Paylaş
Açıkçası yasağı başından beri desteklememe rağmen ben bile bu işten umutsuzdum, bu kadar başarılı uygulanacağını beklemiyordum.
İzmirli kahvehanelerin yasal mücadelesini boşverin, bu kadar büyük başarı sağlanmışken Türkiye’nin bu konuda geri adım atması imkansız artık.
Bir yıllık performansla ilgili araştırmalar da yapılıyor.
İşte o araştırmalardan çıkan sonuçlar...
Restoran, bar, kafe ve kahvehaneler dahil olmak üzere tüm kapalı kamusal alan ve işyerlerinde sigara içilmesini yasaklayan yasa ülke genelinde yüzde 92 oranında kabul görüyor.
Yasayı destekleyenlerin oranı Doğu Anadolu’da yüzde 92 iken, Batı’da yüzde 96’ya kadar çıkıyor.
Yeme-içme mekanlarına sıkça gidenler içinde yasayı desteklerinin oranı yüzde 88...
Düzenli sigara içenler arasında bile yasayı kabul edenlerin oranı yüzde 77.
Türkiye genelinde mekanların yüzde 90’ından fazlası yasaya uyum gösterdi. İstanbul’da bu oran yüzde 97’ye kadar çıktı.
Geçen yıl kamusal alanlarda ve işyerlerinde yasağın etkili olduğuna inananların oranı yüzde 24 iken bu yıl oran yüzde 66’ya çıktı...
2010 yılının ilk 4 ayında son 12 yılın en düşük sigara tüketimi gerçekleşti.
İstanbul’da son bir yılda pasif sigara dumanı etkisiyle acile başvuran hasta sayısı yüzde 20 oranında azaldı.
Son bir yılda tütün tüketimi yüzde 22 azaldı.
İstanbul’da bir yıl içinde 93.894 işyeri denetlendi, uygun olmayan 3.196 işyeri tespit edildi, 1.108’ine uyarı gönderildi, 816’sına para cezası kesildi.
Bir yıl içinde sigara yasağını deldiği için para cezası kesilen şahısların sayısı 2.796...
(Rakamlar, Quirk Global Strategies’in Türkiye’de 16 ilde, 600 kişiyle gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmasından...)
Şehir notları...
Arnavutköy Kahvesi kapandı. ‘Artizler Kahvesi’ gibi bir yerdi burası. Sinemadan, müziğe birbirinden ünlü simaları okey oynarken, tavla oynarken gördüğümüz Arnavutköy Kahvesi’nin yerine bir restoran açıldı şimdi... Üzülmedim dersem yalan olur...
Rejans kavgası bitmek bilmiyor. 78 yıldır Beyoğlu’nda aynı mekanda bulunan restoran 5-6 ay sonra tahliye edilecek. 1-2 yılda bir Rejans’ın tahliyesi gündeme
geliyor. Rejans’ın işletmecileri konuşuyor, bu işin aslı astarını anlamak için mal sahibini dinlemekten başka çare yok.
Alışveriş merkezleri çocukları çekmek için kırk takla atıyor. Çocukları ata bindirmek de bu aktivitelerden biri. İyi güzel de yöneticiler AVM’lerin ahıra döndüğünün farkında değil mi... Bu yaz sıcağında ortalık leş gibi kokuyor. Şimdi de atlar Kanyon’daymış, ay sonuna kadar Kanyon’a uğranmaz...
Kendime ödev
Evde nereden elime geçtiyse, yıllar sonra Quills’i (Düşlerin Efendisi) yeniden taktım DVD’ye...
Sadizm kavramının yaratıcısı Marquis de Sade’ın hayatını anlatan bir film bu.
Geoffrey Rush ne güzel oynar bu filmde...
Ama ben bu filmde en çok akıl hastanesindeki delileri oynayan küçük rolleri beğeniyorum.
Quills’in üzerine bu yaz sıcağında Sodom’un 120 Günü’nü tekrar okumak çekilmez ama Pasolini’nin Salò o le 120 giornate di Sodoma’sını tekrar izlemek farz oldu artık.
TDK kendini aştı...
Türk Dil Kurumu’nun otobüse Türkçe karşılık olarak ‘çok oturgaçlı götürgeç’ demesiyle yıllarca dalga geçtik.
Ama bulunan çok da güzel karşılıklar var arkadaşlar.
Mesela davetiyelerde yazan LCV “lütfen cevap veriniz” yerine bakıyorum da RSVP kullananlar var. Fransızca, ”repondez s’il vous plaît”nin kısaltılmışı...
RSVP’nin LCV’den (el-si-vi değil le-ce-ve) daha iyi bir kısaltma olduğunu kim iddia edebilir ama snob’luk işte, RSVP diyecek.
Mesela son olarak ‘light’ yerine ‘yeğni’ demiş TDK.
Anadolu’da hafif, ağır olmayan anlamında kullanılan bir söz, kesinlikle ‘light’tan iyi...
Metroseksüel yerine bakımlı erkek...
Reenkarnasyon yerine ruh göçü...
Self servis yerine seç-al servis...
Tirbuşon yerine burgu...
Hatta ‘zapping’ yerine ‘geçgeç’ bile iyi ya...
Klip yerine görümsetme gibi zorlama tavsiyeleri de var ama ben TDK’yı kendini aşmış buldum...
Paylaş