TRABZONLU, bir Bursa aşığı. Dijitalci olmasına karşın ruhunu besleyecek, hayata dokunabilecek konulara ağırlık veren, gününü ticari ve sosyal sorumluluk olarak ikiye bölen, aynı zamanda birkaç ilde birkaç iş kolu ile uğraşan bir isim Enartı A.Ş. Genel Müdürü Orhan Samast.
Enerjisini doğadan aldığını söyleyen Samast, hayattaki ana kriterini yeşil merkezli iş, yeşil merkezli yaşam olarak açıklıyor. Biyografi merakı ile ortaya çıkan kimkimdir biyografi sitesi, Türk Sanat Müziği sevgisi ile topladığı önemli bir koleksiyon ve yine araştırma merakı ile biriktirdiği eski metal para koleksiyonu... Orhan Samast ile Bursa’yı, hayatı, hobileri ve bunların hayatına kattıkları üzerine sohbet ettik. Konu Türk Sanat Müziği olunca fotoğraflarımızın bir kısmını Bursa Kent Müzesi’nde çektik.
YENİ BAKAN SİSTEMİMİZDE VARDI
- Otobiyografiye bir merakınız var. Bu merakınız size başka kapılar açmış. Biraz bundan bahsedebilir miyiz?
Otobiyografi kitaplarını okumayı seviyorum. Kişileri merak edip araştırdıkça, onları da paylaşmalıyız diye düşündüm. Teknolojinin de buna imkan vermesi ve iş dışında da bunu yapabilme fırsatı sunması sonucunda ortaya kimkimdir çıktı. Sitenin adı www.kimkimdir.net. 1998 yılında ilk biyografiyi yazmıştım. İş dışında yaptığım şeyler arasında önemli bir yeri kaplıyor. Kişilerin geriye dönük neler yaptıkları, onların hayatında başarılı noktalar, başarısız noktalar... Bunları bir bilgi bankasında toparlayıp, sunmak keyifli oldu. Hayatta olan kişileri yazdıkça, onların gelişmelere göre yeni görevlerini rollerini paylaştıkça, o kişilerle etkileşim de oluştu. Şu an da 10 bine yakın isim var biyografi bankasında. Dijital kütüphane de diyebiliriz. Daha çok tanınmış, insanların merak ettiği isimler yada gündeme gelen, birden merak edilen insanlar var. Yeni Tarım ve Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli’nin oğlu Bekir Pakdemirli mesela, zaten vardı. Birçok kişi piyangodan çıkmıyor aslında, belirli başarıların sonucunda o görevlere getirildiği için birçoğu bizde oluyor.
- Bir de Türk Sanat Müziği ilginiz var. Bu ilgi sizi nelere sürükledi?
Aslında müzik dendiği zaman Karadeniz müzikleri ve Türk Sanat Müziği geliyor aklıma. İkisinin hayatımdaki önemi ve yeri ayrıdır. Belki Türk Sanat Müziği koleksiyonu yapma kısmının biyografiler ile bağlantısı olabilir diye düşünüyorum. Şimdi bilişimci olunca her şey sanalda. Fiziksel olarak çok bir şey yok gibi duruyor, ama bunlar hep dijital varlıklar. Türk Sanat Müziği olarak bugüne kadar kayıt alınabilenlerin yüzde 90’ına sahibim. Hepsi tasnif edilmiş durumda. Yıllara ve makamlara göre... Nihavent makamında olanlar ayrı, Kürdili Hicazkar makamında olanlar ayrı... Yaklaşık 2000 yılından sonra başladım Türk Sanat Müziği koleksiyonuna. Besteyi söyleyen çok güzel söylüyor, ama işte o eseri üreten birisi var, güftesi var. Bazı güftekarlar hiç şarkı söylememiş mesela, bazıları da hem güfte yapmış hem beste.
SÖZ YAZMAK AYRI BİR YETENEK
Gerçekten işsizlik mi var, yoksa iş mi beğenilmiyor.
Genel olarak konuya baktığımız zaman aslında ikisi de.
Ama şu da bir gerçek ki artık kalifiye eleman sıkıntısı da var.
Türkiye İstatistik Kurumu Nisan Ayı İşgücü İstatistiklerini açıkladı.
Açıklamaya göre işsizlik oranı yüzde 0,9 puanlık azalış ile yüzde 9,6 seviyelerine ulaştı.
