Es Es hakettiği bir galibiyet aldı. İlk yarı başabaş mücadele içinde geçse de ikinci yarıda Skibbe yaptığı oyuncu değişiklikleri ile maçı kazanmayı başardı. Takım olarak Beşiktaş' ın üstünde olmasalar da, hoca kalitesi maçı çevirmeyi bildiler.
Skibbe kesinlikle teknik adam olarak iyi bir hoca en azından Carvalhal' dan daha iyi bir hoca. Kalite farkını Batuhan ve Tello' yu oyuna alarak net bir şekilde gösterdi. Beşiktaş' ı sahada durdurmayı başladı. Özellikle Fernandes' e yaptırdığı yakın markaj ile Kara Kartal'ın oyun düzenini bozmayı başardı. Her ne kadar Eskişehir' in attığı iki golde % 100 şans olsa da gol goldür.
Simao, Quaresma vasatın üstüne çıkamadı. Carvalhal, Ernst gibi orta sahada savaşan ve sahaya ruhunu koyan bir oyuncuyu yedek bırakarak rakibin orta sahayı ele geçirmesine ve daha çok top yapmasına neden oldu.
İlk maç için çok birşey söylemek yersiz olur fakat Carvalhal ile bu iş gitmez. Yönetimin derhal Beşiktaş' ın başına iyi bir yerli hoca getirmesi şarttır.
Egemen ve Sivok uyum sürecini atlatamamışlar. Çok fazla kademe hatası yaptılar. Maç içerisinde en beğendiğim oyuncu İsmail oldu. Toraman'ın ofansa katkısı gerçekten üst düzeydeydi .
Batuhan maçın adamı ve Erkan Zengin ise Es-Es'in en çalışkan oyuncusuydu. Beşiktaş' ın eski oyuncuları her zaman Beşiktaş' ın canını yakmayı başardı.
Kazakistan ile oynanan maçta sergilenen kötü futbol bu maçta da devam etti. Futbolun bu kadar zevksiz, kalitesiz, ruhsuz ve arzusuz oynandığını hiç görmemiştim.
Sn. Erman Toroğlu, Telegol adlı bir programda futbolun ruhunu çağırmış ve izleyenleri bir hayli güldürmüştü. Hoca şakayla karışık bazı şeyler anlatırken topluma milli takımdan hiç bahsetmemişti. Keşke o gün futbolun ruhuna milli takımı da sorsaydı. Bütün oyuncular ruh gibi dolandılar sahada. Neyse şaka bir tarafa halimiz hiç iç açıcı değil maalesef.
Avusturya milli takımı bize göre daha iyi bir oyun sergiledi. Kim ne derse desin maçın hakkı beraberlik değildi. Dua edelim bir puan alıp döndük. Avusturya’ nın ofsayt gerekçesiyle verilmeyen golü % 100 goldü. Birde tartışmaya açık penaltı pozisyonları vardı.
Avusturya da Alaba ulusal takımın defansını dağıttı. Alaba aldığı her topla kalemize veya sıfıra inmeyi başardı. Ona eşlik edecek bir oyuncu olsa idi, milli takım bu maçta bırakın puan almayı fark bile yiyebilirdi.
Kaleci : Volkan’ a iş düşmedi.
Sabri : 1-2 çıkışı haricinde vasattı
Servet : Bol bol kademe hatası yaptı ve devamlı geriye oynadı
Egemen : Milli takım forması giyebilecek kapasitede değil
Beşiktaş sahasında oynadığı ilk maçı 3-0 kazanmıştı.
Gruplara kalmak önemli ama bu futbolla gruplardan çıkmak mucize olur. Beşiktaş' ın 90 dakika sahada ne yaptığını veya ne yapmaya çalıştığını anlamış değilim. Tüm takım tel tel döküldü. Rüştü gününde olmasaydı belki de çok hazin bir son ile karşılaşacaktık.
Carvalhal maç sonucunda takımdan memnun olmadığı söylerken bu takımı bu hale nasıl getirdiğini neden söylemiyor. Quresma olmadığında takım oynayamayacak mı ? Forvet arayışının sürdüğünü söylüyor ve doğru da Bebe' nin sakatlığı belki planları bozdu fakat ilk maçta da yazdığım gibi neden Guti' nin oynadığı mevkiye bir transfer düşünülmüyor. Guti' nin futbolla uzaktan yakından alakası yok. Yanından geçen topa bile koşmuyor. Sahada yürüyor diyeceğim ama yürüyen diğer futbolculara haksızlık etmiş olurum. Bu futbolla ve bu manteliteyle Beşiktaş' ın hem Uefa' da hemde ligde bir yol alabileceğini düşünmüyorum.
