Garipçe’nin son baharı

Son bir yıldır ne Batrınak’a yolum düşmüştü ne de Garipçe’ye...
Malum son bir yılda çok şey değişti oralarda.
3. köprü çalışmaları başladı, ağaçlar kesildi, yollar açıldı, köprünün ayakları yükseldi...
Pazar günü hadi bakalım ne olmuş bizim Garipçe diye yola düştüm.
Neler olmamış ki...
Şimdiden bitmiş İstanbul’u kuzeyi...
İnşaat sahaları genişledikçe genişlemiş.
Açılan yollarda ağaçlar yok olup gitmiş.
Şantiyeler kurulmuş, yol, köprü, viyadük çalışmaları tüm hızıyla sürüyor...
3. köprünün yükselen ayaklarını arkama alıp bu fotoğrafı çektirdim, çünkü bu fotoğrafın tarih olacağını biliyorum.
Çünkü 5-10 yıl sonra Garipçe denilen bu yerde ağaçların hiç kalmayacağını, yapılaşmanın hızla süreceğini ve İstanbul’un kuzeyinin
tamamen değişeceğini biliyorum...
Hepimiz biliyoruz.
Yolunuz düşsün ve Garipçe’ye bir uğrayın.
Şimdiden her şey değişmiş, bu haliyle bile dünya gözüyle bir daha göremeyeceksiniz.
Son baharına iç çekerek sessizce ağlıyor gibi...

Tatlıses bu ameliyatın kendini iyileştireceğine hep inandı

İbrahim Tatlıses’le ilgili Amerika’dan iyi haberler geliyor.
Ameliyatının iyi geçtiği, uyandırıldığı ve tedavinin iyi sonuçlar verdiğini söylüyor yakınları.
İbrahim Tatlıses bu ameliyatı “masada kalma” pahasına yaptırmayı kafasına koymuştu...
Vücudunda kalan marazın, ameliyat sonrası beyninde kalan küçük kemik parçalarından kaynaklandığına, bunlar alındığı takdirde düzeleceğine, yürüyebileceğine, sol kolunu oynatabileceğine sonuna kadar inanıyordu İbrahim Tatlıses...
En azından psikolojik olarak bu durumdaydı.
Masada kalsa da bunu deneyecekti.
Bu yüzden helallik isteyip gitti...
Ameliyatın iyi geçtiğini, kafatasında kalan küçük kemik kıymıklarının otomatik olarak bir yerde topladığını, operasyonla bu kıymıkların tamamen temizlendiğini öğrendim.
Şimdi temizlenen yer ödem yapmış ve o ödemin geçmesi bekleniyormuş.
Her şey yolunda giderse, muhtemelen eskisinden daha iyi Türkiye’ye dönecek İbrahim Tatlıses...
Bu gerçekleşirse yakınlarını bile ameliyata ikna etmekte zorlanan İbo, haklı çıkmış olacak.
Çünkü bu ameliyatın kendisini iyileştireceğine olan inancı tamdı Tatlıses’in...

Özel okullar için şunu söylüyorum

Cuma günü özel okullar hakkındaki izlenimlerimi yazacağımı söylemiştim.
3,5 yaşındaki kızını okula yazdırmak isteyen bir veli olarak, gidip gördüğüm, yöneticileriyle görüştüğüm okulları nasıl bulduğumu aktaracaktım.
Bunu duyurmaz olaydım...
Cuma gününden beri telefonlarım susmuyor, “Bizim okulumuzu da görün” diyenler, görüşmeye davet edenler...
Anladım ki ben bu işe başlarsam sonu gelmeyecek, bir okulu yazıp diğerini yazmazsam haksızlık olacak.
Hepsini de yazmaya kalkarsam, sonunda kendimi her gün bir okul gezer halde bulacağım.
Yok yok, ben bu işten vazgeçiyorum arkadaşlar...
Hem meşakkatli hem sorumluluğu çokmuş.
Bizim sevgili Nuran Çakmakçı, meğer ne ağır bir iş yapıyormuş.
Bu özel okul seçme işinde size tavsiyem şu olur ancak:
Bu işe zaman ayırın, tek tek görüşmeye gidin ve okulları görün.
Kulaktan dolma, eş
dost tavsiyesiyle okul seçmeyin.
Çocuğunuzun yeteneklerini köreltmeyecek okullar bulun...

Yaşlılık kriteri

Etrafınızda, Instagram’da gördüğü fotoğrafı zoom yaparak büyütmeye çalışan biri varsa, bilin ki o yaşlı biridir...
Çünkü hâlâ zoom yapmaya
çalışıyorsa;
1- Ya yakını görmüyordur...
2- Ya teknoloji özürlüdür...
Her iki durumda da sonuç değişmez.