorum; "Daha bu işin İstanbul'u var" görüşü hakim.

İsviçre gezisi gösterdi ki spor sayfalarının manşetleriyle, spor adamlarının düşündükleri birbiriyle örtüşmüyor.

Manşetleri hazırlayanlar tersini düşünse de, galiba manşetler olması isteneni yazıyor.

* * *

İsviçre maçında iyi oyun da yoktu şans da.

Oysa taraftar için şans ve uğur önemlidir. Takımı galip geldiyse bir sonraki hafta aynı elbiseyi giyenler, berabere giden maçın 70'inci dakikasında sigara yakanlar, herkesin kendine göre bir uğuru ya da uğursuzluğu vardır.

Hatta ben ayağım uğurlu gelmiyor diye Galatasaray-Fenerbahçe maçına gitmeyen Galatasaraylılar bilirim.

Adam o kadar uğura kaptırmış ki, en önemli maça bile gitmiyor.

Şimdi böyle bir atmosferde İlker Yasin de uğursuzlukla suçlanır, Kanal D de...

Tabii buna da ancak diğer uğursuzluklar gibi gülüp geçilir.

İsviçre'ye giden kadroda spor basını dışında Fikret Ercan, Emre Aköz, Yavuz Semerci ve ben olmak üzere dört kişi vardık.

Aköz'le Semerci 10 gün önce Schalke'den de Fenerbahçe mağlubiyetiyle dönmüştü.

Madem İlker Yasin yüzünden maç kaybediyoruz, ben de "Emre'yle Yavuz maçlara gelmesin" kampanyası başlatsam mı acaba...

Sadece kadınlar mı hayvansever?

Geçen hafta Cenk'le Erdem'in Digitürk'te yeni açılan S'nek kanalında bir kediye yaptıklarını yazmıştım.

Hayvanseverler hem beni, hem Digitürk'ü hem de RTÜK'ü mail yağmuruna tuttular.

Önce kedinin durumuyla ilgili bir bilgi vereyim.

Kedi program ekibinin sokakta bulup uzun süredir binada beslediği kediymiş ve hayatından da çok memnunmuş.

'Halı çalma operasyonunda' kullanıldığı için de herhangi bir yara bere almamış.

Bu işte benim dikkatimi çeken başka bir nokta oldu.

Bana konuyla ilgili gelen 100'ün üzerinde mailden neredeyse tamamının altında bir kadın imzası var...

Hayvan hakları savunucusu PETA'nın eylemlerinde en ön saflarda kadınlar yer alıyor.

Bizim hayatımıza giren ilk medyatik hayvansever de Panter Emel adlı bir kadındı.

Acaba kadınlar hayvanları daha mı çok seviyor.

Daha merhametli oldukları için mi hayvan hakları ihlallerinde en çok onların sesi çıkıyor?

Yoksa erkeklerin bu tür 'işlere' ayıracak zamanları mı yok?

Ama biliyoruz ki kadınların başı çektiği bir hareketin etki gücü her zaman daha yüksek oluyor.

Bu nedenle tüm kadın hayvanseverlerin bu küçücük olayda bile gösterdikleri tepkiye teşekkür ediyorum.

Erkekler nasıl olsa onların peşine takılacaktır.

Ailton, Rizelileri kızdıracak

A
ntrenmanda çekilen görüntülerde Beşiktaş'ın iki Brezilyalısı şakalaşıp, konuşuyor.

Ailton, Kleberson'u kızdırıyor.

"Sen ki Dünya Kupası'nı kaldırdın, Konfederasyon Kupası'nda oynadın, sonra gel burada şeye git..." diyor, hatırlamaya çalışıyor...

"Geçen hafta nereye gitmiştik ya" diyerek Kleberson'a soruyor.

Kleberson'un Rize'yi hatırlatması üzerine de, "Hah... Manchester United'la, Old Trafford'da sahaya çık, sonra gel burada Rize'ye git" diyor.

Karşılıklı gülüşüyorlar.

Bunun üzerine görüntülerin yayınlandığı Telegol yorumcuları çeşitli görüşler ileri sürdü.

Kimi "Olur böyle şeyler" dedi, kimi "Bu vatanın her yerine gidilir" gibi hamasi tavır sergiledi...

Sanki Telegol, Beşiktaş'ta sallantıda olan Ailton'un bu görüntülerle ipini çekmek ister gibiydi.

Ama bence sempatik ve içinde haklılık da barındıran bir şakalaşmaydı.

Şimdi Hakan Şükür, futbolu bizden geri bir ülkeye gidip hiç bilmediği bir şehirde maç oynasa, "UEFA Kupası'nı kaldır, sonra buralara gel" esprisi komik olmaz mı?..
Yazarın Tüm Yazıları