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 201 bin kişi azalarak 3 milyon 86 bin kişi oldu.
Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 2,9 puanlık azalış ile yüzde 16,9 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 0,9 puanlık azalış ile yüzde 9,8 olarak gerçekleşti.
Medicana Bursa Hastanesi İcra Kurulu Başkanı Dr. Engin Bozkurt ile doğa yürüyüşü ile başlayan, sonrasında temiz hava, temiz deniz ile devam eden, kültürümüz, tarihimiz, değerlerimiz ile devam eden hayata, yaşama dair deneyimlerin paylaşıldığı güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Gençliğin nasıl yetiştirilmesi gerektiğinden bahsettiğimiz Dr. Engin Bozkurt, kendisinin mutedil, orta halli, aşırılıklardan, uçlardan uzak, sakin, huzurlu hayatına dair güzel söyleşimizde, kendinize ve hayata dair önemli ip uçları bulacaksınız.
- Kutsal bir mesleğiniz var. İş hayatı önemli bir zamanınızı alıyor. Peki kalan zamanlarda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Keyif aldığım şeylerin başında doğa yürüyüşü var. Bunları aile, arkadaş grubu olarak da yapıyoruz. Köpeğimiz ile birlikte yapıyoruz. Doğa yürüyüşleri hem bedensel, hem de ruhsal olarak kaçırılmaz fırsat. Haftada bir kaç gün yürüyüş yapmak lazım. Maalesef şehir hayatı insanları çok yoruyor. Hele hele şimdi bu trafik yoğunluğu, iş yoğunluğu, elektronik, manyetik ortamlar insanı tahmininizden çok fazla yoruyor. Onun için doğa yürüyüşleri gibi faaliyetler insan sağlığı için hakikaten çok önemli. Ben hekim olarak da çok bunalan hastalara, antidepresan kullanmak yerine yürümeyi tavsiye ediyorum. Yürüyüş yaparken de temiz ortamları seçmek durumundasınız. Ben Çağrışan’da oturuyorum. Orada orman alanlarında, bazen Mudanya’da deniz kenarında yürürüm. Yürüdüğünüz yeri hava kirliliğinin, egzozun olmadığı ortamlardan seçerseniz, yürüyüşten yarar görürsünüz. Temiz ortam, deniz kenarı, ağaçlık alanlarda yürümek gerekiyor. Kışın da İhsaniye’de yürüyüş alanlarında yürüyorum.
- Yürüyüş dışında sizi mutlu eden başka bir aktivite var mı?
Bunun dışında temiz bir deniz, temiz bir koy bulduğumuz zaman oralarda yüzmek. Bir saat, bir buçuk saat yüzerim. 4 gün önce Antalya’daydım. Bir saat, bir buçuk saat sabah akşam yüzdüm. Bütün stresimi attım. Yüzme bilenlere kesinlikle öneriyorum.
MANEVİYATTAN UZAKLAŞMAYIN
- Bedenen yapılan, bedeninizi rahatlatan aktivitelerden bahsettik. Sizi ruhen de mutlu eden aktiviteniz var mı?
Gerçekten af mı?
Yoksa barış mı?
Geçtiğimiz günlerde Bursa ticaret ve Sanayi Odası, konuyu değerlendirmek üzere BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Şenocak, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Ali Faruk Çolak, Çevre ve Şehircilik İl Müdür Vekili Cemalleddin Başaran, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Ömer Faruk Şahin, BTSO Meclis Üyesi ve İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İşadamları Derneği (İMSİAD) Başkanı Mustafa Andıç’in katılımı ile basın toplantısı düzenledi.
Toplantının kendi adıma verimli olduğunu söyleyebilirim.
BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Şenocak, “Bu noktada uygulamaya alınan ‘İmar Barışı’, vatandaşlarımızın devlet ile arasındaki ihtilaflarının sona erdirilmesi ve yaşanan ekonomik sorunların kökten çözülmesi adına önemli bir adım oldu” açıklamasında bulundu.
***
Bursa yereli ile ilgili de bilgi veren Şenocak, “Bursa’da 1,1 milyon yapıdan yaklaşık 600 bininin imar ve ruhsat sorunu olduğu öngörülüyor. 80 bini konut olmak üzere toplamda 88 bin imar barışı başvurusunun bulunduğu Bursa; İstanbul, Ankara ve Konya’nın ardından Türkiye’de imar barışına en fazla başvuru yapılan 4. il konumunda yer alıyor. Bu anlamda imar barışının Bursa’daki imar sorununun çözümüne önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum” dedi.
