Paylaş
“Make Me Yours Tonight”ın hikâyesini, nasıl ortaya çıktığını merak ediyorum...
Lara Fabian: Biri Yunan, diğeri Amerikalı iki müzisyenin bestelediği muhteşem bir şarkı “Make Me Yours Tonight”. Benim için uzun zamandır yapmak istedikleri bir şarkıymış ve bu beni çok heyecanlandırdı. Ortak bir çalışma arkadaşımız, benim ve Mustafa için harika bir düet şarkısı olacağını düşünmüş. Ardından bu fantastik macera için benimle ve Mustafa’yla iletişime geçti.
Neden Mustafa Ceceli?
Lara Fabian: Bizim uyumlu olduğumuzu, ayrıca aynı sanatsal yeteneğe ve ifadeye sahip olduğumuzu düşünmüş arkadaşlarım. Haklı da çıktılar...
Önceden tanıyor muydunuz Mustafa’yı?
Lara Fabian: Tanışmamıştık, sadece Mustafa’nın “Es” adlı şarkısını biliyordum ve videolarını izlemiştim. Belçika’da çok büyük bir Türk topluluğu var ve onlar için Mustafa çok büyük bir yıldız. Zaten dünyanın neresinde bir Türk topluluğuna Mustafa Ceceli deseniz, herkes onu tanıyor. Ona şarkıyı önerdiler, o da kabul etti. Biz Mustafa’yla bu sayede tanıştık.
Sonrası nasıl gelişti?
Lara Fabian: Buluştuk ve şarkıyı birlikte söylemeyi denedik. Mustafa’nın perspektifi ile ilgili sevdiğim şey, onun iki dünyayı birbirine karıştırması oldu. Benim yollarımı kendi yollarıyla kesiştirdi. Bu olağanüstü, kendine has müzikaliteyi “Make Me Yours Tonight”ta yarattı. Beraberken kendimiz olmamıza olanak vererek bu özel şarkıya katılmamızı sağladı.
LARA GİBİ BİR DİVAYA SEZEN YAKIŞIRDI
Mustafa, peki sen bir Lara Fabian hayranı mıydın?
Mustafa Ceceli: Hangimiz değiliz ki... Favorim olan pek çok şarkısı var. Örneğin “Je T’aime”... Ama en çok “I Will Love Again”i seviyorum. Çünkü inanılmaz eğlenceli ve hareketli. Bence böyle şarkıları daha fazla söylemeli.
Lara Fabian: Haklısın... Ben de seviyorum, çok enerji dolu.
Mustafa Ceceli: Bizim müzikal dokularımız çok benziyor. Mesela benim de ağırlıklı olarak yavaş şarkılarım var. Arada da hareketli şarkılar söylüyorum. Bu yönden çok benzeşiyoruz. Bu arada Lara Fabian dünya çapında 20 milyon albüm satmış biri ama hiç egosu yok.
Lara Fabian: Ego benim için bir seçenek değil.
Mustafa Ceceli: İlk tanıştığımızdan beri o kadar nazikti ki, adeta yıllardır tanıdığım biri gibiydi. Kol kanat açan müzik aşığı bir insanla tanıştım. Şarkıya ilk olarak piyanoda beraber baktık, orada bana dedi ki “Seslerimiz çok uyumlu, bu düetin çok güzel olacağını hissediyorum”... Hatta o anların kaydı da duruyor. Bu ayrı bir heyecan oldu benim için.
Lara Fabian: Mustafa’ya katılıyorum. Benim için de aynı duygular geçerli.
Şarkının İngilizce sözlerini kim yazdı?
Lara Fabian: Amerikalı ve Rum bir ekip yazdı. Türkçe kısmının sözleri ise Sezen Aksu’ya ait.
Mustafa Ceceli: Sezen Aksu’nun müziğe olan aşkını çok iyi biliyorsun. Ben de onun okulunda yetiştim. Ve asla mezun olmadım. Olmak da istemiyorum. Çünkü her gün yepyeni şeyler öğreniyorum ondan. Bu şarkıyı en iyi Sezen Aksu yapabilirdi. Lara Fabian gibi bir divaya, Sezen Aksu gibi bir diva yakışırdı.
MUSTAFA’NIN KONSERİMDE SAHNEYE ÇIKMASINI İSTERİM
Klibi nerede çektiniz?
Mustafa Ceceli: Brüksel’de. İngiliz bir yönetmen çekti. Genç bir ekiple çalıştık.
Mustafa’yla klipte oynamak kolay mıydı?
