Özkök de anlamadıysa gerçekten üzül Sıla

Lütfen derin bir nefes alıp sakince düşünelim, Sıla ne dedi arkadaşlar:“Böyle bir şovun içinde bulunmayı tercih etmiyorum.”

Haberin Devamı

Şimdi herkes bunun üzerinden tartışıyor.
Ama Sıla sadece bu lafı etmedi.
Bu cümlenin önünde çok daha önemli bir şey söyledi;
“Kesinlikle darbe karşıtıyım!”
Herkes işin bu tarafını atlayıp sadece cümlenin son kısmını, şov lafını tartışıyor.
İşin ilginci bu tür toplumsal ruh hallerini en iyi değerlendirecek isim olarak bildiğimiz Ertuğrul Özkök bile olayı buradan ele alıyor.
“Sıla’nın ‘Ben o şova katılmam’ lafına hiç katılmıyorum.
Şov falan değil, muazzam bir demokrasi mitingiydi” diyor Özkök...
İyi de Sıla’nın, mitingin kendisi için şov dediğini nereden çıkarıyorsunuz?
Oraya katılan milyonlarca insana laf mı söyledi Sıla?
İktidarın, muhalefetin, toplumun her kesiminin demokrasi için yan yana gelmesine burun mu kıvırdı?
“Kesinlikle darbe karşıtıyım” diyerek tarafının o insanlardan yana olduğunu göstermedi mi?
Sıla’nın ‘şova katılmam’ diyerek orada yer alan meslektaşlarını ve müzik piyasasını kastettiğini sen bile anlamazsan Sıla ne yapsın Ertuğrul Abi?
Yapımcıların teknelere doluşmasını, şarkıcıların marşlar, sloganlar atmasını, ortaya çıkan müzik sektörü fotoğrafını belli ki samimi bulmamış Sıla.
“Şov” diye kastettiği de bu...
İzin verin de müzik piyasasını hepimizden daha iyi tanısın.
Kariyerinin zirvesinde bir sanatçının bu fotoğrafı samimi bulmama hakkı yok mu?
Samimi bulmadığı için o fotoğrafın içinde yer almama hakkı yok mu?
Ama Ertuğrul Özkök bile
“Olmadı bu laf” deyip senin ‘şov’ sözünü mitinge katılan milyonlar için söylediğini düşünüyorsa...
Gerçekten üzül Sıla...

Haberin Devamı

Bak ne diyor Sıla; Ateşle Oynama

Bu tür durumlarda sığınacak en güzel liman müzik...
Ve şu sıralar radyolarda, mekanlarda en çok çalan slow şarkı hangisi biliyor musunuz?
Sıla ve Erol Evgin düeti...
İşin ilginci ikisi de son dönemde linç ettiğimiz iki büyük müzisyen.
Ama ikisi de bu yazın en çok dinlenen şarkılarına imza attılar.
Şaşırtıcı bir toplumsal psikoloji...
Hele birlikte söyledikleri “Ateşle Oynama” şu sıralar her yerde çalıyor.
Bakın ne diyor o unutulmaz şarkıda Sıla;
“Gelir geçer ne sevdalar...
Değişir her şey, değişir insan...
Seneler sonra utanır herkes...
Bu boş anlamsız küçük oyunlardan...”
Sonra da Erol Evgin’le birlikte o dinlemeye doyamadığınız düete başlıyorlar:
“Ateşle oynama, ateşle oynama...
Sonunda ellerin, dillerin yanacak...
Dilersen gel beni bir kere daha vur...
Vurduğun yerlerde güller açacak...”
Sıla ve Erol Evgin müthiş yorumlamışlar şarkıyı.
Dönüp dönüp bu şarkıyı dinliyorum günlerdir, belki de aşktan fazlasını bulduğum için...
Not: Erol Evgin’in “Altın Düetler” albümü dört dörtlük. Hem şarkılar, hem Erol Evgin’in düet yaptığı isimler mükemmel olmuş. Bence
yılın müzik albümü budur. Bu albümü ayrıca yazacağım.

