Paylaş
Trafikte tehlikeli şekilde şerit değiştirdiğini, sonra emniyet şeridine girdiğini söylüyor haberler...
Aracı kullanırken direksiyon başında da görüntülemişler, “Ben değildim, şoförümdü” falan gibi bir açıklama da kurtarmaz yani...
Çok merak ediyorum Amerika’da, bizim oyuncuların çok sevdiği Los Angeles’ta direksiyon başına geçip böyle bir trafik ihlali yaptı mı acaba Çağatay?
Yapamaz... Bırakın yapmayı aklından bile geçiremez... Çünkü polisin canına okuyacağını bilir...
Peki Los Angeles’ta yapamadığını, İstanbul’da nasıl yapıyorsun Çağatay?
Çünkü biliyor ki, burada ceza yeme olasılığı düşük...
Yese bile üç otuz kuruş, cezayı öder yoluna devam eder...
Demet Akalın da aynı şekilde emniyet şeridini ihlal edip, “Parası neyse öderiz” dememiş miydi?
Neyse Çağatay, Demet kadar çıkmadı, böyle bir laf etmedi en azından...
Trafik Müdürlüğü, Demet Akalın’a medyaya yansıyan bu haberlerinden sonra cezayı kesmişti...
Peki Çağatay’ın emniyet şeridini ihlal ettiği görüntüleri sonrasında harekete geçti mi Trafik Müdürlüğü?
Görüntüleri ihbar kabul edip, Çağatay’a cezayı kestiler mi?
Henüz böyle bir haber çıkmadı... Plaka belli, aracın modeli belli, sürücüsü belli...
Trafik Müdürlüğü daha ne bekliyor o zaman?
Çağatay’a en ağır ceza kesilmeli...
Biliyorum Çağatay’a sivrisinek vızıltısı gelecek bu ceza ama olsun, yaptığı ihlal cezasız kalmamış olacak...
Los Angeles’ta yapamadığını İstanbul’da yapma ayıbı ona yetecek...
Bu 5 şey olursa darbe olmaz
Her darbenin, her darbe girişiminin hepimize öğrettiği şeyler var... 15 Temmuz darbe girişimi de, “Hangi koşullarda darbe olmaz”ı öğretti bize... Gördük ki, şu 5 koşul varsa ülkede darbe marbe olmaz...
1- Özgür basın...
2- Dirayetli lider...
3- İnanmış halk...
4- Sosyal medya...
5- Ayrışma değil, birlikte olma...
Joan Baez’dirdin...
Biz seni şarkıların kadar aktivist yanını...
Siyasi duruşunu...
Diktatörlük rejimine sahip ülkelerden savaş bölgelerine, sivil kargaşaların yaşandığı yerlerden toplumsal olayların patladığı memleketlere kadar her yere gidip özgürlük şarkılarını söyleyebildiğin için sevmiştik...
15-16 Temmuz’da darbe girişimini, kargaşayı görüp...
“Acaba ne olacak” diye bir hafta bile beklemeden hemen Türkiye konserini iptal edecek kadar ‘tırsak’ olduğun için değil...
Bir bekleseydin be abla...
Bir görseydin de, sonra kararını verseydin...
“Kendimi ve grubumu Türkiye’de yükselen tehlike ve kabusun içine sokmam” demek için bu kadar acele etmeseydin...
Joan Baez karizmasına yakışan bir duruş olmadı...
Şiddet görüntülerini durdurun...
15 Temmuz’dan bu yana, darbecileri yenmenin zafer sarhoşluğuyla televizyonlarda, medyada olmayacak hatalara tanık oluyoruz...
En ağır şiddet görüntüleri televizyonlarda, haber bültenlerinde gururla, bangır bangır, seyircinin gözüne soka soka yayınlanıyor...
Evet, bu büyük bir demokrasi zaferi... Evet, ne kadar sevinsek az...
Evet, darbeciler en ağır şekilde cezalandırılmalı...
Ama her gün ekranlarda dayak, şiddet, vurma kırma, ölümler, hakaretler, küfürler yayınlayarak değil...
Sağduyulu yayıncılık yaparak...
Darbe girişiminin üzerinden bir hafta geçti...
Hepimiz gördük, öğrendik artık darbecilerin korkunç yüzünü...
Buna karşılık onlara yapılanları...
Lütfen artık bu şiddet görüntülerini yayınlamayı durdurun...
Paylaş