Magazin muhabirlerinin çıldırtan soruları

Bugün biraz da çuvaldızı kendimize batıralım mı?Ne yazık ki, mesleğin en önemli ayağı muhabirlik giderek kan kaybediyor.

Artık eline mikrofonu alan soru sorduğu için işin kalibresi her geçen gün biraz daha düşüyor.

Magazin muhabirleri sürekli ünlülerle yüz yüze olduğu için, bu konuda en çok göz önünde olanlar da onlar.

Bu nedenle yaptıkları ’yanlışlar’ çok daha fazla konuşuluyor.

Üstelik farkında olmadan magazin düşmanlarının ekmeğine de yağ sürüyorlar.

Geçen hafta Hülya Avşar yine magazin gazetecileriyle tartıştı.

Avşar kendisine soru soran gazeteciye, "Geri zekalılar, sana çakmadığıma şükret" deyince yine tartışma başladı.

Refleks olarak dernekler muhabire sahip çıktı, soruyu soran muhabir de Avşar’a dava açmaya kalktı.

İyi de burada haklı olan muhabir değil ki...

Avşar’ın tepkisi, yanında kızı Zehra olduğu halde, kendisine Feraye’nin hamileliğinin sorulmasına...

Hepimiz biliyoruz ki, Hülya Avşar kızını yaşadığı tüm magazin haberlerinin dışında tutmaya çalışıyor.

Haklı olarak Zehra’nın bu tartışmalardan etkilenmesini istemiyor, hatta televizyon bile izlettirmiyor.

Aslında muhabire "Çakmadığıma şükret" diyen Hülya Avşar değil, Zehra’nın annesi.

Bundan üç yıl önce de Hülya Avşar’la muhabirler arasında benzer bir olay yaşanmıştı.

Zehra’nın ayaklarının büyüklüğünün tartışıldığı bir dönemde, Televole muhabiri Zehra’nın yanında Hülya Avşar’a kızının ayakkabı numarasını sormuştu.

Avşar da, "Sen denyo da değil, dangalaksın. Bu nasıl dangalakça soru" diye kızmıştı.

O dönemde de muhabir Avşar’a 10 milyarlık tazminat davası açmıştı.

Ne yazık ki geçmişte yaşadıklarımızdan da ders almıyoruz.

Muhabir arkadaşlar hala Hülya Avşar’ın kızını koruma çabalarına saygı göstermiyor.

Bu nedenle Hülya Avşar üç yıl önce olduğu gibi, bugün de haklı konumda duruyor.

Geçmişte Avşar’a karşı muhabirlerin haklı olduğu tartışmalar da yaşandı.

Türkpetrol reklamından kaç lira aldığını soran muhabire fırça atmakta, selülitlerini çeken muhabiri azarlamakta ne kadar haksızsa, kızının yanında olduğu durumlarda kızmakta da o kadar haklı Hülya Avşar...

Erman Hoca remix

Cem Ceminay, ay başında NTV grubuna bağlı yayın yapan Radyo N101’e transfer oldu.

Uzun süredir çalıştığı Number One macerasını geride bırakarak...

Ceminay alışılmış programlarına N101’de de devam ediyor, aynı zamanda radyonun yayın yönetmenliğini de üstlendi.

Geçen akşam N101’deki yeni programlarından birinde bir Maraton Remix’i yapmış ki gülmekten arabayı zor kullandım.

Erman Toroğlu ve Şansal Büyüka’nın Maraton’daki sohbetlerinden bölümler almış, altına da müziği döşemiş Cem Ceminay.

Öyle bir remix çıkmış ki ortaya, son dönemde radyolarda dinlediğim en eğlenceli şeydi...

Kimler vardı...

Dün St. Petersburg gezisinde, gazetecilerin eğlenceli sohbetini yazınca herkes kadroda kimlerin olduğunu merak etti.

Gözcü Genel Yayın Yönetmeni Rahmi Turan, Ortadoğu Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kenan Akın ve Akşam yazarı Şakir Süter’i dün söylemiştim zaten...

Onun dışında kadroda Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Mehmet Ocaktan, Güneş Genel Yayın Yönetmeni Murat Büyükçelebi, Sabah’tan Güntay Şimşek, NTV’den Ömer Özgüner, Star’dan Mesut Yar ve ben vardık...

Bu kadroyu biraraya getiren de Ali Genç.

O da gazeteci.

Yıllarca Show Haber’de yönetici olarak çalıştıktan sonra son olarak Akşam’ın Genel Yayın Yönetmeni’ydi.

Kısa bir süre önce de THY Basın Müşavirliği’ne geldi ki, THY için bulunmaz nimet...

Bunu laf olsun diye söylemiyorum, basında ilişkisi olmadığı insan yok.

THY’nin sıkça tartışıldığı bir dönemde, kurumla gazeteciler arasında en iyi köprüyü kuracak isim.

İşte bu kadroyla güldük eğlendik St. Petersburg’ta.

Bir kez daha anladım ki; muhafazakar, liberal ya da solcu gazetede çalışmaları fark etmiyor, gazeteciler her koşulda en iyi birbirlerinin dilini anlıyor.

Müşteri memnuniyeti

Yeşilköy So Chic’ten 4-5 ay önce vatoz derisinden yapılmış siyah bir yüzük aldım. 10 gün sonra beyazlamaya başladı. Meğer vatoz derisi, terden bozulurmuş.

Geçenlerde Metrocity So Chic’e gönderdim yüzüğü...

4 ay geçmesine rağmen ne fatura sordular, ne de "nereden aldınız" dediler.

İki gün sonra da telefon geldi, "Kusura bakmayın yüzüğünüz hatalıymış. Başka bir yüzük alabilirsiniz" diye...

Bir de madalyonun tersi var.

Şubat ayında Metrocity Telsim Cep Shop’tan LG’nin son model cep telefonunu aldım. İki gün sonra bozuldu.

Bir hafta sonra geri gönderdim.

LG’nin distribütörü Şengüller’e gitti, geldi, birbuçuk ay geçti hálá bir sonuç yok...

İşte size müşteri memnuniyeti üzerine iki olay, iki şirket, iki farklı yaklaşım.

Telsim Cep Shop türü uygulamaları gördükçe, So Chic ilaç gibi geliyor insana...
Yazarın Tüm Yazıları