Bu kadar yatırım yapıldı takıma ama takım geçen sezondan daha da kötü başladı. Suçlu Tayfur hoca değil başkanın bizzat kendisidir. Bu kadar deneyimsiz ve başarısız bir hocayı takımın başına getirmek resmen bir kumardır.
Ya acemiliğe ne demeli ? 2. lig takımı kendilerini profesyonel sanan Beşiktaş' lı futbolcuların sinirlerini bozup birçok kart görmelerini başardı. Acaba onlar mı 2. lig oyuncuları yoksa bizimkiler mi ?
Hele ki İbrahim Toraman' ın görmüş olduğu kırmızı kart Toraman' ın ne kadar acemi bir futbolcu olduğunu gösteriyor. Yazıklar olsun ki bu futbolcu yıllarını futbola vermiş sözüm ona deneyim sahibi ve yıllarca bu takımın kaptanlığı yapmış birisi.
Sonuçta bu takımın acilen transfere ve teknik adama ihtiyacı bulunuyor. Tayfur Havutçu' nun çıkmasını beklemek hem hocaya hemde kulübe zarar verir. Bu saatten sonra Tayfur' un kendisini tam anlamıyla futbola vermesi çok zordur.
Aldığı paranın hakkını sadece bugün Rüştü verdi. Tüm kalbimle kendisini tebrik ediyorum. Diğer tüm oyuncuları da malesef kınıyorum. Sizler aklınızı başınıza alıp oynamadığınız sürece de sizleri kınamaya devam edeceğim. Büyük Beşiktaş taraftarına yaptıklarınızdan dolayı utanmalısınız. İnanın Beşiktaş' lı futbolcuların bugün kü haline üzülmekten çok güldüm tam anlamıyla komediydi.
Dün akşam oynanan maç Play off ilk maçı değil sanki bir hazırlık maçıydı. Beşiktaş maçta ki görüntüsü ile geçen seneden farklı bir takım içerisinde değildi. Kaldığı yerden devam ediyor. Skora kimse aldanmasın, futbol gerçekten rezaletti.
Goller haricinde pozisyon üretemediler. Organize tek bir atak bile yoktu. Kondisyon deseniz geçen seneden çokta farklı değil. İlk gol karambolden, ikinci gol penaltıdan. Penaltıyıda hakem nasıl verdi anlamış değilim, uzaktan yakından penaltıyla alakası yoktu pozisyonun.
Belki eksikleri vardı Beşiktaş' ın ama mali değer olarak neredeyse 10 katın daha küçük bir bütçe ile sahada olan ve Rusya' nın 2. liginde oynayan bir takımana karşı oynanan futbol gelecek için bana ışık vermedi. Bu takımın acilen Guti' nin yerine bir oyuncu transfer etmesi şart. Guti kafasında futbolu bitirmiş. Aldığı çoğu topu o kadar yanlış kullandı ki Beşiktaş' ı yakabilirdi. Pas atmak ona zor geliyor. Sahada bırakın koşmayı, gezecek hali kalmamış. Geçen sene nerede bıraktıysa aynen devam ediyor. Gece kulüplerinde bile daha fazla koşuyor. Eğer ki Beşiktaş, Guti' ye çözüm bulamaz ise bu sene çok acı çeker.
Şike soruşturması ülke futbolunu nereye götürecek belli değil ama oyuncuların bu denli düşük performanslarından biride bu yaşanan olaylardır. Ülkemizde halen liglerin başlamamış olması oyuncuların performansını olumsuz etkilediği görülmektedir. Zira en iyi antreman maçlarda yapılır.
İbrahim Toraman takımın en iyisiydi. Ernst, Mustafa ve Fernandes haricinde kalanlar halen tatildeler. Veli oynadığı sürede bu takımda devamlı yer bulabileciğini gösterdi. İsmail bu futboluna devam ederse yerini kaybedecektir. Penaltıdan sonra yapmış olduğu hareket ne Beşiktaş duruşuna ne de bir Beşiktaş oyuncusuna yakışmadı. Holosko yabancı sınırının kalkmasından sonra bir rehavete kapılmış. Ama bu futboluyla ancak futbolu seyirci olarak tribünden seyredebilir.
Carvalhal değişik bir hoca. Hocalığını da tartışmak için biraz erken ama Guti' ye bu kadar sabretmesine anlam veremedim. Uzun yıllar sonra kulübede yerinde duramayan, bağıran ve sevinen ve sevincini de gösteren bir hoca yoktu bu takımda. Bu sene Carvalhal çok renkli görüntüler verecek diye düşünüyorum.
