Paylaş
Güzel ülkesi Nuri Bilge'yi yalnız bıraktı. Nuri Bilge Ceylan Cannes'da Üç Maymun'la en iyi yönetmen ödülü aldığında sahneye çıkıp "Yalnız ve güzel ülkeme ithaf ediyorum" demişti, o güzel ülkesi Antalya'da Nuri Bilge'ye şaka gibi numunelik bir ödül vererek yalnız bıraktı. Cannes'da ödül alan Üç Maymun Antalya'da alamadı.
Nuri Bilge Ceylan Cannes’da Üç Maymun’la en iyi yönetmen ödülü aldığında sahneye çıkıp "Tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkeme ithaf ediyorum" demişti, o güzel ülkesi Antalya’da Nuri Bilge’ye şaka gibi numunelik bir ödül vererek yalnız bıraktı.
Cannes’da ödül alan Üç Maymun Antalya’da alamadı.
Tören sonrası herkes şaşkındı Antalya’da... Üç Maymun resmen ödülsüz kaldı, bir tek özel efekt ödülü vererek adeta Nuri Bilge’ye mesafe koydu jüri...
Oysa törenin başında SİYAD ödülünü Üç Maymun’a verdiğinde bütün salon, Altın Portakal’ı süpürecek gözüyle bakıyordu filme...
Hatta ödülü alan filmin yapımcısı Zeynep Özbatur, "İyi başlangıç oldu" derken gece boyu gelecek ödüllerin beklentisindeydi.
Tören sonrasında ismini vermeyeyim jüri üyelerinden birini gördüm, "Büyük tepki var salonda size", hatta "jüri maymuna döndü" diye başlık atmamı isteyenler bile var dedim...
Bozulacağını düşünüyordum, tam tersine;
"Çok güzel başlık bulmuşsun, ben olsaydım kullanırdım" dedi, ekledi; "Benim bir oyum var, hepimiz oyumuzu kullanıyoruz ama sonra ikna süreci başlıyor"...
Anlaşılan jüride de büyük tartışmalar dönmüş.
Nurgül Yeşilçay belli ki ödül almasa bu yıl Antalya’ya gelmeyecekti, pazar günü ödül kazandığı iletilmiş olmalı ki kendisine, öğlen 14.00 uçağıyla geldi Antalya’ya.
Tabii bu kadar "alırım, almam" mavrası yaptıktan sonra gelen ödülün de tadı olmuyor.
Adı açıklandığında bütün salondan "Hah nihayet muradına erdin" yorumları yükseldi.
Hani sanki Nurgül ve medyanın yarattığı baskıyla jüri "ver kurtul" çözümü bulmuş gibi.
Oysa Nurgül bu yıl geçen yıldan daha fazla hak etti ödülü.
Keşke ödül hakkında bu kadar konuşmasaydı da, aldığında "Bu muymuş" demek zorunda kalmasaydı...
Gecede herkesin hemfikir olduğu tek bir ödül vardı; En İyi Erkek Oyuncu, Tayanç Ayaydın (Pazar-Bir Ticaret Masalı)..
Egemen Bağış niye celallendi
Los Angeles’taki Emmy Ödül Töreni’nden yeni dönmüş biri olarak izninizle bu tören işinin nasıl yapıldığını biraz anlatayım.
Oscar’da, Emmy’de duyduğunuz her sözün, yapılan her esprinin yazılı bir metni var.
Ödül alan da, sunucu da, gelip şaka yapan da karşıdaki promterdan akan yazıları okuyor.
Yani çok az şey spontane, kimin ne diyeceğinin tamamı önceden tasarlanmış şekilde akıyor tören.
Orada da duayen oyuncular sahneye çıkıyor ama kimse Eşref Kolçak gibi karşısındaki politikacılara "beyin özürlüler" demiyor.
Hele bir bakan koltuğundan fırlayıp mikrofonu kaparak duayen oyuncuya sahnede yanıt hiç vermiyor.
Ya Egemen Bağış’ın yaptığı?
Miting alanına çevirdi bir anda töreni.
