Paylaş
Gülse Birsel bu haberi sosyal medyada okuyunca hemen kanal yönetimini aramış, tam “Böyle bir şeyden benim neden haberim yok? Neden günü değişiyor?” falan diyormuş ki...
Kanal yönetiminden “Yok öyle bir şey, nereden çıkıyor bu haberler?” yanıtını almış.
Nereden çıkıyor diye ben de sordum Gülse’ye...
Meğer Twitter’da herkesin olduğu gibi Kanal D’nin de sahte bir hesabı varmış.
Bu sahte hesapta, “Yalan Dünya yeniden cuma günleri yayınlanacak” diye yazılınca yalan haber dalga dalga yayılmış.
“İki hafta ara verme meselesi nedir?” dedim.
“Yılbaşı gecesi 150-160 dakika dizi çektik. Bunun üzerine de iki hafta ara vermeyi planladık. Zaten daha diziye başlamadan ben kanalla ‘Ocak ayında iki hafta çalışmayalım’ diye anlaşmıştım” yanıtını verdi Gülse...
Yani dizi 21 Ocak’ta başlıyor...
21 Ocak hangi güne geliyor?
Pazartesi...
Anlayacağınız dizinin günü falan değişmiş değil.
Ama dizide büyük bir değişiklik var.
Gülse Birsel çok radikal bir karar almış ve diziyi 70 dakika yazmaya başlamış.
90-100 dakika sürüyor artık dizilerin bir bölümü.
Gülse Birsel giderek uzayan dizi sürelerine karşı “Yalan Dünya”yı bundan böyle 70 dakika teslim edeceklerini açıkladı.
Bu çok önemli bir karar, çünkü diğer diziler Yalan Dünya’dan önce başlayacak ve ondan sonra bitecek. Bu da reytinglerde dezavantaj...
“Umarım başarılı oluruz ve daha da önemlisi, diğer diziler de sürelerini 70 dakikaya indirirler. Yoksa sürekli uzayan bu sürelerle baş etmek mümkün değil” diyor Gülse.
Bu radikal kararından dolayı Yalan Dünya ekibine ve Kanal D’ye bravo...
Yalan Dünya’nın 70 dakikalık bölümlerle başarılı olması çok önemli. Bu başarı, diğer dizilerin ve oyuncuların da benzer kararlar almasının önünü açabilir.
Gıli Gıli Salih...
Metin Kaçan, Ağır Roman’da Okan Bayülgen’in müthiş canlandırdığı Gıli Gıli Salih’in ta kendisiydi...
Çocukluğu Dolapdere’de geçmiş.
Otomobil tamirciliğine kadar çeşitli işlerde çıraklık yapmış...
Kolera Sokağı’nı en iyi bilen isimlerdendi yani.
Bu yüzden de Ağır Roman gibi çağdaş Türk edebiyatının en iyi romanlarından birini yazdı Metin Kaçan.
İlk ve en etkili romanıydı...
Uyuşturucu kullandı, tecavüzden hapis yattı, bolca içti...
Cezaevinde 11 kişi tarafından şişlendi...
Gıli Gıli Salih gibi ölümü seçti...
Her seferinde, “Ben tecavüz etmedim. O gece tecavüz yaşanmadı” dedi...
Ama o olay hayatının kırılma noktası oldu.
Dışlanmış Dolapdere çocuğu olarak başladığı hayatta, Ağır Roman’la saygın bir yere yükseldikten sonra, yeniden dışlanmış bir Dolapdereli yazara döndü...
Ah be Gıli Gıli Salih...
Ah be Kolera’nın haşarı çocuğu...
Cem Yılmaz ‘filmi’ çok uzun
Yüz binlerce insanın tek başına sinema perdesinde konuşan bir adamı izlemek için salonlara koşması acayip derecede saçma bir durum...
Hatta delice...
Amerikalı, Avrupalı sinemacılar bu durumu görse “Delirdiniz mi, ne yapıyorsunuz!” diye şaşırır herhalde.
“Biz seyirci çekmek için milyon dolarlar gömüyoruz, bu adam iki kamera koyup bunu nasıl yapıyor?” diye araştırmaya başlarlar.
Cem Yılmaz olunca kağıt üzerinde en delice iş bile başarıyla hayata geçiyor işte...
Ben “beyazperde gösterisini” salı gecesi lapa lapa kardan yollar kapanmak üzereyken Nişantaşı City’s’de izledim.
Hem de 21.15 seansında...
İnsanlar film çıkışında eve dönebilir miyiz demeden salonu doldurmuştu, tek bir boş yer yoktu.
Türk halkının terapisti Cem Yılmaz...
Milyonları salonlara sokuyor ve herkesi anlattıklarıyla güldürüyor.
Tepinerek gülenler vardı salonda, yer yer tıpkı gösteride olduğu gibi alkışlayanlar...
Gülmekten karnımız, çenemiz ağrıdı.
Ama baktım da bugüne kadar yazılan yazılarda kimse ‘beyazperde gösterisinin’ uzunluğundan bahsetmemiş.
140 dakika ‘film’; 2 saat 20 dakika...
21.15’te girdiğimiz salondan reklamlar, ara derken 00.10’da çıktık.
Yani tam 3 saat...
İşin içinde prodüksiyon, görsel efektler olmayınca belki Cem bilet parasını hak etmek için bu kadar uzun tutmuş gösteriyi.
20 dakikasını atsaydı, bir de sinema seyircisine laf atan espriler ekleseydi, çok daha tadında bir “beyazperde gösterisi” olurdu.
Paylaş