Paylaş
Nejat İşler taburcu olmuş ve White Mill’e gelmiş.
Her zamanki mekânında, arkadaşlarıyla buluşmuş.
Onu tekrar aramızda görmek çok sevindirici.
Peki bundan sonrası için ne yapacak?
Gazetelerde çıkan fotoğraflarından ve görüntülerinden sonra akla takılan pek çok soru oldu Nejat’la ilgili...
* Sağ elinin parmaklarıyla ilgili sorun ilk kez görüntülendi. Parmaklarının ucundaki morluklar konusunda hastane bir açıklama yapacak mı? Yoksa spekülasyonlar sürecek mi?
* Üç ay hastanede süren tedavi, yoğun bakım süreci, aldığı kortizonların da etkisiyle Nejat İşler’in kilo aldığı, saçlarının döküldüğü görüldü. Hastalığa karşı kazandığı zaferi, eski fit görüntüsüne kavuşarak taçlandıracak mı?
* Nejat İşler’in oyunculuk, dizi sektörü konusunda hırsları olmadığı zaten biliniyordu. Bundan sonrası için ne yapacak? Sağlığına tam kavuştuktan sonra oyunculuğa devam mı edecek, sektörü tamamen bırakacak mı?
* Nejat İşler’e eylül ayı için bir dizide konuk oyuncu teklifi gelse, bu görüntüsüyle kamera karşısına geçmek ister mi?
* Yeni hayatını nasıl sürdürecek? Cihangir-Gümüşlük gibi gece hayatının daha çok olduğu yerlerde mi, yoksa daha sakin bir yerde mi?
* Bu soruların yanıtı ne olursa olsun, Nejat İşler’in yeniden aramıza dönmesi yeter. Bundan sonrası için en başta ona sağlıklı ve mutlu bir hayat diliyorum.
Sadece Nejat değil, hepimiz için en önemli olan bu değil mi?
Hangisi komik?
Murat Tavman, yaza hazırlık tüyoları veriyor bir süredir Kelebek’te;
Ne yemeli, nasıl spor yapmalı, nasıl fit kalmalı...
Evde, sokakta, hatta işte nasıl hareketler yapmalı, anlatıyor.
Hem fotoğraflar, hem bilgiler çarpıcı.
Baktım dün sevgili Ayşe Özyılmazel konuyla kafa buluyor.
Tavman Hoca’nın ofiste karın kası egzersizlerini Kelebek’te görünce gülmeye başlamış.
“Bu kadar zorlamasak mı?” diyor.
Ayşe’nin yazısını görünce beni de bir gülme aldı anlatamam.
Neden mi?..
Çünkü daha geçen yıl Alişan’la yaptığı sabah programında Ayşe Özyılmazel, Murat Tavman’ı canlı yayında konuk etmişti.
Konu neydi peki?
Ofiste egzersiz hareketleri!
Canlı yayında hep beraber yapmışlardı üstelik...
23 Nisan Karnavalı
Dün sabah Beşiktaş Çilekli Tesisleri’ndeki 23 Nisan Karnavalı’ndaydım.
Kızıma sabah, “Hadi hazırlan bayrama gidiyoruz” dedim.
Dev oyun grupları kurulmuş, etrafta palyaçolar, onlarca farklı aktivite... Binlerce çocuk kendinden geçmiş şekilde eğleniyor...
Halk oyunları gösterileri, kitap okuma aktiviteleri, resim atölyeleri...
Gün boyunca 20 binin üzerinde insanın gelmesi bekleniyordu karnavala.
Çocuklara bedava dondurma, yiyecekler, içecekler dağıtılıyor...
Kurulan sahnede sanatçılar şarkı söylüyor, gösteriler yapılıyor...
Sabah 10’da başlayan etkinlik, akşam 18.00’e kadar sürecekti.
O kadar önemli ki bu tür etkinlikler yapmak...
Hem 23 Nisan’ı kutlamak açısından hem de insanları, çocukları kaynaştırmak için.
Beşiktaş’ın yeni belediye başkanı Murat Hazinedar’ı telefon açıp kutladım.
“Lütfen çocuklar için bu tür etkinliklere devam edin” dedim.
Beşiktaş Çocuk Meclisi Başkanı bile varmış, çocukların isteklerini toplayıp Başkan’a iletmekle görevliymiş.
Bu tür etkinlikler bütün belediyelere örnek olmalı.
Atla deve değil ki böyle bir etkinliği organize etmek...
Organizasyonu yapan Başkan Yardımcısı Çetin Kırışgil’e sordum; “Ne kadar para harcadınız bu işe?” diye.
22 tane sponsor bulmuşlar, etkinliği organize etmişler, “Belediyenin cebinden çıkan para yok neredeyse” dedi.
İşte belediyecilik budur.
İtibarsızlaştırmak mı, yoksa katkı mı?
Afife Jale, tiyatro dünyasının en önemli ödülü.
18 yıldır çeşitli eleştiriler olsa da başarıyla yapılıyor, itibarı var, saygınlığı olan bir ödül töreni.
Son yıllarda eleştiriler iyice artmıştı.
“Jüri oyunları izlemiyor, kriterlere uyulmuyor” diye...
Sonunda cin şişeden çıktı ve Ali Poyrazoğlu başta olmak üzere bir grup tiyatrocu, Afife Jale Ödülleri’ni boykot ettiklerini açıkladı.
Pazartesi günü yapılacak ödül töreni üzerine şimdiden bir gölge düştü.
Boykot edip açıklama yapanlar kim peki?
Ali Poyrazoğlu, Nilgün Belgün, Müjdat Gezen, Levent Özdilek, Behzat Uygur, Kemal Kocatürk ve Zafer Diper.
‘Çetenin’ başının Ali olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.
Peki bunu kamuoyuna açıklamak yerine, eleştirilerini organizasyon komitesiyle konuşarak yapsalar daha iyi olmaz mıydı?
Bu tür çabalar gösterdiklerinden eminim.
Demek ki artık bıçak kemiğe dayandı, sözlerini dinletemediler ve işi boykota vardırdılar.
Ancak ben yine de böyle bir çıkışın Afife Jale’ye katkı sağlamak yerine ödülü itibarsızlaştıracağını düşünüyorum.
Bu kadar hırgürden sonra Yapı Kredi Sigorta da çıkıp “Ben seneye sponsor olmuyorum kardeşim” dese ne olacak?
İyice kan kaybedecek ödül töreni, iyice zor durumda kalacak.
Tiyatro topluluklarının yaşadığı zorluklar ortadayken...
Seyircinin tiyatroya ilgisi herkesin malumuyken...
Elde var olan tek ödül töreninin de herkes kıymetini bilmeli.
Paylaş