Lara Fabian: Çok kolaydı. Sanki çok önceden beri onu tanıyor gibiydim. Mustafa çok mütevazi, ayrıca çok yetenekli biri. Hayatım boyunca çok fazla seyahat ettim ve çok fazla insanla tanıştım. Şunu söylemem gerekir ki; en basit düzeyde paylaştığımız her şey fazlasıyla derindi. Bazen kendini başarına kaptırıp sanatından uzaklaştığında “insanlarla” karşılaşamazsın. İnsan olan Mustafa ise her zaman oradaydı. 5-6 kez tekrar yaptığımızda bile sıkılmadı. Hep çok mutlu ve yardım etmeye hazırdı.
Siz, belki ileride de beraber çalışırsınız...
Lara Fabian: Evet. Zaten şimdiden bunu yapmaya başladık. Bir sonraki uluslararası konser için hazırız.
Sadece konser için söylemiyorum, belki bir albüm de yaparsınız...
Mustafa Ceceli: Şu anda İtalyanca bir şarkı üzerinde çalışıyoruz. Ben aranjörlüğünü yapıyorum. Artık Lara Fabian yeni solistim...
Lara Fabian: Çok isterim. Mustafa’nın benim bir konserimde sahneye çıkmasını da çok isterim. Mesela Berlin’deki konserimde...
Mustafa Ceceli: Ben de çok isterim.
Lara Fabian: Avrupa turnem var şu an. Mustafa’nın 7 Ekim’de Berlin’e ya da Prag’a gelmesini isterim. Bu çok güzel olur.
EUROVISION ESKİSİ GİBİ DEĞİL
Eurovision’un yarattığı bir star olarak. Eurovision hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce her geçen yıl değişiyor mu?
Lara Fabian: Tabii ki yıllar geçtikte Eurovision da değişti... Eurovision’un asıl değeri, kültürleri bir araya getirme, kaynaştırma ve birleştirmedir. Şarkıların farklı kültürler tarafından duyulmasını sağlar...
Biz Mustafa’ya “Eurovision’a katıl” diyoruz ama o çok yanaşmıyor...
Lara Fabian: Neden böyle yaptığını anlayabiliyorum. 20 sene önce olsaydı “evet” demeliydi. Ama bugünlerde müzikal olmaktan çok politik bir hale geldi Eurovision...
Mustafa Ceceli: Kesinlikle doğru... Katılmamamdaki en büyük sebep bu. Önümüzdeki seneler ne gösterir bilmiyorum. Bir de Sertab Erener çıtayı çok yüksek bir yere koydu. Gidenler için nasıl söyleyebilirim bilmiyorum ama bayrak çok yukarıda...
18 yaşında Çeşme’de yediği kumruyu unutamıyor
Bu, Lara Fabian’ın İstanbul’a ikinci gelişi. İkinci kez sahneye çıktı. “3-4 yıl önce Bursa’ya da gelmiştiniz” diye hatırlatıyorum, “Evet, doğru” diye onaylıyor.
Bir de 18 yaşındayken Çeşme’ye gelmiş.
Eurovision yarışmasıyla şöhreti kazandıktan hemen sonra Çeşme Festivali’ne gelmiş...
18 yaşında orada yediği kumruyu hâlâ unutamıyor.
Türkiye’de en çok sevdiği üç şey ise şunlar:
1- Tarih:
Çok zengin bir tarihi var. Osmanlı gibi birçok medeniyet bu topraklarda doğmuş. Özellikle mimaride bunu hissedebiliyorsunuz.
2- Boğaz:
Büyüleyici. Sihirli gibi. Marco Polo bile buradan geçmiş. Bu sularda kimlerin seyahat ettiğini düşünmek bile çok büyüleyici.
3- Yemekler:
Çeşme’de plajda küçücük bir dükkanda yediğim basit bir sandviçin (kumru) bile tadını unutamıyorum. Hayatımda ondan daha lezzetli bir sandviç yememiştim. Burada yemekler gerçekten harika.
Ermeni soykırımı üzerine söylemediklerimi yazdılar
Lara Fabian, Fransa’da Ermeni diasporasını destekleyen bir isim olarak biliniyor. En azından ben öyle biliyorum...
Ben bu konuyu açınca biraz tedirgin oldu...
“1915 olaylarının önümüzdeki sene 100’üncü yıldönümü, ne düşünüyorsunuz?” diye sordum.
“Bu konuda yorum yapacak kadar bilgiye sahip değilim. Ben sadece sanatçıyım” yanıtını verdi.
Ben ısrar edince, “Bence insanların acı çekmesi, katliama uğraması kim olursa olsun çok üzücü bir şey” dedi ve şunu ekledi:
“Geçmişte bana bu konuda sorular sorulmuştu. Beni sevmeyen bir Fransız gazeteci, bu konuyla ilgili benim ağzımdan bana ait olmayan cümleler yazmıştı. O yüzden böyle bir algı oluştu. Ama ben siyasetle ilgilenmiyorum.”
