Cuma akşamları Beyaz Show’a rakip programlar artarak devam ediyor.
Son olarak Anadolu Ateşi’nde izlediğimiz Cem Davran bu akşam şova başlıyor.
Benim Cem Davran’dan bir şüphem yok da atv’nin cuma gecesinden korkuyorum.
Malûm burada kimse dikiş tutturamadı. Sayalım mı;
Michael Show, Ceyhun Yılmaz Show, Tuba Özay Dekolte, Haluk Bilginer-Zuhal Olcay Ti Show, MFÖ Show, Metin Uca Büyüklere Masallar, İzzet Yıldızhan, İbrahim Sadri, Emel Müftüoğlu...
Hepsi atv’de cuma akşamını denediler ama başaramadılar.
Başaran bir tek kimdi biliyor musunuz? Yıllar önce Televizyon Çocuğu’yla Okan Bayülgen.
Ne tesadüf ki o da bir tek cuma akşamları yayınlanmıyordu. Hafta içi dört gece yayınlanan Televizyon Çocuğu, Siyaset Meydanı nedeniyle bir tek cuma akşamları ekrana gelmezdi.
Yani Okan’ın şansı varmış, ya programı cuma akşamları da yayınlansaydı.
Umarım kanalın makûs talihini değiştiren Cem Davran olur.
(atv, 23.20)
Hoca’ya selam
Yağmur Zamanı’nın son bölümünde Fırat (Tamer Karadağlı), Eylül’e (Azra Akın) üniversite yıllarında Ayhan Aktar adlı hocası ile olan bir anısını anlattı.
Bahsi geçen Ayhan Aktar gerçekten de bir üniversite hocası. Halen Marmara Üniversitesi’nde sosyoloji dersleri veriyor ve artık konusunda temel bir başvuru kaynağı haline gelmiş ‘Varlık Vergisi ve Türkleştirme Politikaları’ adlı kitabın da yazarı.
Ayhan Aktar Hoca’nın dizide böyle ‘rol alacağından’ haberi var mıydı bilmiyorum ama senaryo ekibinden birilerinin üniversite yıllarında Marmara Üniversitesi Kampüsü’nün pipolu karizmatik profesörü Ayhan Aktar’dan fazlasıyla etkilendiği kesin.
Jilet firmaları dizilere karşı
Ekran Alacakaranlık, Kurtlar Vadisi, Köpek gibi dizilerin bol sakallı, bıyıklı karakterleriyle dolunca durumdan en çok galiba tıraş bıçağı üreticileri rahatsız oldu.
Televizyonda bol bol jilet reklamı izliyoruz bu aralar.
Permatik’in son reklam filmindeki sloganı da; ‘Ağır ol ağabey desinler, Permatik kullan seni yesinler’.
Reklamda deneyimli ‘ağır ağabey’ yeni yetme delikanlıya her zaman tıraşlı gezmenin raconunu öğretiyor.
Anlaşılan o ki jilet üreticileri dizilerdeki sakal-bıyık furyasına karşı bir atağa geçtiler.
Sinek kaydı tıraşla da ağır ağabey olunabileceğini kanıtlamaya çalışıyorlar.
Kanallara balans ayarı
RTÜK Başkanı Fatih Karaca’nın canlı yayına çıkıp da reality programlara yasak getireceğini açıklaması son bir yıl içinde kanallara yapılmış ikinci ‘balans ayarıdır’...
Hatırlarsanız ilki, reklam sürelerinin abartılmasından sonra RTÜK’ün işe el koyup sürelerin kesin şekilde belirlenmesiydi.
Bu yine televizyonların içeriğiyle değil, görüntüsüyle ilgili olduğu için anlaşılır bir durumdu.
Ancak son açıklama, RTÜK’ün direk program içeriğine müdahalesidir.
Karaca kısa bir süre önce benzer çıkışını daha yayında bile olmayan, erkeklerin kadın gibi yaşayacağı He is a Lady adlı program için de yapmış ve televizyon tarihimizde ilk kez bir program, daha ekrana gelmeden ‘cezalandırılmıştır’.
Reality programlar üzerine yapılan son açıklama ise RTÜK’ün kanallar üzerinde artık içeriğe de müdahale eder duruma geldiğini gösteriyor.
Gönül isterdi ki, kanalların gözü dönmesin kendi iç dinamikleriyle bu işin kontrolden çıkmasını engellesin, hatta bir araya gelerek kendi aralarında bir karar versin.
Reklam sürelerinde olmadığı gibi, reality programlarda da böyle bir şey olmadı.
Olmayınca da RTÜK’ün ‘balans ayarı’ devreye girdi.
Ben kanalları bu işi kendileri çözemedikleri için eleştirdiğim kadar, RTÜK’ün de müdahale yöntemini eleştiriyorum.
RTÜK Başkanı Fatih Karaca, kanal yöneticilerine bir sohbet toplantısı düzenleyip bu işi kapalı kapılar ardında yapamaz mıydı?
Kaldı ki Radyo Televizyon Yayıncıları Derneği’nde bunun arada bir yapıldığını biliyorum.
Böyle bir toplantıda işin abartıldığı, artık RTÜK’ün bu işi ciddi şekilde takip edeceği kanal yöneticilerine söylenemez miydi?
Böyle bir yöntem dururken, Karaca’nın ekrana çıkıp; ‘Kendinizi düzeltmezseniz, biz düzeltmesini biliriz’ anlamına gelen açıklama yapması hiç şık durmadı.
Madem bu kadar kararlı RTÜK, ne gerek var bu gösteriye; yağdır cezaları olsun bitsin!..
Diğer yandan RTÜK içeriklere bu kadar müdahale etme hakkını kendinde görüyorsa, ne gerek var kanalların genel müdürlerine, yayın kurullarına ve yönetimlerine...
RTÜK elbette yayıncılığın ana çerçevelerini çizecektir, elbette reality programlarda durum rahatsızlık boyutuna gelmiştir ancak çözüm çok daha demokratik olmalıydı.
Gündem televizyon
Bu ara en çok konuşulan konu televizyon. Gazeteler, dergiler, haber ve tartışma programları sürekli aynı konuyu ele alıyorlar.
Yok reality programlar, yok diziler, yok televizyonlar nereye gidiyor.
Kendimden de biliyorum, hiç bu kadar çok demeç verdiğim bu kadar çok televizyon programına konuştuğum bir dönem olmamıştı.
Fatih Karaca’nın açıklamasından sonra tartışmalar daha da artarak sürecek gibi gözüküyor.
Ne kadar çok televizyon izlediğimiz buradan belli. En çok konuştuğumuz konu o.