Paylaş
Dün sabah İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın aradı...
Tek bir bahane üretmeden...
Şu şöyleydi bu böyleydi diyerek yan yollara sapmadan...
Suçu gazetecilere atmadan...
Dobra dobra ne dedi biliyor musunuz?
“Eleştirinizde haklısınız. Tasvip edilecek bir durum değil.
Görüntüleri izledikten sonra ilçe emniyetindeki arkadaşları aradım ‘bu nedir böyle’ diyerek çıkıştım...
İlçe Emniyet Müdürü’nün de haberi yokmuş.
Görevli memurlar bir anlık heyecanla böyle bir işe kalkışmışlar. Ben de sizin gibi bu görüntülerin sadece polisin imajına zarar vereceğine inanıyorum.
Böyle görüntülerin ortaya çıkmaması için çalışacağız”...
Telefonu kapatınca müthiş bir rahatlama hissettim. Güven duygusundan gelen bir rahatlama.
Böyle düşünen, özel hayata mahremiyete saygı gösteren bir emniyet müdürüne sahip olduğumuz için sevindim.
Teşekkür ettim.
Demet Akalın’a bir kitap önerisi
Bir aşkta iki kişi arasında yaşananları o çiftten başkası bilemez, anlayamaz...
Bu yüzden dışarıdan bakıldığında kavga dövüş, güvensizlikle dolu pek çok ilişkinin nasıl olup da yürüdüğüne akıl ermez.
Çünkü her ilişkinin harcı kendine özeldir, tektir.
Bu harç yüzünden de bir ilişkiyi bitirmek, ayrılmak çoğu zaman zordur.
Demet Akalın’ın nasıl eşine döndüğünü anlamayanların bilmediği budur. Neslihan Acu’nun “Artık Ayrılsak Diyorum” adlı kitabını tam da bu ayrılma-barışma hikayesinin ortasına küt diye düştü.
Sevgilinizi kolayca terk edebilir misiniz? Şairin (M.Mungan), “Kimdi giden, kimdi kalan, giden mi suçludur her zaman” sözleri yüreğinizin bir yerine oturmaz mı?
Neslihan Acu kopmanın eşiğine gelen bir çift üzerinden ayrılmak, ayrılamamak ikilemini çok güzel anlatıyor.
Gündeme denk düştüğü için Demet Akalın’a önerdim kitabı...
Ama hepimiz biliyoruz ki gündemi ayrılık olup bu kitaba göz atması gerekenlerin sayısı hiç az değil...
Emrah’a takdimimdir: Jülide Özçelik
Sevgili Emrah, türküleri caz formatında yorumlama kararı aldı. Hem türküleri genç kuşaklara sevdirmek hem de Emrah’ın müzik yolculuğu açısından çok doğru bir karar.
Bu amaçla “8 Notes” adıyla kurduğu grupla birlikte 2011 yılında bir albüm çıkaracak.
Ancak bu alanda yapılmış ilk çalışma olmayacak bu. Dolayısıyla kullandığı “Türküleri hiç böyle dinlemediniz” sloganı yanlış.
Ben türküleri caz formatında yorumlanmış şekilde dinledim.
Jülide Özçelik’ten...
2004 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Caz Vokal Performans Bölümü’nden mezun olan Özçelik, 2008 yılında “Jazz İstanbul-Volume 1” adıyla ilk albümünü çıkardı.
Bu albümde Geçti Dost Kervanı, Anan Var midur, Mecnunum Leylamı Gördüm, Kara Toprak gibi şarkıların caz versiyonu yer alıyor.
Hatta Emrah’ın Can Dündar’a söylediği Yalan Dünya bile benzer yorumla Jülide Özçelik’in albümünde var. Kıssadan hisse; Emrah’ın çıktığı yol doğru ama ilk defa çıkılan bir yol değil.
Sadece Emrah’a değil, türkülerin modernize edilmiş halini dinlemeyi sevenlere de Jülide Özçelik’i tavsiye ederim.
Açıkhava’da hangi sanatçı ne kadar seyirci topladı
Atlantis Yapım’ın Carte d’Or adına düzenlediği Açıkhava konserleri sona erdi. Konserleri organize eden sevgili kardeşim Erdal Bozkuş’a dedim ki, hangi sanatçının ne kadar bilet sattığını söyle bakalım. Rakamlar şişirme olmasın ama, davetlileri düş öyle söyle...
Tamam deyip rakamları verince, yılın ilk Açıkhava konserinin seyirci bilançosu şöyle oluştu...
Ajda Pekkan 1. konser.....4.700
Ajda Pekkan 2. konser.....4.900
Volkan Konak...................4.300
Kenan Doğulu...................3.400
Ferhat Göçer.....................3.000
Paylaş