Paylaş
Ortada ne bir iş var, ne yeni bir albüm, ne röportaj, ne konser...
Sadece sohbet etmek, daha yakından tanımak istedim Emel Sayın’ı.
Geçenlerde oturduk uzun bir yemek yedik...
Havadan, sudan her şeyden konuştuk...
Ben kendi adıma çok keyif aldım bu yemekten.
Sohbet geçenlerde yaptığım röportaja gelince kadına şiddetten açıldı ve sordum:
“Hiç bir erkekten şiddet gördünüz mü” diye... “Tek bir tokat yedim” dedi...
“Ne yaptınız” diye sorunca, “Ne yapacağım, boşandım” yanıtını verdi...
Yıllar önce eşiyle yaşadığı sorunların üzerine bu tek tokat tuz biber ekmiş ve hemen boşanma kararı almış.
Ve o anı çok ilginç bir şekilde anlattı...
“Bir kadının tokat yediği an hissettiği şey acı değildir...
Sanki içinizde boydan boya ruhunuzu saran kristal vazo gibi bir şey var. O kristal vazo, tokatla birlikte yere düşüp tuzla buz oluyor.
Bir daha asla toplanıp bir araya gelemeyecek kadar un ufak parçalara ayrılıyor.
Kendinizi tükenmiş, parçalanmış, bitmiş ve çaresiz hissediyorsunuz...
Bu, tek bir tokadın vereceği açıdan çok daha ağır bir şey.
Allah kimsenin başına vermesin, kadınlar da kendilerine şiddet uygulayan adamlardan uzak dursun” dedi...
Tüm kadınların Emel Sayın’ın bu sözlerinden çıkaracağı dersler olmalı.
Erkekler kaybedecek-lerini bilseler o kristal vazoyu kırarlar mı?
Olmadı Şenol Hoca...
Şenol Güneş haklı olarak derbi galibiyetinin keyfini sürüyor.
Hürriyet’ten İsmail Er’e verdiği röportajda bu durum açıkça görünüyor zaten...
Süslü cümleler, iddialı benzetmelerle dolu her cümlesi.
Ve röportajın bir yerinde, “Başarılı insan bazen kendine de rakip olur.
Güzel kadında çirkin bir taraf görürsün ama çirkin bir kadında güzel taraf göremezsin.
Çünkü ona hiç o gözle bakmazsın...” diyor...
Şenol Güneş gibi bir hocaya bu tür cinsiyetçi yaklaşımlar hiç yakışmıyor.
Kadının çirkinliği ve güzelliği üzerinden örneklemeler yapmak, “çirkin bir kadında güzel taraf göremezsin” gibi aşağılayıcı bir uslup takınmak Şenol Güneş’in yapmaması gereken şeyler.
Üstelik geçmişte kendisi de görüntüsü, giyimi, kuşamıyla haksız yere çok eleştirilmiş bir isim...
Futbol dünyasında şu cinsiyetçi dili bırakmalıyız artık.
Bip’leme hakkında bilmeniz gereken 4 şey
Paramparça dizisinin pazartesi günü yayınlanan bölümünde Ozan adlı karakterin “o... çocuğu” diye ettiği küfürün aynen yayınlanması madem bu kadar çok konuşuldu...
İşte size ‘bip’leme üzerine bilmeniz gerekenler...
1- Dizilerdeki biplemeyi RTÜK mü yapar?
- Hayır, dizilerde rakıyı, sigarayı buzlama, küfürlü sözleri bip’leme işleri RTÜK yapmaz. RTÜK bütün yayınları seyirciyle aynı anda televizyonda izler...
2- Yayınlanan küfürden, kanal mı sorumlu, yapımcı mı?
- Bip’leme, buzlama işleri yapımcının sorumluluğundadır, teslim edeceği yayın bandında bütün bip’leme işlerini yapımcı yapar. Bant yayına girmeden önce de kanalın yayın yönetim birimi tarafından izlenip onaylanır...
3- Buna rağmen Paramparça’da hem yapımcının hem de kanalın gözünden nasıl kaçtı bu küfür?
- Diziler çok uzun sürdüğü için muhtemelen son dakika kanal teslim edildi yayın bandı, yapımcının gözünden kaçtı, kanal tarafından da izlenmeden ekrana verildi...
4- Cezayı kim öder?
- RTÜK cezayı yapımcıya değil kanala keser. Uyarı cezasıysa önemli bir şey yok. Para ceza kesildiyse RTÜK kanaldan, kanal da yapımcıdan tahsil eder... Dizi sözleşmelerinde, “Bütün RTÜK cezaları yapımcıya aittir” maddesi vardır...
Meğer tanışmışız...
Sevgili Funda Kalyoncu mesaj atıp sormasa tamamen aklımdan çıkmış...
“TV8’de Aramızda Kalmasın’da iki gündür senin röportajını tartışıyoruz.
Saruhan Hünel’le hiç karşılaşmadık demişsin ama senin programına konuk olmuş geçmişte...
Unuttun mu yoksa ben böyle bir adamı tanımıyorum tavrı gösterip mi öyle yazdın” dedi...
“Ne haddime Saruhan Hünel’le ilgili öyle bir şey demek... Her gün 3-4 konuk aldığım bir programdı ve onun konuk olduğunu tamamen unutmuşum” dedim...
YouTube’da varmış hatta o bölümün görüntüsü...
Funda’ya teşekkür ettim ve “Bu düzeltmeyi köşemde de yapacağım” dedim...
Kovuldun!
İstediğimiz kadar altgeçitlerden adını çıkaralım... İstediğimiz kadar gökdelenlerden adını silelim... Ne fark eder?
Günümüz siyasetinden Donald Trump adını nasıl sileceğiz?
Irkçı söylemleri, faşist yaklaşımları, şovenist duyguları kamçılayan liderlerin dönemi bu...
İşte “seçim yarışından çekilsin” denilen Trump’a destek yüzde 41’lere kadar çıktı Amerika’da...
Büyük bir olasılıkla Cumhuriyet’çilerin Başkan adayı olacak...
Belki de Amerika’nın başkanı... Keşke televizyon şovu The Apprentice’de (Çırak) yaptığı gibi biz de ona “You’re Fired” (Kovuldun) diye bağırabilsek!
Paylaş