İlk yarı devamlı hucüm oynayan, pres yapan, rakibini boğan bir Beşiktaş izledik. Kara kartal ilk 45 dakika üstelik 2 kişi eksik oynadı. Nihat Kahveci ve Almeida sahada hiç yoktular. Buna rağmen üst düzey futbol oynadılar.
Toraman ile gelen 2. golden sonra takım olarak geriye çekildiler. Gençlerbirliği takımın hocası yerinde yaptığı değişikliklerle maça ortak oldu. Tayfur hoca ise yaptığı değişikliklerle kaybetti. Nihat ile Bobo, Fernandes ile Mehmet Aurelio. İlk okul çağında ki çocuğu getir takımın başına koy bu değişiklikleri yapmaz.
Maalesef sınıfta kaldın Tayfur hoca. Hilbert çok kötü oynadı. Defanstan çıkarken çok kritik 2 top kaybetti. Hücum yönünden de oldukça etkisiz kaldı. Aksayan Hilbert' in yerine veya Nihat' ın yerine Rıdvan değişikliğini düşünebilirdi. Madem Fernandes' i çıkardın orada oynatabileceğin tek isim var oda Onur Bayramoğlu. Almeida ile Bobo değişikliği tam yerinde olurdu.
İbrahim Toraman maçta sahanın en iyi ismi oldu. Yaptığı birçok kritik müdahale ve attığı golle gecenin yıldızı olmayı haketti. İsmail çok koşuyor, çok mücadele ediyor ama bal yapmayan arı. Yaptığı hatalarla maça damgasını vurdu.
Kasımpaşa iyi pres yaptı, iyi mücadele etti, çok koştular ama golle tanışamadılar. Girdikleri birkaç gol pozisyonu vardı onda da ya Toraman' a takıldılar, ya da Cenk'e takıldılar. Bu yenilgi ile Kasımpaşa iyice dibe vurdu. Düşmeye en yakın adaylardan.
Aklıma en çok takılan soru ise seyirci oldu. Ligde kalma mücadelesi veren bir takımın taraftarları neden takımlarını desteklemediler. Maçı televizyondan izleyenler sanki bu maçın seyircisiz oynandığını düşünmüşlerdir.
Beşiktaş dün akşam hiç de iyi bir oyun sergilemedi. Birkaç iyi adam var takımda onlar da ellerinden geldiğince oynamaya, oynatmaya çalışıyorlar, ya onlarda olmasa ?
Quaresma'nın istekli ve etkili oyunu Beşiktaş'a 3 puan kazandırdı. Allah onu nazardan korusun. Aldığı eurolar son kuruşuna kadar helal olsun. Yıldırım Demirören’e sesleniyorum; başkan Q7'ye nazar boncuğu al.
İyiki transfer edilmiş. Bırakın maç kazandırmasını bir kenara adamı izlemek bile insana dertlerini unutturuyor. Kasımpaşa'lı 3 oyuncuyu pazara alışverişe gönderdikten sonra Almeida'ya öyle bir orta yaptı ki, o golü kim olsa gole çevirebilirdi. O golü atmak için Almeida olmaya gerek yok.
Dünün en iyi isimleri Toraman, Cenk, Necip ve Quaresma oldu. Hilbert' de inanılmaz bir düşüş görüyorum. Bu oyun tarzına devam eder ise, seneye bu takımda kendine yer bulamaz. Simao ve İsmail ise terlemeden maçı tamamladılar. İsmail ve Hilbert ileri çıkmayınca, kanatlar çok da fazla çalışmadı.
Nobre emekli maaşı alan bağkurlu esnaf gibi. Malı satılmış, satılmamış pek dert etmiyor. Ne de olsa emekli maaşı var. Kasımpaşa'lı Korhan'da Nobre'nin oyunundan memnun kalmadı ki, gitti o kadar para kazanıyorsun adam gibi oynasana diye tokatı attı. Hakem de Korhan'a hak verecek olmalı ki, kırmızı kart yerine sarı kartına başvurdu.