Guti ve Almeida attıkları golden sonra (Guti Türk bayrağını öptü, Almeida ise asker selamı verdi) yaptıkları hareketle Türk halkını gururlandırdılar. Oynadıkları futboldan değil ama bu hareketlerinden dolayı alkışı hak ettiler. Bir alkış da ÇARŞI' ya. İlk golden sonra "Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez" diyerek golü Şehitlerimize armağan ettiler. Ruhları Şad olsun.
Karar kimilerini memnun etti, kimilerini de rahatsız. Ben o rahatsız olanlardan biriyim. Türkiye futbol tarihinin en kara günleri toz pembe örtüyle maalesef örtüldü.
Bazı takımlar, futbolcular ve yöneticiler çete kurmaktan, şike yapmaktan, şikeye teşebbüs etmekten yargılanırken bu takımlara hiç ceza verilmemesi ve sadece o takımlarda görevli olan yönetici, futbolcu ve görevlililerin PFDK’ ya sevk edilmesi, komedinin son noktasıdır.
Etik Kurulu savunma alamadığından ve dava üzerinde bulunan gizlilik kararından dolayı raporunda somut bir kanıt olmadığından herhangi bir cezaya gerek duymamıştır. Hatta Etik Kurulu söz konusu olaylarla ilgili kamuoyuna yansıyan birçok olayların öyle olmadığını belirtmiştir.
İyi de adama sormazlar mı ? Savcılık Makamı bir kamyon dolusu belgeyi TFF’ ye neden verdi. Madem TFF bu belgelerle iş yapamayacaktı, Sn. Mehmet Berk yıllarını bu davalara harcamış bir savcı olarak bunu bilmiyor muydu. Kamuoyu oyalansın, gündem değişsin diye mi yapıldı acaba bu yaşananlar.
Türkiye Futbol Federasyonu ve Etik Kurulu, şimdi sizlere sesleniyorum ; Taraf Gazetesi yazarı Sn. Mehmet Baransu sizlerden daha çok bilgi ve belgeye mi sahip. Sizlerin somut delil bulamadığınız dava dosyalarında Sn. Baransu neler buldu neler. Hergün hemen hemen tüm televizyon kanallarını dolaşarak ününe ün katmaya devam ediyor. Peki sn. Baransu bu kadar bilgiyi nasıl topluyor.
Madem davada gizlilik kararı var Savcılık Makamı bu konuyu neden araştırmıyor anlamış değilim. Sakın Sn. Baransu yanlış anlamasın, yaptığı iş çok iyi bir gazetecilik örneğidir. Kendisini tebrik ederim.
Peki TFF elde somut bir delil yokken neden birçok kişiyi PFDK’ na tedbirli veya tedbirsiz olarak sevk etti. Trabzonspor başkanı Sadri Şener’ inde ifade ettiği gibi PFDK’na sevk edilenler neye göre suçlular veya neye göre ifade verecekler. Gerçek şu ki yeni Federasyon ilk yaptığı hamle ile sınıfta kaldı.
En ilginç olanı da TFF başkanı Sn. Aydınlar’ın Şampiyonlar ligi ve UEFA hakkında söyledikleridir. “Kulüpler eğer suçlu olduklarını düşünüyorlarsa gitmesinler. O tercih kulüplerin, ben karışmam. Suçlu oldukları ortaya çıkarsa çok büyük ceza alırlar”
Bir Beşiktaş' lı olarak gönül verdiğim takımımın bu olaylarda adı geçmesinden dolayı inanın çok üzgünüm. Suçlular veya değiller fakat yine de bir yöneticimizin, teknik direktörümüzün ve güvenlik müdürümüzün mahkemece tutuklanması her ne olursa olsun hazmedebileceğimiz bir türden değildir. Tarihi şerefle dolu 108 yıllık çınarı lekelemeye kalktılar ise, onlara yazıklar olsun.
Görsel ve yazılı medya da boy boy, manşet manşet şike olayları yazıyor. Mahkemece gizlilik kararı kaldırılmadığı halde herkes birşeyler söylüyor. İ.B.B. Sporlu İbrahim Akın ve İskender Alın sözüm ona suçlamaları kabul etmişler. Yok İbrahim Akın AT karşılığında maçta şaibe yapmış. (AT)mayın. Eğer ki birgün bu kişiler ve kurumlar aklanırlarsa o zaman tarih size hesap soracaktır. İftira atmak en basitidir.
