Paylaş
17 kanal dediğiniz, zaten belli... Ulusal ve haber kanallarının hepsi...
Buna pek çok yerel kanalı da eklediniz mi geriye kala kala Power FM gibi müzik kanalları, National Geographic gibi belgesel kanalları kalıyor.
Benim buna bir itirazım yok...
Erdoğan’ın adaylığı sadece Türkiye’yi değil dünyayı da yakından ilgilendiren bir haber...
Elbette kanallar canlı yayınlayacak.
Seçim döneminde her AKP mitinginin canlı yayınlanmasından çok daha önemli...
Ancak asıl önemli olan diğer adaylar Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş’ın adaylıklarının kaç kanaldan yayınlandığı.
Daha da önemlisi propaganda döneminde hangi adaya ne kadar yer verileceği.
Eşitlik olacak mı?
Yoksa Erdoğan 17-0 galip başladığı yarışı aynı şekilde sürdürecek mi?
Hepimizin cevabını bildiğimiz soruları sormak da ne saçma değil mi?
Sinemada yeni moda
Yeni bir moda başladı: Kullanılmamış sahneleri ekleyerek, süreyi 20-30 dakika daha uzatarak filmleri ikinci kez vizyona sokmak...
Bunu ilk olarak, en çok izlenen film rekorunu kaptırmamak için Düğün Dernek yapmıştı...
Film Recep İvedik 4’ün karşısında uzun versiyonuyla ikinci kez vizyona girmişti.
Ancak amacına ulaşamadı, rekoru Recep İvedik 4’e kaptırdı.
Şimdi 7 milyon 220 bin gişeye ulaşan Recep İvedik aynı şeyi yapıyor.
Şahan filmi 35 dakika uzatarak 25 Temmuz’da ikinci kez vizyona sokacak.
Eski Yeşilçam, film içinde film çekerdi...
Şaka değil aynı set içinde iki ayrı senaryo çekilirmiş...
Yeni Yeşilçam ise ‘director’s cut’ meselesinden ikinci filmi çıkarıyor...
Yaz sezonunda bu uygulamanın olmasında sıkıntı yok da...
Sezon ortasında bunun yapılması zaten salon bulmakta zorlanan filmlerin önünü iyice kesiyor...
Eda şezongtayken
* Eda Taşpınar 2007’de şezlonga uzandığında Recep Tayyip Erdoğan henüz ikinci genel seçimini kazanmıştı, şimdi Cumhurbaşkanı adayı…
* Eda Taşpınar 2007’de şezlonga uzandığında Vitali Hakko, Benazir Butto, Savaş Dinçel, Ufuk Güldemir, Erdal İnönü, İsmail Cem, Jupp Derwall hayattaydı...
* Eda Taşpınar 2007’de şezlonga uzandığında Nicolas Sarkozy oyların yüzde 53’ünü alarak Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı olmuştu, şimdi gözaltında...
* Eda Taşpınar 2007’de şezlonga uzandığında Şahan Gökbakar daha Recep İvedik’i çekmemişti, şimdi 4’üncüsüyle rekor kırdı...
* Eda Taşpınar 2007’de şezlonga uzandığında dünya daha Obama adını bilmiyordu bile, şimdi Obama ikinci başkanlık dönemini sürdürüyor.
* 2007’den 2014’e dünya değişti, Türkiye değişti... Eda Taşpınar aynı şezlongta aynı şekilde güneşlenmeye devam ediyor...
Güzelin aklı
Sivaslı Cindy...
Yerli Irina...
Yerli Adriana...
Ne yazık ki biz de dahil Türk medyasının 50 yıllık kronik hastalığıdır bu:
Bizim modelleri dünyaca ünlü yabancı meslektaşlarına benzetmek.
Bu yılın Türkiye güzeli seçilen ve Irina Shayk’a benzetilen Amine Gülşe, GQ dergisine verdiği röportajda bu duruma isyan etmiş.
“Bizde Türk kızlarını neden hep yabancılara benzetme huyu var anlamıyorum.
Tuba Büyüküstün de çok güzel bir kadın mesela...
O da renkli gözlü, esmer...
İlla birine benzetileceksem Irina Shayk’a değil, ona benzetileyim” demiş...
Gördünüz mü kızın söylediğini?
Hem güzel, hem akıllı olunabiliyormuş demek ki...
Korkusuz futbol...
Dünya Kupası’nda ikinci turda oynanan 8 maçın 5’i uzatma devrelerine gitti.
Bu 5 maçın 2’si de penaltılara kaldı...
Hollanda-Meksika maçı da ucuz bir penaltıyla son saniyede uzatmalara gitmekten kurtuldu.
Yani neredeyse maçların tamamında yavan 9 dakikalar vardı.
Kıran kırana mücadele olur, gollü beraberlikler olur anlarım...
0-0 bitiyor maçlar.
Çünkü Brezilya, Almanya ve Arjantin de dahil her takım aman elenmeyelim korkusuyla maçlara çıktığı için kimse futbol oynamıyor.
İkinci tur maçlarının başında FIFA’nın asıl bu soruna çözüm bulması gerektiğini yazmıştım.
Söylediğim çıktı işte, 8 maçın 5’i aynı sıkıcılıktaydı.
Çeyrek, yarı, hatta finalde bile farklı bir şey beklemeyin.
FIFA hakemlere spreyle çizgi çiktirmek gibi komik şeylerle uğraşacağına bu asıl problem ortadan kaldıracak, korkusuz futbolu destekleyecek formüller bulmalı...
Paylaş