“Huzursuzluk”un 250 bin satışını kutladık

Zülfü Livaneli’nin yeni kitabı “Huzursuzluk” üzerine geçen hafta yazmıştım.

Haberin Devamı

Önceki gün Livaneli ve Doğan Kitap yöneticileriyle birlikte küçük bir grup Bomontiada’da buluştuk.
Doğan Kitap’tan Genel Müdür Gülgün Çarkoğlu, Yayın Direktörü Cem Erciyes, Kurumsal İletişim Koordinatörü Tuba Seven ve kitabın editörü Necla Feroğlu dışında Hürriyet Kitap Sanat’ın Yayın Yönetmeni İhsan Yılmaz ve ben vardık masada.
Livaneli’nin kitabı “Huzursuzluk”un kısa sürede 250 bin satış başarısına ulaşmasını kutladık.
Yayınevi, korsana karşı önlem için kitabın sayfa kenarlarını mavi renge boyamış.
“Huzursuzluk”, hem sürükleyici bir hikayeye sahip hem de 160 sayfa olduğundan 3-4 saatte okunup bitirilecek bir kitap.
Ben bu fotoğrafı sosyal medyada paylaştıktan sonra bir Livaneli hayranı şu yorumu yaptı ama: “Huzursuzluk çok sürükleyici ve güzel bir kitap. En kötü yanı, yeni bir Livaneli kitabı için bir yıl beklemek zorunda kalmak.”

Haberin Devamı

Türkiye’deki 300 binlik kitap satışları dünyayı şaşırtıyor

Livaneli’nin ulaştığı 250 bin satış rakamı sadece Türkiye’de değil, dünyada da büyük bir başarı.
Livaneli ve bu kadar kitap yayıncısının olduğu masada herkes bu konuda hemfikirdi.
Sadece Livaneli’nin değil Orhan Pamuk, Elif Şafak, Ahmet Ümit gibi yazarların ulaştığı 300-400 binlik satış rakamları da muhteşem.
Dünyada 50 bin satan kitap ‘best seller’ listesine girerken, Amerika, Almanya’da bile kitapların 50 bin satması büyük başarı olarak görülürken Türkiye’deki 300 binlik satışlar bütün dünyayı şaşırtıyor.
Hem yayıncılara hem Livaneli’ye yurtdışında gittikleri her toplantıda Türkiye’deki bu kitap satış rakamlarını soruyormuş diğer yayıncılar.
Türkiye’de hem kitap çeşitliliği artıyor, hem okur sayısı hem de satışlar...
Hiçbir şeye değilse bile buna sevinebiliriz.
Bu arada Livaneli’nin “Konstantiniyye Oteli” adlı kitabı geçtiğimiz hafta Yunanistan’da basılmış.
Kitabı bana gösterirken, “İnsanın kendi adını bile okuyamadığı bir dilde kitabının basılması büyük mutluluk verici bir olay” diye anlattı Livaneli heyecanını...

Aziz Yıldırım, Livaneli şarkılarına neden ağlar?

Zülfü Livaneli’nin kasım ayında Zorlu PSM’de verdiği 50’nci yıl konseri müthişti.
“Devamı gelecek mi bu konserlerin?” diye sordum sanatçıya.
Gelmeyecekmiş.
“Livaneli orkestrası var, çalıyorlar. Şarkıları elden ele başkaları söylemeye devam etsin, ben edebiyata ağırlık vereceğim” dedi Zülfü Abi.
Bu arada “Bir Kuşaktan Bir Kuşağa” adlı albümü 50 bin satış rakamını geçti ki, bu rakamı aşan bir de Sezen Aksu var.
Söz Zorlu PSM’deki konserden açılınca o geceyle ilgili ilginç bir gözlemini anlattı Zülfü Livaneli.
Konserde unutulmaz şarkılarını söylerken seyircinin pek çoğunun duygulandığını görmüş sahneden.
Sonrasını şöyle anlattı:
“Baktım herkes bir yandan şarkılara eşlik ediyor, bir yandan ağlıyor. O sırada en ön sırada oturan Aziz Yıldırım’a gözüm takıldı. Onun da hüzünlendiğini, gözlerinin dolduğunu fark ettim.
Kendi kendime düşündüm, Aziz Yıldırım benim şarkılarıma neden ağlar acaba diye... Sonradan aklıma geldi, o da hapis yattı ya...”
Bunu duyunca hemen “Ben bunu yazarım” dedim.
Zülfü Livaneli, “Sana da bir şey anlatmaya gelmiyor” deyip önce itiraz etti ama ben izni aldım sonunda...

Haberin Devamı

Ayşe’nin ardından

Ayşe Ersayın’la tanışıklığımız yıllar öncesinden dayanır ama yakından tanımam son 2-3 yıllık döneme rastlar.
Ajda Pekkan sayesinde.
Son yıllarda çok sık görüştüğümüz Ajda’yla ne zaman buluşsak hep bizimleydi Ayşe Ersayın. Zaten bir an olsun Ajda’nın yanından ayrılmazdı; can yoldaşı, arkadaşı, sırdaşıydı onun.
Ölüm haberini alır almaz aradığım Ajda’nın hıçkırıklara boğulmasını asla unutmayacağım.
Ajda çok yakın bir dostunu kaybetti, biz iyi bir insanı, sanat ve televizyon dünyası ise çok çok yetenekli bir yönetmeni...
Yüzlerce klibe ve televizyon programına imza atmıştı, Allah rahmet eylesin.

Nusret’in hareketi sonunda reklam oldu

Hafta başı TURSAB, Taşyapı ve Hürriyet işbirliğiyle düzenlenen “Kıbrıs’ı Keşfet” seyahatinde Girne’de geçen yıl açılan Elexus Otel’de kaldık. Geçen ay Ebru Gündeş konserini izlediğim yerdi burası ve ne kadar büyük bir otel olduğunu yazmıştım.
Bizimle birlikte Bayer’in de toplantısı vardı otelde ve Bayer’in 300’e yakın çalışanı, iştirakçisi katılmıştı. Onların toplantı yapacağı salonun girişinde birden Nusret çıkıverdi karşıma...
Meşhur tuz dökme hareketini yaparken bu kez tuz değil, bir ilaç kutusu tutuyordu elinde.
Konuşma balonunda da “364 gün çok güzel yemek çıkarırsın, çok güzel servis yaparsın. Bir gün moralin bozuktur, bir şey olmuştur, insanlar sana der ki ‘Nusret hiç beğenmedim. Sen bozmuşsun’. 364 günün hepsi çöpe gider o bir gün yüzünden” yazıyordu.
Bir ilaç reklamının karton reklamıydı bu. Bayer’in bir ilacının reklam yüzü olmuş Nusret.
İlaç reklamı yasak olduğu için bu kartondan Nusret’leri eczanelerde görebileceğiz sadece.

Haberin Devamı

Yarın

◊ Blu TV’nin 27 yaşındaki CEO’su Aydın Doğan Yalçındağ anlatıyor...

◊ Neden Netflix’in üye sayısının artmasını istiyor?
◊ En sevdiği dizi hangisi?
◊ Önümüzdeki hafta son iki bölümü yayınlanacak “Masum”dan sonra Blu TV’nin yeni projeleri neler?
Yarın Pazar Kelebek’te...

Yazarın Tüm Yazıları