(U17 liginde şampiyon olan genç kartalları tebrik ediyor, hepsini alınlarından öpüyorum)
Dün akşam oynanan bu maç Uefa'ya gidebilmek adına çok önemli bir maçtı. Maç öncesinde defansında ciddi eksiklikleri vardı Beşiktaş'ın. Ekrem ve Ferrari sakat Sivok ise kırmızı kart cezalısıydı.
Gaziantepspor 60 dakikalık bölümde sahanın mutlak hakimi oldu. Yakaladığı birçok pozisyonu gole çeviremediler. Rüştü Reçber dün gece Beşiktaş'ın kurtarıcısı oldu. Rüştü net 5 gole engel oldu. Özellikle Cenk' in vuruşunda yaptığı refleks o yaşta ki bir kaleci için inanılmazdı.
63. dakikada Quaresma' ya yapılan fual sonrasında serbest vuruşu kullanan Simao harika bir gole imza attı. Bu dakikaya kadar sahada olmayan Beşiktaş oyunda üstünlüğü ele geçirerek 75. de Almeida ve 87. de yine Simao' nun golleriyle sahadan 3-0 galip ayrıldı.
İlk yarı çok kötü futbol oynayan kaptan Guti 58. dakikada yerini Fernandes'e bıraktı. Tayfur hocanın bu hamlesi oldukça cesaretli ve yerindeydi. Guti defansa yardımcı olmadığı gibi ofansda da etkili olamadı. Guti'nin sahada kaldığı sürede ki etkisiz oyunu hem Necip' i hem de Ernst'i olumsuz etkiledi. Fernandes' in oyuna dahil olmasıyla Necip ve Ernst takıma ofansif yönde katkı sağladılar.
Bir hafta sanki Barcelona gibi oynuyor sonra ki hafta 3. lig takımı gibi. Schuster' leyken de böyle idi, Tayfur hocaylada böyle oldu.
Geçen hafta ligin flaş takımı Kayserispor' u yenerken oynadığı o müthiş oyunun bu hafta çeyreğini bile yansıtamadı sahaya.
Bunun en önemli nedeni ise Necip' in cezalı olması ve Guti'nin sakatlığı. Orta sahasında mücadele eden bu iki oyuncunun yokluğu hem defans, hem de ofans da Beşiktaş' ı olumsuz etkiledi.
Dün sahada Almeida, Simao, Aurelio, Ekrem ve İsmail hiç yoktular. Kanatlar etkisiz ve orta saha pas yapamayınca kartalın yenme şansı kalmadı. Üstüne Sivok efendi çok gereksiz 2. sarı karttan oyundan atılınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.
Sevinmek için sevmezler. Atatürk’çü ve dünyacıldırlar. Merhametli ve duygusaldırlar. Yenince de, yenilince de sesleri en yükseklere çıkar ta ki semada uçan kartala kadar.
Her şeye karşıdırlar. Tiyatro yıkımına, Nükleer hayata, İsrail’ e, PKK’ ya, vs. bir pankartları halen aklımdadır “ Tanka karşı taş, Savaşa karşı Beşiktaş” Bazen kendilerine bile karşıdırlar. Ama toplumların sesleridir onlar.
Onlar Süleyman Seba efendiliğini almış bir toplumdur. Çoğu zaman bir kolej takımı denilir onlara. Ya okumuştur ya da arabacıdır onlar. Arabaya merakları da bundandır. (Q7, Ferrari, Mustafa DOĞAN ..)
Siz ambleminde Türk Bayrağı olan kaç takım gördünüz. Neden verildiğini bi araştırın okuyun ve gurur duyun. Renk ayırımı yapmayan. Sizler emeklemeye başladığınızda bizler koşuyorduk. Sizlerin abisiyiz, ister kabul edin isterseniz etmeyin. Sizden büyüğüz, ister saygı duyun isterseniz duymayın ama bu gerçekleri değiştiremezsiniz.