Çakar’ın bikini giymesini gerektirecek bir durum yok...

Canlı yayında söylediği sözlere gereğinden fazla önem atfedip Ahmet Çakar’a ciddi ciddi bikini giydirmeye çalışan bir grup var...

Taraftar sitelerini bir kenara bırakın, medyanın büyük bir kısmı da bastırıyor:

Hadi bikini giy, giy, giy diye...

Ciddi ciddi Çakar’ın fosforlu bir bikini giyip, hatta g-string tarzı bir modeli seçip kameralar karşısına geçmesini bekliyorlar herhalde.

İnternet siteleri buldukları bikinili kadın fotoğraflarının üzerine Ahmet Çakar’ın kellesini montajlıyorlar.

Oysa Çakar’ın bikini giymesini gerektirecek bir durum yok ortada.

Neden mi?

1- Futbol iddia işidir. Taraflı tarafsız herkesin bir iddiasının olduğu ortamda yorumcunun da iddialı olması işin doğasında vardır.

2- Futbol abartı işidir. Tribünde taraftarı, sahada futbolcusu, gazetede yazarı, kulüpte başkanı her şeyi abartır.

Ekranda en iyi abartan da Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar’dır, Çakar yine işini yapmıştır.

2- Televizyon şov işidir. İddialı olanlar, farklı olanlar her zaman izlenmeyi bilir.

Ahmet Çakar da hem yorumculuğunda hem yarışma sunuculuğunda bugüne kadar bunu kanıtladı, bu da şovunun bir parçasıdır.

3- Futbol tam da bu yüzden güzeldir.

Bu iddialar olmasa, bu sürprizler olmasa, Çakar’ın bikini giymesi mevzusu olmasa neyle gülüp eğleneceğiz...

Ayrıca bu ülkede kim iddiasını tutmuş ki, Çakır’dan tutması bekleniyor...

"Karamehmet TMSF’ye borcunu ödesin Taksim’de eşek gibi anıracağım" diyen Fatih Altaylı mı?

"Hakan Aygün’le pazar günü 12.00’de Taksim’de düello yapacağım" diyen Tuncay Özkan mı?

"Paradan altı sıfır atsınlar bu hükümetten özür dileyeceğim" diyen Emin Çölaşan mı?..

"Beyaz Melek 1 milyonu geçsin kulağıma küpe takacağım" diyen bendeniz mi?..

Tabii Ahmet Çakar tüm bu teamülleri yıkmak isterse bikini giymek için Taksim’i seçsin lütfen, ülkenin "olmayan iddiaları gerçekleştirme merkezi" orası da...

Küçük bir not

Oray Eğin, benim Skytürk’te program yapmama şaşırmış, "Kanalın yayın yönetmeni Serdar Akinan’la geçmişte sert polemikleri vardı" diyor.

Eeee, bundan sonra olmayacağını kim garanti ediyor?

Sevgili kardeşim, şu medyada polemiğe girdiklerimizle iş yapamaz duruma geleceksek, en başta senin kendini eve kapatıp lise yıllarından kalma doğum günü partilerine kesintisiz devam etmen gerekir.

Biz Serdar’la program da yaparız polemik de.

Tıpkı başka isimlerle olduğu gibi, tıpkı seninle olduğu gibi...

O yüzden takma kafanı böyle şeylere, oda’da yancılık yapayım derken kendini eve kapatacak duruma gelme!

EDS’den kaçmayı buldular

Uyanık sürücülerin EDS’den (Elektronik Denetleme Sistemi) kurtulumak için nasıl yönetmenler bulacağını merakla bekliyordum.

İlk yöntem bulundu:

Kırmızı ışık ve emniyet şeridine giren araçları fotoğraflayan bu sistemden kaçmak için sürücüler plakalarının son rakamını beyaza boyuyor...

Mesela 34 BU 3306 plakalı araç sürücüsü, son rakam 6’yı beyaza boyayarak plakayı 34 BU 330 yapıyor, sonra da dalıyor emniyet şeridine...

EDS istediği kadar fotoğraf çeksin.

Varsa 34 BU 330 plakalı araç sürücüsü haksız yere ceza yiyor, yoksa da trafik cezayı nereye göndereceğim diye kara kara düşünüyor.

EDS uyanıkları eminim başka yöntemler de bulacaktır.

Akılları sadece üçkağıda çalışan bu uyanıklara trafik en ağır cezayı kesmeyi.

Bikini

İstatistikçiye göre; Herşeyi ortaya koyar gibi görünür ama gerekeni gizler.

FB taraftarına göre; İlk lig maçında atkı gibi ellerde salanacak tribün aksesuvarıdır.

Askere göre; Dikenli tel örgü gibidir, araziyi korur ama manzarayı örtmez.

Aziz Yıldırım’a göre;

Ahmet Çakar’ın Şansa Bak’ı bile sunması gereken resmi giysisidir.

Çapkına göre; İstekli kadının bedenine yapıştırdığı dilekçe puludur.

Medyaya göre; Ahmet Çakar’ın arka sayfa güzeline dönüşmüş halidir.

Cimriye göre; Bikini kadını en ucuza soyan giysidir.

Ahmet Çakar’a göre;

Dün dündür bugün bugündür.
Yazarın Tüm Yazıları