Paylaş
İlçedeki belediye salonlarında bu film gösterilmeyecek...
Özel işletmeler olmadığı, sinema salonları belediyelere ait olduğu için bu kararı rahatlıkla alabildiler...
Benim merak ettiğim bir nokta var.
Belediye başkanları bu kararı almadan önce oturup filmi seyrettiler mi?
Yoksa kulaktan dolma bilgilerle, Mahsun aleyhinde yaratılan havanın rüzgarına kapılıp mı bu kararı aldılar?
Filmi izledilerse nerede izlediler, izlemedilerse bu kararı neye dayanarak aldılar, sayın başkanlar açıklar mı acaba?
Ben henüz izleyemediğim için bir şey diyemiyorum, fragmandan yola çıkarak da bir filmi yerin dibine sokamam.
Filmde beğenmediğiniz şeyler, eleştirdiğiniz noktalar olabilir gerçekten...
Ama bu hiçbir sanat eserini yasaklamayı gerektirmez.
İki belediye salonunda filmin yasaklanması problem değil de, filmi gösteren özel salonlara belediyelerin baskısı olmaya başlarsa, başka belediye başkanları da bu karara uymaya kalkarsa durum kötü...
O zaman bunun adı açık sansür olur. 80’li yıllarda bunlar olurdu, darbe yıllarına geri döndük de haberimiz mi yok?
Bu arada hiçbir sanatçının, sinema meslek örgütlerinin Mahsun’a destek vermemesi de şaşırtıcı ve üzücü.
Buna ses çıkarmayacaksınız, neye çıkaracaksınız?
Şu terör olmasaydı şehri ne güzel yönetirdik
İstanbul Valisi Vasip Şahin, “Terör tehdidi dışında İstanbul’un en güvenli şehirlerden olduğunu” açıkladı.
“Şu mektepler olmasa, maarifi ne güzel idare ederdim” gibi bir açıklama
bu da...
Sayın Vali de, “Şu terör olmasaydı, şehri ne güzel yönetirdim” demeye getiriyor.
Hadi kabul edip terör olaylarını bir kenara koyalım...
En iyi restoranların basılıp adam öldürülmesine ne diyeceğiz? Bir ayda böyle iki büyük olay yaşadık...
Kahvelerin taranmasını, sokak ortasında insanların öldürülmesini, kadınların cinayete kurban gitmesini, soygunları, kapkaçı, hırsızlığı, tinercileri ne yapacağız?
Tüm bunlara bakan Economist’in “En güvenli 50 kent” sıralamasında İstanbul’u 41’inci sıraya koymasına ne diyeceğiz?
Bir de tüm bunların üzerine terör olaylarını koy, sonra kalk İstanbul için “en güvenli şehirlerden biri” de.
Yersen ye...
Evet-hayır magazini
Dün Barış Manço’nun 18’inci ölüm yıldönümüydü...Usta müzisyen bir yandan ölüm yıldönümüyle gündeme gelirken, diğer yandan da eski bir şarkısı bir anda popüler oldu.Ne Sezen, ne Nilüfer şarkıları...Şu sıralar, Barış Manço’nun, “Hayır hayır, yüz bin kere hayır” dediği şarkı hayır cephesinin en sevdiği şarkı durumunda...
Gazeteciliğin en zor yanı Hürriyet’te çalışmaktır...
◊ BKM filmini haber yaparız, ne BKM ile ortaklığımız kalır ne gizli gizli iş çevirdiğimiz...
◊ Mahsun filmini haber yaparız, ne nikâh şahitliğimiz kalır ne PR’cı eski eşimiz...
◊ Çalgı Çengi’yi haber yaparız, ne Ahmet’le Murat’tan para aldığımız kalır, ne gizli saklı çevirdiğimiz dolaplar...
Şu sinema meselesiyle ilgili bir tane yapımcı çıksın, çektiği büyük bir filmin Kelebek’te hakkıyla haberinin yapılmadığını söylesin...
Cem Yılmaz, Şahan, Çalgı Çengi ekibi, Mahsun, TAFF’çılar, Ata Demirer, Yılmaz Erdoğan, Şükrü Avşar...
Buyrun ben bu sezon en çok “Dağ 2” filmiyle ilgili yazı yazdım, ne yapımcısını tanırız, ne PR’cısını...
30 yıllık meslek hayatımda şunu gördüm...
Gazeteciliğin en zor yanı Hürriyet’te çalışmaktır.
Yazdığınız her yazının, yaptığınız her haberin etkisi, yankısı büyük olur.
Herkes bir şey söyler...
Biz haber yaparız, diğerleri konuşur.
Alkışlanacak şirketler
Donald Trump’ın 7 Müslüman ülkeye koyduğu vize yasağına karşı sadece yüzbinlerce insan dünyanın dört bir tarafında protesto gösterileri düzenlemiyor. Bu karara tepki gösteren şirketler de var.
Starbucks, önümüzdeki 5 yıl içinde dünya genelinde 10 bin mülteci istihdam edeceğini açıkladı.
En büyük kiralama şirketi Airbnb, vize yasağından etkilenenlere kiralık evlerini ücretsiz açacağını açıkladı...
Netflix ve Twitter, Amerika’nın göçmenler tarafından kurulduğuna dikkat çekerek, “Nereden gelirlerse gelsinler göçmenlerin yanındayız” mesajını verdi.
Trump’a karşı geldikleri için bu Amerikan şirketlerinin başına bir şey gelmeyeceği tartışmasını bir kenara koyarsak, haksızlığa ve ırkçılığa karşı açık tavır koydukları için onları alkışlamak gerekiyor. Gezi olayları sırasında kepenklerini kapattığı için büyük tepki çeken Starbucks, bu hareketiyle Türkiye’deki imajını bile tazelemiş oldu...
Paylaş