20 yıl önce Hindistan’a giden bir Türk grubuna, ülkenin en önemli icadı olarak su tasarrufu yapan bir klozet göstermişlerdi.
Bizimkiler, "Adamların buluş diye gösterdikleri şeye bak" deyip gülüp geçtiler.
Çünkü o zaman ne küresel ısınma vardı ne ortalığı kavuran bir hava ne de Türkiye’nin su sıkıntısı...
Oysa Hindistan’da bugün olduğu gibi 20 yıl önce de su kıymetli bir şeydi ve Hintliler en az su tüketecek formüller üzerine kafa yoruyorlardı.
Bugün Hintlilerin çabası hepimizin kafasında önemli bir yere oturuyor değil mi?
Artık biz de barajlarında suların azaldığı, belediyelerin suyu tasarruflu kullanın kampanyaları yaptığı şehirlerde yaşıyoruz.
Klozet rezervuarlarınıza bir litrelik dolu su şisesi koyun, her sifonu çektiğinizde bir litre su az kullanmış olun diyen mail’ler dolaşıyor internette.
"Suyunuzu boşa harcamayın" bizim için de önemli bir slogan haline dönüştü.
Ama diğer yandan da hálá evlerimizde kötü Laz müteahhitlerin koyduğu kocaman rezervuarları kullanıyoruz.
Modern tasarımcının yaptığı da aynı şey!
Ya contası bozulur ya mekanizması kilitlenir.
Herkesin hayatında en az bir kez klozetiyle boğuştuğu bir dönem olmuştur.
Peki her türlü estetik klozet, lavabo, musluk tasarımı yapan markalarımız bu konuda yeterince kafa yoruyor mu?
Neden 20 yıl önce Hintlilerin yaptığı gibi "en önemli icadı gerçekleştirdik" diyen bir klozet markası çıkmıyor?
Yoksa onlar da rezervuarlara bir litrelik dolu su şisesi koymamızı mı öneriyorlar?
Mezardan adam çıkarmak
Vatan’ın TV eleştirmeni Memet Güler ne güzel söyledi; "Asmalar koruk oldu" diye...
"Mezardan adam çıkarmak" denir buna televizyonculukta.
Gözden düşmüş, popülaritesini yitirmiş bir ismi bulup yeniden ekrana çıkarmak için kullanılır.
Yapımcılar şimdi bunu diziler için yapıyor; "Mezardan dizi çıkarıyorlar"...
Abdullah Oğuz, Asmalı Konak’ı yeniden çekecekmiş.
Özcan Deniz yine başrolde, neyse ki Nurgül Yeşilçay ayakkabı konusundan daha seçici çıktı, kabul etmemiş, yerine Naz Elmas var.
Yeni Asmalı Konak’ın da akıbeti Bir Demet Tiyatro’dan farklı olmayacaktır.
Sonuna kadar katılıyorum Memet’e, iyi söyledi "Asmalar koruk oldu" diye...
En iyisi gel bu sevdedan vazgeç Apo!
THY’nin yeni uçakları
THY bir süre önce 5 adet yeni A-330 almıştı, geçen hafta Paris’ten dönerken bunlardan biriyle uçtum.
Hani dün gazetelerde yer alan, business class’ta koltukların yattığı, dijital ekranların olduğu uçaklar bunlar.
İnanılmaz konforluydu, resmen yatağa dönüşüyor koltuklar.
Sadece business’ta değil, uçaktaki koltukların tamamında bulunan dijital ekranlarda ise birbirinden ilginç oyunlar var...
Oyuna kaptırıp, yolculuğun nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.
Yolculuğun yarısını uçağın arkasında olan arkadaşımın yanında geçirdim.
Business’taki gibi yatmasa da, aradaki geniş mesafeleriyle bu koltuklar da çok rahat.
Uzun hatlarda uçan 7 tane A-340’ı da, aynen 330’ların içi gibi yapmaya başladı THY...
Küresel ısınmaya önlem için mümkün olduğunca az uçun deniyor ama insanın bu uçaklardaki konforu gördükçe uçası geliyor.
Kanlı Lincoln
Bu adam da gelmese Galatasaraylılar olarak Roberto Carlos’un ezikliğini üzerimizden nasıl atardık bilemiyorum...
Lincoln daha ilk demeçleriyle taraftarı ateşleyecek bir futbolcu olduğunu gösterdi.
Karşısında ateşli taraftar topluluğunu da görünce gaza geldi, ilk demeç olarak; "Kanımı veririm" dedi.
Gazetelerde kanlı başlıklarla verildi bu sözler.
Şiddeti özendirmeyelim derken daha sezonun başında kanlı bıçaklı başlıklar atılmaya başlandı.
Bizim futbolumuzda yeterince kan akıyor Lincoln, senin kanın eksik kalsın, sen çık futbolunu oyna yeter!