Meksika’dan Japonya’ya her yerde bu şarkı çalıyor
Mustafa Ceceli’ye düet teklifi ilk geldiğinde “Herhalde şaka yapıyorlar” demiş. “Mail’in geldiği hesap sahte olmasın, kontrol edin” diye uyarmış arkadaşlarını.
Uzun süre inanamamış doğru olduğuna...
“Hani Avrupa’ya açılamazdı Türk şarkıcılar?” dedim, Mustafa’ya...
Şu yanıtı verdi:
“Biz Türkiye’de ‘Avrupa’ya, dünyaya açılamayız’ baskısı ile büyüdük.
Halbuki dünyanın en yetenekli müzisyenleri bu ülkede yaşıyor.
Şu anda düetimizi İspanyolca altyazı ile Meksika kanalları veriyor.
Bütün Avrupa’daki müzik kanalları klibimizi yayınlıyor.
Japonya’da bile radyolarda şarkımız çalıyor.”
Robin Williams’ın ölümü: Starlar neden çöker?
Lara Fabian ve Mustafa Ceceli’yle akşam yemeğimizde laf Robin Willams’ın ölümüne de geldi...
“Son yıllarda çok sayıda ünlü ölümü seçiyor. Sizce starlar neden çöker? Yalnızlıktan mı yoksa çaresizlikten mi ölümü tercih ederler?” diye sordum...
Bir anne olan Lara Fabian şöyle konuştu, bir baba olan Mustafa Ceceli de ünlü sanatçıya katıldığını söyledi:
“Her şey etrafınızdaki insanlara bağlı. Profesyonel çevreden değil, aileden bahsediyorum. Sağlam ve istikrarlı temellerden bahsediyorum. Perde kapanıp evinize döndüğünüzde anne-baba sorumluluğu ile karşılaştığınız zaman bu tür durumlara, çukurlara düşmeyi düşünmeye bile vaktiniz olmuyor.
Bütün insanlık olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz. Aşırı uçlar, uyuşturucular sanatçı olsun ya da olmasın herkes için bir çaresizlik ve bir iyileşme arayışından kaynaklanıyor. Aşırı bir bireyselleşme var. Ve bu bizi yalnızlığa sürüklüyor.
Yeni bir dünya ve yeni bir toplum yaratmak için eskisi gibi gerçek bir iletişim kurmamız gerekiyor. Mütevazı bir şekilde müziğin de buna katkı sağlayacağını düşünüyorum.”
Sanatçı herkesi kucaklamalı
Mustafa Ceceli zaman zaman politik tartışmaların içine çekilmek istenen bir isim...
Hayata, siyasete, gerginliklere nasıl baktığını merak ediyordum, sordum...
Şunları söyledi:
“Yaşam tarzlarımız değişiyor. Bence öncelikli olarak herkesin birbirinin yaşam tarzına saygı göstermesi gerekiyor.
Müzisyen de olsa oyuncu da olsa biliyoruz ki o bir insan. O bir kalp ve beyin taşıyor. Ve bu ikisinin sezgilerine güvenmeli. Onun dışında herkesin yaşamına saygı göstermek önemli bir anahtar.
Herkes kendini haklı görmek ve haklı çıkarmak peşinde.
Sanatçıların tüm bunların dışında kalması gerektiğini düşünüyorum. Sanatçının, herkesi kucaklayan bir yapısı olmalı. Herkesin düşüncesine saygı göstermeli. Çünkü biz evrensel bir iş yapıyoruz.”
Eşli yemekte neler konuşulur?
Lara Fabian ve Mustafa Ceceli’yle Çırağan’da yediğimiz yemek eşliydi... Üçümüzün de eşi vardı yanında...
Lara’nın eşi bir illüzyonist...
Ama ben daha çok, yıllardır tanıdığım Mustafa’nın daha önce hiç görmediğim eşini merak ediyordum...
Son derece sempatik ve cana yakın biriyle karşılaştım...
Birbirlerine çok yakışan bir çift olmuşlar...
Onların da bizim gibi 3 yaşında çocukları var. Aralarında 2-3 ay fark var...
Lara’nın kızı ise 7 yaşına gelmiş...
O gece masanın ortak konusu müzik, çocuklar ve seyahatti...
Mustafa ve eşi bu yaz bizim gibi çocuklu bir İtalya seyahati yapmışlar araba kiralayıp...
“Aynı şeyleri yaşamışız” diyerek çok güldük... Beraber bir Toscana seyahati planladık...
Lara Fabian ise dünya güzeli kızının nasıl sinemaya, fotoğraf ve video çekmeye meraklı olduğunu anlattı bize, bolca görüntülerini izletti...
Paylaş