Paylaş
O dönem; “İyi bir organizasyonla 15 büyük konser verdikten sonra bu işe son noktayı koymak istiyorum” demişti.
10 yıl geçti tık yok...
Bugün 66 yaşında Orhan Gencebay ve tek bir kez sahneye çıkmadan, tek bir konser vermeden müzik kariyerini tamamlayacak neredeyse...
“Türkiye’de de, dünyada da yok. Yani popüler bir sanatçı olup da sahneye çıkmadan 42 yıl halkın sempatisini, ilgisini devam ettiren başka birine rastlamadım” diyor Orhan Gencebay.
Sahneye çıkmamasını ise şöyle açıklıyor:
“Hemen hemen her albümüm film oluyordu ve milyonlarla sinema aracılığıyla buluşuyordum. Açıkçası tercihimi bu yönde kullandım”...
Oysa hepimiz biliyoruz ki Orhan Gencebay çok iyi bir besteci olmasına rağmen çok iyi bir solist değil...
Çok iyi bir sesi yok...
“Müzikle hiç ilgisi olmayan birileri altı ay çalışıp assolist olacak, bizim sesimiz yetmeyecek. Bu kulağa komik gelmiyor mu” diye yanıt veriyor bu iddiaya da...
Belki sesi, belki sahne korkusu, belki de sahnede kendini rahat hissetmediği için...
Neyse ne...
Ama 42 yıldır tek bir konser vermediği bir gerçek.
2000 yılındaki düşüncesini yeniden gündeme almalı Orhan Baba...
Hayatının ilk ve son konserleri dev bir organizasyonla yapmalı...
Belli ki bir efsaneyi yıkmaktan korkuyor Orhan Gencebay.
Korkma yıkılmaz.
40 yıllık Orhan Baba’sını bir konsere feda etmez bu seyirci.
“Berhudar ol” der geçer...
Yarattığı efsaneye zarar verir mi diye konserleri değil, asıl jüri üyeliklerini, reklamları sorgulamalı Orhan Gencebay...
Not 1: Bu arada “Berhudar ol” lafının Gencebay’ın dedesinden kalma bir hatıra olduğunu da öğrendim, 18 yaşından bugüne sürekli kullanırmış, son olarak yeni çıkan albümünün ismi oldu.
Not 2: Yazıda kullandığım bilgileri Sıdık Akbayır’ın yeni çıkan “Tütün ve Kola Orhan Gencebay&Sezen Aksu” adlı kitabından aldım.
Başbakan istediğini yapar
Berlusconi ile Medvedev’in İsa’nın Son Akşam Yemeği freskinin önünde çektirdikleri fotoğrafları görünce “Nasıl olur ya” diye gözlerim büyüdü.
Ben bile böyle şaşırdığıma göre İtalyanlar’ın halini siz düşünün.
Aynı anda belli bir sayıda insanın girebildiği...
Isının hep aynı derecede kaldığı...
Fotoğraf çekmenin yasak olduğu...
Girmeden ve çıkmadan önce ısının dengelendiği iki ayrı kabinden geçilen bir yer burası...
Leonardo Da Vinci’nin bu tablosu öyle titiz korunuyor anlayacağınız.
“O tablonun önünde poz verdim” diyen turist bulamazsınız yeryüzünde.
Ben uzaktan iPhone’la bir kare çekmeye kalkmıştım da, aynı anda üç güvenlik görevlisi üzerime atlamıştı.
Müzeden atılıyordum neredeyse...
Baktım, Medvedev’le Berlusconi, Santa Maria Dele Grazie manastırında sırıtarak poz vermişler tablonun önünde. Gıcık oldum...
Çevreci!
Okan Bayülgen, canlı yayında sinirlendiği için bana bit yavrusu manasında yavşak dediğini söylemiş, muhabir arkadaşlara...
“Ben motora biniyorum, lüks araba kullanmam” demiş.
Unutmuş olabilir, ben hatırlatayım;
Yıllarca 8 silindirli, 4.6 Range Rover cipe bindi Okan...
O çok sevdiği arabasının yakıtı emen, tank gibi ‘çok çevreci’ bir cip olduğunu söyleyerek bu bahsi kapatıyorum.
Cepe gelen haberler
Bir haber kanalının ya da gazetenin haber servis hizmetine abone olmanızı tavsiye ederim...
Olun bakın, sinir falan kalıyor mu...
Gün içinde gelişen önemli haberleri anında cep telefonunuza gönderiyorlar.
Peş peşe gelmeye başlıyor mesajlar:
İnegöl’de provokasyon...
Hatay’da polise hain pusu...
PKK askeri karakola saldırdı...
Askeri araç kaza yaptı: 13 asker yaralı...
Şırnak’ta çatışma: 3 şehit...
Hainler Tunceli şehir merkezine saldırdı...
Mayın tuzağı...
Bombalı saldırı...
Bir tane normal haber yok. Haber servisleri ne yapsın, gelişmeler bunlar, onu bildiriyorlar.
Onlar da “Bu akşam Açıkhava’da Ajda konseri var” demeyi çok isterler herhalde...
Sinirinizi bozmak istiyorsanız bir haber servisine üye olun...
Paylaş