Haberin Devamı

Ağaoğlu’nun köşesiyleAhmet’in köşesinin farkı

Ali Ağaoğlu kendine tam sayfa köşe yazısı yapmış dünkü Hürriyet’te, oradan Ahmet Hakan’a cevap veriyor.
Ben tam sayfa ilanı, bir köşe yazısı gibi yapmasını sevdim.
Üstelik Hürriyet’te Ahmet’in köşesinden de büyük bir köşeye sahipti Ağaoğlu.
Yaptığı lüks konutlar gibi, 3 oda 1 salon...
Ama Ahmet’in köşesiyle, Ağaoğlu’nun köşesi arasında çok büyük bir fark var.
Ali Ağaoğlu, Hürriyet’te yazabilmek için tonla para döküyor...
Ahmet Hakan üste para alıyor...
Polemikten kim galip çıkar bilemem ama bu durumda ticari olarak gazetecinin işadamına pabucunu ters giydirdiğini söyleyebiliriz...

Bu nasıl hata 

Çarşamba günkü yazımda yurtdışına sattığımız diziler için “Dizi ithal ediyoruz” diye yazdım.
Hem de bir değil, aynı yazıda tam üç kere aynı hatayı yaptım.
Yuh bana yani...
Hani ithalatla ihracatı bilmiyorum diye kendimden şüphe edeceğim.
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır anlamadım.
İyi niyetleriyle beni uyaran okurların hepsine tek tek teşekkür eder, özür dilerim.

Haberin Devamı

Beşiktaş’ın kuş kovucusu semt sakinlerini çıldırttı

Beşiktaş’ın yeni stadı Vodafone Arena’nın yanından bu aralar geçtiyseniz, hele gece sessizliğinde denk geldiyseniz fark etmişsinizdir.
“Viuv, viuv” diye inceden, siren sesi gibi bitmeyen bir ses var stadın etrafında...
Çevrede oturan arkadaşlarım, “Geceleri sabaha kadar sürüyor, çıldırmak üzereyiz” diye anlatıyor bu sesi.
Nedir bu diye araştırınca öğrendim;
Stadın çatısına konan kuşları kovalamak için kurulan kuş kovucu sistemin çıkardığı mekanik sesmiş.
Bu sesi duyan kuşlar, martılar stadın etrafına yaklaşamıyormuş.
Vodafone Arena Müdürü Ahmet Ateş’i aradım sordum.
“Bize gelmiş böyle bir şikayet yok. Ama sistemin ses çıkardığı doğru” dedikten sonra şu bilgileri verdi bana:
◊ Vodafone Arena’ya 4 hafta önce kurulmuş kuş kovucu sistem.
◊ Boğaz’ın martıları ve kuşları stadın çatısındaki brandayı gagalayıp, çok ciddi zarar vermeye başlayınca bu sistemi kurmak zorunda kalmışlar.
◊ İlk haftalar yüksek seviyede olan sinyal seviyesini geçen hafta en alt düzeye indirmişler. Ama yine de stadın etrafında oturan ve geçenler tarafından
duyuluyor.
◊ Sistemi kuran şirket 6 hafta içinde ses tamamen kaybolacak, duyulmaz hale gelecek demiş. Yani 2 hafta daha Vodafone Arena’dan sinyal sesi gelmeye devam edecek.
◊ Peki kuşlara zararı yok mu bu sinyalin? Sistemi kuran şirket, olmadığını söylüyor. Ama bunun İstanbul’un kuşlarının yuvalama ve yaşam alanlarına doğrudan etki edeceği açık...

Haberin Devamı

Hem Beşiktaşlı hem hayvansever olarak Ömür’e  çok zor bir soru

Beşiktaş’ın Vodafone Stadı’na kurulan kuş kovucu sistemi yan kutuda anlattım sevgili Ömür Gedik.
Hayvanseverler bu işe ne diyecek?
Bu sistemin Dolmabahçe’de kuşların yaşam alanlarına doğrudan müdahale edeceği açık.
Peki sevgili Ömür, hem hayvansever hem koyu bir Beşiktaşlı olarak sen hangi taraftasın şimdi?
◊ Kuşları özgür bıraksan stadın brandası gidecek...
◊ Brandayı korusan kuşlar olumsuz etkilenecek...
Sivrisineğin bile öldürülmesine karşı çıkan Ömür’ün dilemması... Çok yakında kendi köşesinde.

 

Yazarın Tüm Yazıları