Bunları biliyor musunuz?

Geçtiğimiz yıl bir film çekimi için Türkiye’ye gelen Pascal Nouma’nın elini şortuna soktuğu için açılan dava yüzünden bir gece Bayrampaşa Cezaevi’nde kaldığını... Bu davayı açanın Fenerbahçe değil, Beşiktaş kulübü olduğunu...

Bizim Yurtsan Atakan’ın kumar diye eleştirdiği Var mısın Yok musun’un Deal or No Deal adıyla 27 ülkede yayınlandığını...

n Athena grubu üyelerinin en sevdiği çizgi film karakterinin SpongeBob Squarepants olduğunu...

n Aynı gün Tekirdağ ve Edirne konserleri çakışan Haluk Levent’in, önce Tekirdağ konserini verdiğini, sonra ses tesisatından önce Edirne’ye varıp, gitarıyla iki saat canlı şarkı söylediğini... Şarkı sözleri içine, "Bizim organizatör hata yapmış, hálá bekliyoruz ses tesisatı" gibi cümleler sıkıştırdığını...

n Kars’ın ünlü kaşar peyniri içine bazı sahtekar üreticilerin patates karıştırdıklarını...

n Yılmaz Erdoğan’ın 40 yıl önce Hakkari’de doğduğu evin halen aynı şekilde durduğunu...

n Zara’nın, Madonna’nın İspanya turnesinde giydiği kıyafetlerin benzerini daha turne bitmeden üretip, satışa sürecek kadar hızlı bir ’fast food’ moda markası olduğunu...

Sahnedeki sanatçıyı yuhalayan sanatçı...

Anı kitapları hep ilgimi çeker, Ateşböceği Yalçın’ın Hey Gidi Günler Hey adlı kitabını da bu merakla bir solukta okudum.

Kimin kime kırgın, kimin sicilinde neler olduğunu bu kitaplar çok iyi anlatıyor. Mesela ben Bülent Ersoy’un soyadını Müjdat Gezen’in koyduğunu bilmiyordum.

Yalçın Otağ, "İlk galasından önce Bülent Erkoç isminin çok sert olduğunu söyleyip soyadını Ersoy yaptırdı Müjdat Gezen" diye anlatıyor bu değişikliği...

Öztürk Serengil’in kumar oynarken Zippo çakmağıyla nasıl hile yaptığını (kağıt dağıtırken metal Zippo’yu ayna gibi kullanırmış), Gönül Yazar’ın Fahrettin Aslan’dan yediği dayağı eğlenceli bir şekilde anlatıyor Yalçın Otağ.

Bir keresinde de Ali Poyrazoğlu, Korhan Abay’la birlikte sahnedeki Ateşböcekleri’ni yuhalamış.

Gazino garsonlarından dayak yemelerini yine Ateşböcekleri engellemiş.

"Bizi neden yuhaladıklarını hálá merak ederim ama bugüne kadar hiç sormadım" diyor kitabında Yalçın Otağ...

(Hey Gidi Günler Hey, Yalçın Otağ, Togan Yayıncılık)

Türkçe isim yasak!

Yeni alışveriş merkezindeki restoranlardan bazıları şunlar;

Grey...

Clementine...

It’s a Joke...

Venge Plus...

Cook Shop...

Barcode...

Good Life by Davidoff Cognac...

Harvard Cafe...

Celadon...

Suinn...

Cantina Mariachi...

Alışveriş merkezinin ismi ne?

City’s...

Oldu olacak Nişantaşı’nı da Targetstone yapalım bitsin bu iş!

Otoparkı kullanmayın

Nişantaşı City’s’de 1 saatlik otopark ücreti hafta içi 10, hafta sonu 15 lira.

1 saatte kimse bir şey yapamaz alışveriş merkezinde, gittin mi en az 2-3 saat oyalanırsın...

Hafta sonu 21 lira demek bu.

Akşam üzeri gidip, gece bardan 02.00 gibi çıkarsan 40 lira ödeyeceksin.

17 saatten fazla kalırsa araban, 100 lira...

Dünyanın hiçbir yerinde bu fiyat yok.

New York’ta 5. Cadde’ye arabanı bırak, 12 saati 44 dolar, yani 50 lira...

Müşteriler arabayla gelmesin diye böyle caydırıcı bir fiyat politikası uygulamış olabilir City’s...

Ama bir alışveriş merkezi, müşterisine otoparkımı kullanmayın der mi hiç?..

Otoparkı kullanmayan, bir süre sonra alışveriş merkezini de kullanmamaya başlar benden söylemesi...
Yazarın Tüm Yazıları