"Şiir okuduğu için hapse giren belediye başkanları yok artık bu ülkede" diyerek Başbakan’a selam çaktıktan sonra, Eşref Kolçak’a yanıt niteliğindeki nutkunu sürdürdü.
Neler oluyor böyle?
Sinemacıların yarıştığı bir ödül töreni değil miydi bu?..
Bu kadar spontane olursa her şey sahne miting alanına da döner, gösteri meydanına da...
Aklımdaki 8 soru
1- Neden adaylar sahneye yakın bir yere oturtulmaz? Yürüme zorluğu çeken Nokta’nın yapımcısı Baran Seyhan’a tam 5 kez 20 basamak indirip çıkarmak yürekleri hoplattı mı?
2- Sahneden inerken tökezleyen Mickey Rourke yüzüstü yere kapaklansa Youtube’da izlenme rekoru kırar mıydı? Sahi Rourke’u hastaneye yetiştirecek ambulans var mıydı?
3- Sahneye inip çıkan yaşlı oyuncuların, ince topuklu kadınların elinden tutacak, yürüme zorluğu çekenlere yardım edecek bir erkek hostes neden yoktu?
4- İstanbul doğumlu oyuncu Tcheky Karyo, Türkçe "s..ir"i bastığı için RTÜK geceyi canlı yayınlayan Türkmax’ı uyarıp komik duruma düşecek mi?
5- Aday olan filmlerden kısa görüntüler neden yayınlanmadı? Hadi adayları geçtim bari kazananlardan kısa bir görüntü dönseydi de seyirci kimin neyle ödül aldığını anlasaydı.
6- Sonbahar filminin yönetmeni Özcan Alper’in, ödülünü işkencede ölen Engin Ceber’in annesine ithaf ettiği için törenden sonra polis tarafından arandığı doğru mu?
7- Salonda yarım saat oturup ayrılan Mickey Rourke’un o yarım saat içinde peşpeşe içtiği dört sigaranın dumanından hemen arkasındaki bakanlar rahatsız olmadı mı?
8- Tören başladıktan 1 saat sonra salona giren Adrien Brody neden o kadar geç kaldı? Kaleiçi’nde yemek mi yiyordu yoksa Kapadokya’dan dönüş yolunu mu kaybetmişti?..
Muhalif sinemacılar
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Volga Sorgu Tekinoğlu (Başka Semtin Çocukları), sahneye çıkıp "Ödülü Gazi Mahallesi’ne olan sevgim ve saygımla alıyorum" demesin mi...
Hemen arkasında NETPAC ödülü alan Özcan Alper (Sonbahar) çıkıp, ödülünü işkencede ölen Engin Ceber’in annesine ithaf etmesin mi... Bitmedi...
Genç yetenek Aydın Bulut, ödülünü varoşlardaki gençler için aldığını söylemesin mi...
Bunların üzerine Eşref Kolçak çıkıp politikacılara "beyin özürlüler" diye bindirmesin mi...
Milletvekili ve bakanların, belediye başkanı ve valinin en önde tek sıra olup da bu kadar muhalif geçen başka bir ödül töreni görmedim ben...
Kevin’den şarkılar
Arkadaşlar... Kevin Spacey’in hayranı olan kadın arkadaşlar...
Vazgeçin bu sevdadan, boşa kürek çekmeyin...
Festival sırasında Hillside Su Otel’de kalan birini bulup sorun, anlatsın size Kevin’in maceralarını...
Bir kadınla aşk yaşamayı tercih etmez ama çok eğlenceli ve çok sempatik bir adam.
Pazar törenden sonra sabaha karşı 04.00’te Kangroove sahnedeyken mikrofonu kaptı başladı söylemeye.
O söylüyor Azra Akın, Özgü Namal, Kenan Işık dans ediyor.
Kevin indi sahneden, Marisa Tomesi çıktı dans etmeye...
Biri iki, diğeri bir Oscar’lı oyuncu... Bu kadar kaprissiz olurlar ancak...
"Siz Türkler benim kalbimi çaldınız" dedi Spacey.
Gece 04.30’da "Hayaat beni neden yoruyosun"u söylüyordu ki anladım, gerçekten çalmışız...
Paylaş