Paylaş
Üst üste üç ünlü, kendilerini takip eden, soru soran muhabirlerle ilgili ağır sözler söyledi.
Hatırlayalım dediklerini;
Cem Yılmaz’dan muhabire: Yaptığın iş iş değil, git kendine sigortalı bir iş bul...
Nejat İşler’den muhabire: Harbiden salaksınız oğlum siz...
Hülya Avşar’dan muhabire: (Bir dakika içinde 6 kere geri zekalı dedikten sonra) Bu muhabirlere geri zekalı demek az bile...
Yani gece muhabirlerine “sigortasız geri zekalı salaklar” yakıştırması yaptı ünlüler.
Hatta daha sonra muhabir Hülya Avşar hakkında dava açtı.
Ben muhabirler ve ünlüler arasındaki tartışmaların çoğunda ünlülerden yana tavır almış biriyim.
Çünkü bizim tarafta muhabirlerin neyin peşinde olduğunu, neyi niçin sorduklarını, provoke etmek için neler yaptıklarını iyi biliyorum.
Bu yüzden de yazılı basın muhabirleriyle, gazeteleri ayırıyorum.
Her gün irili ufaklı yeni bir kanal açılıyor.
Yapılacak en ucuz program da magazin...
Ver yeni mezun bir stajyerin eline mikrofon, onun yanına bir kameraman bütün gece çeksin...
O muhabirler de ne yazık ki zaman zaman kime nasıl davranacaklarını, neyi ne zaman soracaklarını bilemiyor.
Ama bu durum ünlülere de muhabirlere hakaret etme hakkını tanımıyor.
Kim kime salak ya da geri zekalı diyebilir?
Tüm bunlardan dolayı magazin cephesinde ortalık yine gerildi.
?u sıralar ünlülerle muhabirler arasında yeni bir itiş kakış yaşanırsa hiç şaşırmam...
Şaka gibi...
Şaka gibi haber
“Biz kaldırmaya çalışıyoruz, ABD faytonları el üstünde tutuyor” başlığıyla Milliyet-Cadde’de bir fotoğraf:
Bembeyaz, tertemiz bir fayton, sağlıklı gözüken harika atlar ve buraya dikkat; papyonlu bir faytoncu...
Şaka gibi bir haberdi...
Bu habere ancak şu denir;
“Adada böyle fayton vardı da biz mi binmedik?”
Şaka gibi örnek
Viyana’nın faytonunu örnek verip duruyorlar. Hıncal Uluç da aynı şeyi yazdı. Viyana’da yokuş mu var Hıncal Abi? “Atlar adanın yokuşlarını çıkamıyor” diyorum.
Sağlıklı olsalar da çıkamazlar.
Çıksalar da eziyet hayvanlara. Bu yüzden akülü fayton olmalı, atlı faytonlar da adanın düz bir güzergahında sembolik olarak hizmet vermeli.
Şaka gibi dadı
Haluk Bilginer yeni bir diziyle ekrana gelmeye hazırlanıyor. Robin Williams’ın oynadığı “Müthiş Dadı” filminin benzeri olacak dizi ve Haluk Bilginer dadıyı canlandıracak. Hatırlarsanız, daha önce Okan Bayülgen de dadı rolünü canlandırmıştı.
Şaka gibi sürücüler
Swissotel’in yanından Dolmabahçe Caddesi’nin ortasına inen noktaya sola dönüşü engellemek için plastik koniler konmuştu. Sürücüler o plastiği ezip sola dönmeye başladılar. Ne diyeyim ben? Yola beton döksen engel tanımaz sürücüler!
Şaka gibi, oyuncu yok
Tarihi dizilere bir yenisi daha ekleniyor. Şükrü Avşar, Köroğlu’nun hikayesini dizi olarak çekmeye hazırlanıyor. Ancak hâlâ Köroğlu’nu oynayacak bir oyuncu bulamamış Avşar.
İşte budur Ceyhun Yılmaz!
Ceyhun Yılmaz, Kirlenmeyen Kelimeler adlı gösterisiyle yıllar sonra yeniden İstanbul’da sahneye çıkmaya başladı. Önceki akşam ilk gösterisini Beşiktaş Kültür Merkezi’nde yaptı. Tıklım tıklım doluydu salon...
Bu Ceyhun’u üç, belki de dördüncü kez sahnede izleyişim...
İlkinde küçücük bir çocuktu, daha olmamıştı...
Sonra bir-iki kez daha izledim...
Ama onların üzerinden de nereden baksan 6-7 sene geçmiştir. Yıllar sonra bir kez daha gittim.
Ve salondan çıkarken, işte budur dedim. Yıllardır Anadolu’nun çeşitli yerlerinde sahneliyor gösterilerini Ceyhun...
Üniversite öğrencileriyle buluşuyor, yardım gecelerinde sahneye çıkıyor. Belli ki bu gösteriler Ceyhun Yılmaz’ı bambaşka bir adama dönüştürmüş sahnede... Hamdım, piştim, yandım diyerek İstanbul sahnelerine dönmüş. Sahneyi dolduran, seyirciye tamamen hakim bir şovmen olmuş...
Anlattığı hikayeler komik... Rahatlığına diyecek yok... Bir imam cemaat hikayeleri anlatıyor ki ölürsünüz gülmekten... “Biraz daha konuları çeşitlendirirsen bu gösteri dört dörtlük olacak” dedim.
“Çok hikaye var, ilk gece olduğu için bugün biraz kısa kestim” dedi... Bugüne kadar o kadar sahnede izledim, onca TV programı yaptım... İzlediğim en iyi Ceyhun Yılmaz buydu.
Paylaş