İzmir’i dünya ile tanıştırmak

12 Haziran seçimleri İzmir için aslında çok önemli bir milat oldu. Seçim sürecinde ortaya konulan ve yapılacağı vaat edilen 35 proje ile birlikte İzmir; yılların unutulmuşluğunu, ihmal edilmişliğini sırtından atma ve gelecek için umut yakalama şansını elde etti. Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere mevcut yerel yönetimlerin büyük gayretlerle ortaya koyduğu çalışmalara, şimdi bir de ‘Devlet’in Eli’ eklenmiş oldu.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın İzmir’den Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) adına milletvekili seçilmesi, şehrimize rekabet ve dinamizm getirdi.
AKP’nin hedefi 2014 yılında yapılacak yerel seçimler. Geçtiğimiz yerel seçimlerde Türkiye genelinde oyunu arttırmasına rağmen, İzmir tercihini muhalefet yönünde kullanmıştı. Hedef bunu değiştirecek ortamı sağlamak.

Ulaşım yatırımları önemli

İşte 12 Haziran fırsatı İzmir için böyle başladı. Seçim öncesi ve seçimi takip eden aylarda özellikle ulaştırma konusunda çok önemli girişimler başlatıldı.
İzmir Çandarlı konteyner limanının mendirek inşaatı, İstanbul-İzmir otoyolunun birkaç noktadan başlaması önemli gelişmeler. Buna şehrimizdeki mevcut altyapının iyileştirilmesi ve yenilenmesi de eklenince ortaya daha da güzel bir manzara çıkıyor. Konak Tüneli, ve Körfez Geçişi, İzmir’in trafiğine yeni alternatifler getirecektir.
İzmir Alsancak Limanı’nın yenilenmesi ve Adnan Menderes Havaalanı iç hatlar terminalinin genişletilmesi, hızlı tren ile Anadolu’ya bağlanma çok önemli gelişmeler. Bunlarla birlikte İzmir gerek iç, gerekse dış bağlantılar konusunda sorunlarını çözerek, daha cazip ve dikkat çekici bir merkez konumuna gelecektir.
İzmir dünya platformuna çıkmaya hazırlanırken; Türkiye’nin İstanbul’dan sonra ihtiyaç duyduğu ikinci büyük ticaret ve sanayi şehri görünümünü kazanacaktır.

Ortak akılda buluşma

Bazı olumsuz gelişmeler bütün bu iyi haberleri gölgede bırakarak şehrimize yatırım ile ilgili hevesleri kırıyor.
Öncelikle İzmir’in bir imar sorunu var. Yapılan imar planları ardı arkasına gelen mahkeme kararları ile bozuluyor. Hazırlanan planlara itiraz ve adli yollara başvurma nedense iş bittikten, plan açıklandıktan sonra yapılıyor. Konuyla ilgisi olabilecek tüm kurum ve kuruluşların ortak akılda birleşerek bir fikirbirliği çerçevesi içinde karara varması maalesef sağlanamıyor. Tabii, gelişme sekteye uğraya uğraya süreçler uzuyor. Hatta bu uzama yatırımları yapılamaz noktalara kadar uzatıyor. Tam bitti, çözümlendi, artık engel kalmadı derken; yeni bir engel ortaya çıkıveriyor. İzmir’in büyüme ve gelişme noktalarında ortaya çıkan bu tür engeller yatırımcıları küstürüyor ve kaçırıyor.
İşte size en güzel örnek Basmane Meydanı’ndaki utanç çukuru. Ve EXPO 2020 alanı için ortaya konulan kararsız tutum.
İzmir’in 2020 EXPO adaylığı tüm bu gelişmeler çerçevesinde bakıldığı zaman çok önemli. Fakat bu konuda bile fikir birliğine varıp ortak hareket etme imkanı yakalayamıyoruz.
Fırsat ortada... Artık tek yapılacak olan bunları etkin ve doğru biçimde kullanmaya kaldı. Bugünlerde yabancı yatırımcılar Türkiye’nin kapasında kuyruk oluşturmuş durumda. Bazılarımızın; “İzmir’i zaten bütün dünya tanıyor” dediğini duyar gibiyim. Tabii, şehrimiz bazı kesimler tarafından tanınıyor, biliniyor. Fakat hazır fırsat yakalanmışken İzmir’i yeni yüzüyle dünya ile tanıştırma şansımızı iyi değerlendirmeliyiz. Böylece yılların ihmal edilmişliğinin kabuğu kırılırken; yepyeni bir İzmir ortaya çıkacaktır.