Paylaş
Artık yabancı dizileri Amerika’yla aynı satte yayınlamaya başlayan Foxlife, her sene kendi dizilerinin de yarıştığı Emmy’i yerinde izliyor... Ben de bu kez Ece Sükan’la törendeydim...
Seyrettiğim en iyi törendi...
Gördüğüm üç ödül töreni içinde en iyisi buydu.
Sahnesi, müzikale dönüşen şovları, esprileriyle diğerlerine göre çok daha iyiydi.
Tek eksiği, daha doğrusu fazlası anma bölümünü uzatmalarıydı.
Geçen yıllarda tek VTR’yle toplu anma yapıyorlardı.
Bu yıl bu VTR’ye ek olarak 5-6 isme tek tek anma yaptılar.
Böyle olunca zaman zaman sıkıcı hale döndü çünkü salondaki Amerikalılar bile görüntülerdeki pek çok ismi tanımıyorlardı.
Kevin Spacey orada bizimkiler nerede?..
Hollywood’un en büyük özelliği kompleksiz oluşu.
Ödül alsa da almasa da bu tür geceleri sektörün çok önemli bir organizasyonu olarak görüyor ve her türlü katkıyı yapıyor.
George Clooney ne aday ne de dizisi var ama videoda oynuyor, Robin Williams anma bölümünde sahneye çıkıyor, ünlü yıldızlar ödül vermeye geliyor, Kevin Spacey, Al Pacino “ödül garantisi” almasa da salonda yerini alıyor.
Daha ne olsun...
Kevin Spacey en iyi erkek drama oyuncusu adayıydı.
Üstelik “House of Cards”ın birinci sezonu olması, Spacey’in peformansı nedeniyle favori gösteriliyordu.
Ama ödül “The Newsroom”dan Jeff Daniels’a gitti.
Spacey tören sonuna kadar salondaydı ama...
Bizimkileri ne salona getirebilirsin ne orada tutabilirsin...
Yeşilçam’la Hollywood arasında 10 fark...
Sadece 10 tane mi yüzlerce fark sayarım demeyin hemen, benim son Emmy’den sonra gördüklerim şunlar.
Not: Yeşilçam dediğime bakmayın, kastettiğim bizim dizi sektörüdür.
1- Yeşilçam’da kompleks var, Hollywood’da kendine güven...
2- Yeşilçam kendini kasar, Hollywood olabildiğince rahattır...
3- Yeşilçam organizasyon yapamaz, Hollywood kralını yapar...
4- Yeşilçam’da oyuncular sunuculuk yapamaz, Hollywood’da her oyuncu sunucudur...
5- Yeşilçam somurtkandır, Hollywood güler yüzlü...
6- Yeşilçam’da oyuncular büyüleri bozulacak diye TV’ye çıkmaya korkar, Hollywood’da oyuncular katıldıkları programda şovu uçurur...
7- Hollywood’da asgari oyuncunun şarkı söyleme ve dans edebilme yeteneği vardır, Yeşilçam’da ara ki bulasın...
8- Yeşilçam’ın burnu kaf dağındadır, Hollywood’un yerlerde...
9- Yeşilçam’dan oyuncu Hollywood’a gidemez, Hollywood’dan oyuncu istediği zaman Yeşilçam’a alkışlarla gelir.
10- Bu yüzden Yeşilçam yereldir, Hollywood evrensel...
Robin Williams yaşlanmış mı ne?
Robin Williams anma bölümünde sahneye çıktı ve itiraf edeyim uzun süre tanımadım kendisini...
Sonradan fark ettik Robin Williams olduğunu...
‘Görmeyeli’ fazla yaşlanmış. Oysa henüz 60’ını devirdi... Ama nedense fazlasıyla çökmüş geldi bana.
Böyle görünmesinde en büyük etken taktığı gözlüklerdi.
Kalın çerçeveli ve kaşlarının tam üzerine gelen gözlükler Robin Willams’ı dede gibi gösteriyordu...
Senaristlerin zaferi
Emmy, Oscar gibi törenlerin başarısındaki en büyük pay kimlerin derseniz...
Oyuncuların mı, yönetmenlerin mi, prodüksiyon ekibinin mi?
Hayır...
Kuşkusuz hepsinin payı var ama başarıdaki aslan pay, senaristlerin.
Bu törenler tam anlamıyla senaristlerin şovu...
Konseptin nasıl olacağını onlar belirliyor...
Nerede ne yapılacağını onlar karar veriyor...
Kimin nerede ne söyleyeceğini onlar yazıyor...
Sahnede yapılan bütün esprileri ve şakaları onlar buluyor...
Şovun ilk dakikasından son dakikasına kadar bütün akışı onlar oluşturuyor...
Hepsi promterda yazılı.
Geriye oyunculara bu lezzetli yemeyi servis etmek kalıyor.
Ece Sükan’ın gözüyle Top 3
Peki gecenin en şık kadını kimdi?
İşi uzmanına bıraktım, moda ve stil danışmanı Ece Sükan’a sordum...
İşte onun gözüyle gecenin en güzel giyinen kadınları...
1- Claire Danes (Homeland’le en iyi drama kadın oyuncusunu aldı)
2- Kate Mara (1983 doğumlu, House of Cards’ın oyuncusu)
3- Kristen Connolly (1980 doğumlu, House of Cards’ın oyuncusu)
Paylaş