“Son Durak”ta mizah var

Oyuncu kadrosu müthiş...
Hikaye çok komik...
Çok güzel çekilmiş bir film.
Ama gel gelelim mesaj kaygısına kurban gitmiş film...
Kadına şiddete karşı büyük şeyler söylemek zorunda hissetmiş film kendini.
Sanki söylemese eksik bir şeyler kalacakmış gibi.
Oyuncuların taktıkları fular bile bunun simgesi...
Oysa tam tersi filmin mizahı anlatılması gerekeni fazlasıyla anlatıyor zaten.
Komik, gülüyorsunuz.
Bu filmin komedi yanının unutulup, sadece “kadına şiddete karşı yapılmış film” olarak pazarlanması bile hata...
Barış Pirhasan senaryoyu yazarken, ben anlatmak istediğimi mizahla da anlatırım deyip elini korkak alıştırmasa...
Yusuf Pirhasan ilk filminde illa mesaj vermem gerekiyor kaygısı taşımasa...
“Kurtuluş Son Durak”, pembe fularlarla pazarlanmasa...
Sezonun en komik filmini konuşuyor olacaktık şimdi.
O komedinin içinde en ağır erkek eleştirisi var çünkü...

Sonunda hayvan karşıtı da oldum!

Burhan Ayeri, 13 yıllık kedisi Hırçın’ın ölümü üzerine yazdığı dünkü yazısını bana ithaf etmiş.
“Hayvan karşıtı yazılarıma son vermemi” rica ediyor benden...
“Soğukta sokak hayvanlarını haber yapan medya, neden sokakta yaşayan evsiz insanları hatırlamıyor” demiştim ya geçen gün...
Belli ona kızmış...
Ama bilmediği bir şey var Burhan Ayeri’nin...
Hayatımın 40 yılını köpeklerle beraber geçirdim ve hiçbir zaman hayvan karşıtı olmadım.
Çocukluğumdan beri köpeklerim oldu... Evde, sokakta, babamın işyerinde...
Daha birkaç yıl önce 15 yıllık köpeğim son nefesini kucağımda verdi.
Yıllardır Cihangir’de yaşıyorum, kedi cennetinde...
Apartmanımızın kedisi var; Panda.
Girişte her geleni karşılar, özel yeri vardır.
Bazen arkadaşlarını apartmana yemeğe getirir Panda.
Güneşli havalarda apartmanın önünde turistlere poz verir.
O kadar güzeldir yani kedimiz.
Şimdi ben böyle ömrü hayatımı kedilerle-köpeklerle geçirirken, birden “hayvan karşıtı” olarak anılmak şaşırtıyor tabii insanı...
Neden?
Sadece, “Kış günü sokaktaki hayvanları değil, sokaktaki insanları da hatırlayın” dediğim için...

Türk kahvesine iade-i itibar

Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin kurulması önemli...
Ünlülerin Türk kahvesi içerken poz vermeleri...
Alem dergisinin bu projeyi desteklemesi...
Bunun için gece düzenlenmesi...
Hepsi ama hepsi çok önemli...
Çünkü Türk kahvesinin yerini hızla espressolar, cappucinolar alırken...
Kahveyi karton bardaktan içme kültürü hızla yayılırken...
Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı unutulurken...
Türk kahvesine itibar gerekiyordu.
Demleme çaya da verilmesi gerektiği gibi...

Kemik yaşı

Bolu’daki 13 yaşında hamile gelini hemen unuttuk...
Bakan, “Kemik yaşı 17’ymiş” dedi hepimiz rahatladık!
Sanki derdimiz kemik yaşıymış gibi...
Buyurun bir başka 13’lü gelin de bu kez Gaziantep’ten çıktı.
Ona da kemik yaşı 17’ymiş diyerek kendimizi mi kandıracağız...
Yoksa bu işin üzerine artık ciddiyetle gidecek miyiz?
Bu arada imam nikâhı kıydık diye dolanan ünlüler:
Gördünüz mü, Gaziantep’teki 13 yaşındaki gelin de sizin gibi imam nikâhlı...

Davet sahibine bak

SİYAD Başkanı Tunca Arslan, önceki gün canlı yayında bana; “İsteyen istediği kıyafetle gelebilir bizim ödül törenimize. Bizim için Nuri Bilge Ceylan’ın ne giydiği değil, törene gelmesi önemli” dedi.
Davet sahibi bu anlayıştaysa...
Davetliye neden kızıyoruz ki...
Nuri Bilge’ye pijamayla çıkmadığı için teşekkür etmeliyiz!

Zaman doğruladı

Bülent Çavuşoğlu’yla ilişkisi üzerine yazdığım için Ajda bana kırılmıştı...
Dün ikilinin sarmaş dolaş fotoğrafları yayınlandı Hürriyet’te...
Hep diyorum ya...
Bazı haberler doğrulanmak için zamana ihtiyaç duyar.
Bu da öyle oldu!
Demek ki Ajda’nın bana kırılmasına gerek yokmuş.