Beşiktaş başkanı Sn. Yıldırım Demirören ve yönetim kurulu, Türkiye' de eşi benzeri görülmemiş tarihi bir karar aldı. Beşiktaş kazanmış olduğu Ziraat Türkiye Kupasını iade etmek için Türkiye Futbol Federasyonu ile görüştü. Başkan Demirören' in açıklamasına göre içeride bulunan kişiler aklanana kadar kupayı TFF' ye verecekler. Mahkeme sonucuna göre de eğer ki içeride bulunan Beşiktaş' lılar aklanırlarsa kupayı geri alacaklar. Şimdi bazı çatlak sesler Beşiktaş' ın korktuğunu ve bu yüzden böyle bir girişimde bulunduğunu yazacaklar ve/veya söylecekler.
Tarihinin hiçbir döneminde adını lekeleyecek birşey yapmadığına inandığımız Beşiktaş kulübünün bu doğru adımından dolayı tüm yönetim kurulu tebrik ediyorum. Bu adım içeride yer alan Beşiktaş' lılara olan güveni temsil ediyor, bu adım o kişilerin suçlu bulunması durumunda kupanın değil ŞEREFİN ve ONURUN önemini gösteriyor.
Dünyanın en saygın ve en önemli taraftar gruplarından biri olan Çarşı' nın duruşunu da ayrıca tebrik etmek istiyorum.
Çarşı diyor ki;
"Arının…temizlenin…masumiyetinizi sadece yargıya değil, bizlere de kanıtlayın.
Birçok kulüp yöneticisi, futbolcuların, ve futbol adamlarının bu olayların içerisinde yer aldıkları iddia edilmektedir. Emniyet ve Valiliğin yapmış olduğu bu operasyonu kutlamamak elde değil.
Bu yazıda isim ve/veya kulüp ismi vermeyeceğim. Olay hangi kulüp ve hangi kulübün futbolcusunun içinde olduğu değil, Türk futbolunun kirlenen yüzüyle alakalıdır. Tamam şuan halen suçlamalar iddia halinde olsa bile yanmayan sobadan da duman çıkmaz.
Geçtiğimiz sezon oynanan birçok maçta şaibe olduğu, teşvik primi verildiği yönünde suçlamalar var. Benim demek istediğim birçok maç ve farklı birçok kulüp fakat ne hikmet ise bu olaylara karıştığı gözlenen 3-4 kulübün adı geçmesi. Bu kulüpler maçları satın aldıklarında suçlular da, satanların suçu yok mu ? Rüşvet alan da , verende ateştedir der peygamber efendimiz. (S.A.V)
Bugün itibari ile tutuklananların sayısı 25 oldu. Bu sayı hiç de yabana atılacak türden değil. Aralarında çok ünlü yöneticiler, futbolcular var. Ben bu sayının en az 2 katına çıkacağı inancındayım. Yıllardır varolduğunu düşündüğümüz, inandığımız ve duyduğumuz teşvik primleri bu sefer birçok kulübün başını yakacağa benziyor. Yaksın da, artık bu ülke de böyle çirkinlikler yaşamak, bırakın yaşamayı duymak bile istemiyoruz. Ne demiş Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk “ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” Zekayı başka şeylere yormuşlar, çeviklik desek ülke futbolunun geldiği nokta ortadadır, maşallah bir ahlak kalmıştı onu da kaybetmişiz de haberimiz yokmuş. Yapan, yaptıran, teşvik eden herkese yazıklar olsun…
Yaklaşık 3 senedir devam eden bir ergenekon davasını bilmeyeniz yoktur. Yüzlerce kişi suçlu yada suçsuz yere şuan Silivri’ de hapis hayatı yaşamaktadır. İddia çok fakat suçları sabitleşmemiş. Dilerim futbolumuzun ergenekon davası bu kadar yıl sürmez, ve biran önce temiz bir lig seyredebiliriz.
Şimdi iddialar hakimler ve savcılar tarafından halen incelenirken medya da çıkan bazı haberler beni gerçekten çok üzmüştür. Yok o takım küme düşerse Türk futbolu geriye gidermiş, vay efendim yayıncı kuruluş paraları ödeyemezmiş vs.. Ya canlarım ciğerlerim o takımın taraftarlarıyla bile konuşmalarımda onlarda adaletin yerini bulmasını istiyorlar. Kimse ama kimse Türkiye Cumhuriyet’ inin ve kanunlarının üstünde yer alamaz..
Ben yargıya sonuna kadar güveniyorum. Suçlular cezalarını çekmeli, suçsuzlar ise biran önce serbest bırakılmalıdırlar. Gerisi Türkiye Futbol Federasyonun işidir. Temiz bir futbol sahası herkesin hakkıdır.