Benden arkadaş olmaz!

Bu sorunun yanıtını geçen akşam İzzet Çapa’yla birlikte katıldığımız Burcu Esmersoy’un programında vermiştim aslında.
“Bütün arkadaşlarımı tek tek kaybediyorum, hepsi bana küsüyor” diyerek.
Burcu da buna dahil...
Bir yıl boyunca konuşmadı benimle.
Sonra bir gün “Ne yapıyorsun” diye aradı, oturduk bir şeyler içtik hiçbir şey olmamış gibi...
Uzun bir süredir etrafım bana küsenlerle dolu.
Anladım ki benden arkadaş olmaz!
Çünkü karşı taraf hep bizim iyi yazmamızı ister.
Albüm harika!
Konser harika!
Restoran harika!
Film harika!
Düğün harika!
Oyun harika!
Mekân harika!
Köşenin adını, “Cengiz in Wonderland” yapalım olsun bitsin.
İşin ilginci dokuz kez “harika” dediğin adama, bir kez “kötü” dediğinde de arkadaşlığın biter.
O kötüyü yıllarca hatırlar...
Ben de onlara diyorum ki;
Bakın sevgili arkadaşlarım, ben sizin işinizi kötü yapmanızı istiyor muyum?
Arkadaşlığımızın hatırına kötü film çek, kötü şarkı söyle diyor muyum?
İnanmadığın bir şey yap diyor muyum?
Peki sen neden benim işimi kötü yapmamı istiyorsun?
Her şeye harika dersem bu köşe kötü olur... Çünkü her şey harika değil.
Bu yüzden de benden arkadaş olmuyor işte!
Ama bence problem gazetecilerde değil...
Gazetecilerle nasıl arkadaşlık edileceğini bilmeyen ünlülerde...

Uzunya

İstanbul’un Karadeniz kıyısında bir yer burası. Demirciköy’ün orada...
Peş peşe siteler, milyon dolarlık malikaneler yapılıyor buralara...
Üçüncü köprüden sonra TOKİ de el atacaktır muhtemelen.
Bu haliyle son demleri olabilir buraların.
Uzunya’da aynı isimli bir balıkçı restoranı var.
10 yılı aşkın bir zamandır hizmet veriyor.
Kendine ait bir koyu, kendine ait bir yolu var.
Sanatçıların, reklamcıların, oyuncuların tercih ettiği gözlerden uzak bir balıkçı restoranı. Bu sezon sahil kısmına da yatırım yaptılar, hâlâ da yapıyorlar.
Şemsiyeleri, şezlonglarıyla plajda güneşlenenler...
Akşama doğru oturup rakı-balık yapanlar.
Sanki İstanbul değil, güneyde bir tatil kasabası burası.
Şimdi büyük bir bar ve et restoranı açılıyor Uzunya’ya...
Hafta sonu çok kalabalık oluyormuş.
Fırsatınız varsa hafta içi uğrayın derim. Şehir içinde tatil havası almak için birebir.

Birkaç iyi adam

Metin Depe...
İstanbul Büyükşehirli futbolcu İbrahim Akın, takım arkadaşı Metin Depe’ye Fenerbahçe’nin teşvikini öneriyor, Metin Depe kabul etmiyor. “Şike parasını danışmak için hocaya gidelim” diyor, Metin Depe gitmiyor. Şikeye, paraya, teşvike, hoca yalanına karşı Metin Depe dimdik duruyor. Böyle de futbolcular var!

Aydın Boysan...
20 yıldır her yaz arkadaşlarıyla çıktığı mavi yolculuk İz TV ekranlarında yayınlanıyor. Aralarında Tarık Minkari’nin de olduğu 80’lik delikanlılar teknede rakı içiyor, denize giriyor, geyik çeviriyorlar. Nasıl tatlı muhabbet anlatamam. İnsanın bir kadeh rakı koyup muhabbete eşlik edesi geliyor. Ömrünüze bereket abiler...

Hani yasaklıydılar?

Levent Kırca hükümete muhalif olduğu için ekranlarda kendisine iş verilmediğini söyleyip durdu...
Huysuz Virjin de, RTÜK’ün kendisine ambargo koyduğu için ekranlardan uzak kaldığını iddia etti hep...
Şimdi hem Levent Kırca, hem Huysuz Virjin ekranda...
Öyle kıytırık kanallarda da değil, biri Fox’ta diğeri Show TV’de prime time’ın göbeğinde...
Hükümet aynı hükümet!
RTÜK aynı RTÜK!
Peki ne değişti?
Hiçbir şey!
Ne yazık ki TV’de işsiz kalanların, büyük gazetelerden gönderilenlerin sığındıkları en kolay liman budur işte...
Hükümet istemedi!