Paylaş
Ali Taran’ın vicdanını yerden yere vurabilirim.
Ayşe Özyılmazel’in ölümcül bir hastalığın karşısında göbek atmasını eleştirebilirim...
Bir düğün bir cenaze diyerek olay düğünü yeniden masaya yatırabilirim...
Ama bu konuda tek bir satır yazmak gelmiyor içimden.
Bakıyorum da kadınlardan çok erkekler eleştiriyor Ali Taran’ı...
Karısını terk edenler, aldatanlar, vuranlar, öldürenler de bu yolla vicdan temizliyor olmalı.
Riyakârca buluyorum bunu...
Başın sağ olsun yerine “Geçmiş olsun Ali Taran” diyerek noktalıyorum konuyu...
Müthiş bir fuar
Contemporary İstanbul, çağdaş sanat fuarı bu yıl kendini aşmış...
Fuarın açılışına gittim önceki gece.
Tek kelimeyle dört dörtlük...
Dünyanın dört bir yanından gelmiş galeriler sanatçılar, Türkiye’nin önemli sanatçıları...
Paris’teki, Londra’daki sanat fuarlarından aşağı kalır tek bir yanı yok...
İstanbul Kongre Merkezi harika bir fuar alanı...
Standlar yüzlerce metrekarelik alana yayılmış.
Birbirinden etkileyici tablolar, performanslar, çağdaş sanat eserleri...
Gez gez bitmez...
Resme, heykele, çağdaş sanata bir parça ilginiz varsa mutlaka pazar akşamına kadar gidin gezin Contemporary İstanbul’u...
Bambaşka bir dünyaya girip sanat soluyacaksınız...
Çok da keyif alacaksınız...
Bedelliye para
Gazeteler bedelli askerlikten faydalanan ünlülerin kredi çekeceğini yazıyor.
Şaka mı yapıyorsunuz...
Bir gecelik ekstradan 30-40 bin lira alan Kenan Doğulu mu kredi çekip bedelli parası ödeyecek?..
Yoksa en hit besteleri yapan Sinan Akçıl mı?
Yalın mı, Murat Boz mu?
30 bin lira ülkedeki milyonlarca insan için çok büyük paradır ama popçular için değil...
Şükran Ay’a...
Eskisini bilmem, sahnede hiç izlemedim...
Sonradan öğrendim babamla annemin en sevdiği şarkı olan “Sevemedim Kara Gözlüm”ü söylediğini.
Ben hep akordeon çalan Savaş Ay’ın yanında şarkılar söylerken hatırlarım Şükran Ay’ı...
Öyle tanıdım...
Sonra “Kalbimi Kıra Kıra”yı dinledim, “Kıskanırım Seni Ben”i, “Bir Fincan Kahve”yi dinledim...
Öyle sevdim...
Başın sağ olsun Savaş Abi...
Kış eğlencesi!
Kış geceleri soğukta yapılacak en iyi şeyler
- Fırında kestane pişirmek, soba yok da ondan...
- Vefa’dan alınan bozayı içmek...
- Bir de DVD’ye Ata Demirer’in stand-up gösterisini takıp, izlemek!
Deneyin, eğlenceli oluyor...
Ne kadar hijyen?
Komşu Fırın’ın ekmeklerini ne kadar beğendiğimi bilirsiniz...
Ama bir de eleştirim var...
Ekmeklerine dokundurtmayan, hijyene çok dikkat eden Komşu Fırın, şaşırtıcı şekilde kurabiyelerini, pastalarını açıkta sergiliyor.
O enfes kurabiyeler, börekler toza, toprağa karşı korunmasız.
Sadece Komşu Fırın değil, Alman pastasını çok sevdiğim Olimpia Pastanesi de, Cihangir’in efsane pastanesi Savoy da aynı ‘özensizliği’ gösteriyor.
Ürünlerini açıkta sergiliyorlar.
Bu konuda çok dikkatli olduğunu gördüğüm pastane ise Kara Fırın...
Açıkta hiçbir şey satılmıyor orada.
Aynı özeni bütün pastaneler, fırınlar göstermeli.
Paylaş