Paylaş
Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarihi siluetin bozulmasına izin verilmeyeceğini açıkladı.
Keşke ruhsat izni verilmeden düşünülseydi bu...
Şimdi oraya milyarlarca lira para harcayan yatırımcı buna itiraz
etmez mi?
Yasal yollardan hakkını aramaz mı?
Bu yüzden Kazlıçeşme’deki o gökdelen inşaatlarının ikinci bir Park Otel faciasına dönüşmesinden korkuyorum.
Belediye ve yatırımcı arasındaki böyle bir hukuki olaydan dolayı Gümüşsuyu’nda yapımı yarım kalıp yıllarca enkaz olarak duran Park Otel gibi olmasın bu gökdelenlerin
sonu da?
Park Otel yıllar sonra yeniden yapılıyor şimdi...
Yerine yeni enkaz olarak bu gökdelenler mi gelecek?
İstanbul siluetinin bozulmasına hiç kimsenin gönlü razı olamaz...
Not: Bu arada konuyla ilgili ilk haber cumartesi günü Zaman’da çıktı. Çarşamba günü Radikal haberi geliştirdi, etraflıca araştırıp manşet yaptı.
Olay ondan sonra patladı.
750 bin satan Zaman haber yapınca olayın gündeme bile gelmemesi, 50 bin satan Radikal manşet yapınca herkesin konuşmasını neye bağlayacağız?
Söyleyeyim; medyada 1 Radikal, 10 Zaman gücündedir!
Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi
Ben bu filmi öncelikle adından dolayı çok sevdim...
Daha kimin çektiğini, kimin oynadığını bilmeden, adını ilk duyduğumda bu filme karşı bir sempati oluştu bende.
“Ne güzel bir film ismi bu” dedim.
Sonra yönetmenin Onur Ünlü olduğunu öğrendim.
“Beş Şehir”i çeken, “Acı Aşk”ın senaryosunu yazan, şu sıralar ekranın en absürt komedisi olan “Leyla ile Mecnun”u çeken yönetmen...
Filme kanım biraz daha ısındı...
Ardından aşırı acıklı hikâyenin baş kahramanı emekli anayasa profesörü Celal Tan rolünü Selçuk Yöntem’in oynadığını öğrendim. Filmi biraz daha sevdim... Fragmanını izledim, biraz daha merak ettim...
Son olarak geçenlerde Selçuk Yöntem’le sohbet ederken, filmin açılış sahnesini öğrendim... Bayıldım...
Şimdi anlatıp işin sihrini bozmayayım ama şu kadarını söyleyeyim:
“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”ni şimdiden bir yere not edin. İsmiyle, oyuncu kadrosuyla, hikâyesiyle benim bu sezon en çok merak ettiğim filmlerden oldu zira...
Körfez Köprüsü’nün adı Gazze olsun mu?
İstanbul-İzmir otoyolu inşası çerçevesinde İzmit Körfezi’ne yapılacak köprüye isim aranıyor...
İzmit Körfezi’ni dolanmayacağız artık.
70 dakikalık körfez yolunu 6 dakikaya indirecek bu köprü.
Avrupa’nın en büyük, dünyanın en uzun dördüncü asma köprüsü olacak.
Ulaştırma Bakanlığı şimdiden bu köprüye isim arayışına girmiş durumda.
Bakanlığa gelen öneriler arasında Atatürk, Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Süleyman Demirel önerileri var.
Tabii en başta da Tayyip Erdoğan...
Allah’tan Başbakan kamu tesislerine isminin verilmesine karşı çıkıyor. Yoksa etrafındakiler yüzünden her köprüye, viyadüğe, meydana Tayyip Erdoğan ismi verilirdi.
Gelen öneriler içinde en ilginci ise One Minute...
Köprünün adının One Minute olmasını isteyen vatandaşlar var.
Bense bu tür köprülerin bulunduğu bölgenin adıyla anılması taraftarıyım...
Oranın adı Körfez’dir, halk arasında da köprünün adı daha şimdiden Körfez olarak anılmaktadır.
Dolayısıyla bu köprüye verilecek en doğru ve en güzel isim Körfez’dir.
Ama Körfez dışında illa bir isim verilecekse, popülistliğin alasını yaparak iktidarın hoşuna gidecek ismi de ben önereyim:
Köprünün adı Gazze olsun.
Böylece Türkiye’nin Filistin topraklarına ve Ortadoğu’ya uzanan gönül bağını simgelemiş olur köprü...
Paylaş