İş hayatında kadınların da olması gerektiğinin en güzel örneklerinden, girişimci Esperto İnsan Kaynakları Danışmanlık Kurucusu Selma Çetinkaya Türker ile hayat, olmazsa olmazları ve vazgeçemediği spor üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Hayata dair önemli vurgular yapan Çetinkaya Türker, önceliklerini, iyi insan olmak ve arkanızda bir iz bırakabilmek olarak özetliyor. Hem anne, hem iş kadını, hem iyi bir eş, hem de hayata dokunan bir isim olan Selma Çetinkaya Türker, söyledikleri ile de özellikle son günlerde çok ihtiyacımız olan duygulara da tercümen oldu.
- Kendi işinizin yanında yoğun bir şekilde spor ile uğraşıyorsunuz. Spor hayatınıza nasıl girdi?
Uzun zamandır spor yapıyorum. Ama bu kadar disiplinli ve keyif alarak yaptığımı hatırlamıyorum. Salon sporuna 2003 yılında başladım. Doğum sonrası ancak bir sene sonra yavaş yavaş koşu ile tekrar spor hayatıma döndüm. Sonra yine spor salonu ile birlikte hem koşuyu sürdürdüm. Ama bu sefer farklı bir şey yapmak istediğim için o dönemde yeni yeni duyulan CrossFit’e merak sardım. Uzun zamandır da hem CrossFit hem de koşuyu birlikte yapıyorum. CrossFit daha çok güç ve kondisyon sporu. Bu nedenle de kısa sürede oldukça etkili sonuçlar alınabilen ve bir o kadar da fiziksel sınırları zorlayan bir spor. Geliştiğinizi ve güçlendiğinizi çok rahat görebiliyorsunuz.
Bunun yanında da düzenli olarak uzun zamandır koşuyorum. Kesin olarak haftada iki gün koşuyorum. Bazen pazar sabahını da dahil edip 3 e çıkartıyorum koştuğum gün sayısını.
40 BİN GÖNÜLLÜ KOŞUCU
- Sadece koşmakla kalmıyorsunuz, aynı zamanda bir sivil toplum örgütünde antrenörlük de yapıyorsunuz. Bu süreç nasıl başladı?
Hayat felsefem olarak her zaman önceliğim dolu tarafından bakmak.
Ama gerçekleri de göz ardı etmeden.
Şu anda yazacağım konuda önce bardağın boş tarafını incelemek gerekiyor.
Önce boş tarafı bir kontrol etmekte
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan 2018 yılı Mayıs ayına ilişkin geçici dış ticaret istatistikleri açıklandı.
Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi dış ticaret açığı. Yani ihracatın ithalatı karşılama rakamlarındaki denge.
Hal böyle olunca da eğer ithalatınız ihracatınızdan fazlaysa, yaptığınız ihracat rakamları demek ki yeterli değil. Bunu yazarken, ‘O zaman ihracat yapmayalım mı’ diye düşünenler olursa diye hatırlatmış olayım, tabi ki ihracatı bırakmayacağız, ama ithalatın önüne geçecek şeyler üreteceğiz.
Hayata bakışı ve sanayici kimliği ile farklı bir portre çizen, insan hayatında hobilerin olmazsa olmaz olduğunu düşünen, hayatı dolu dolu yaşamayı seven Elsisan Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Bayrak ile hayata dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Zamanı doğru yönettiğiniz zaman bir günün çok uzun vakit olduğunu hatırlatan Bayrak, belki de birçoğumuzun hayata bakış açısını değiştirmesine neden olacak.
SANAT VE SPOR
- İnsanın hayatında hobisinin olması, ya da iş dışında farklı alanlar ile uğraşmasının katkısı nedir?
Dünyaya baktığınız zaman, özellikle de çok gelişmiş ülkelere, sadece sanayi ile gelişmiyor. Sanatla beraber gelişiyor. Sanat sanayinin ciddi anlamda destekleyici unsurlardan bir tanesi. Sadece sanayi ile zengin olmuş dünyada hiçbir ülke yok. Gelişmiş ülkeler mutlaka sanatla beraber gelişerek büyüyor ve gelişiyor, gelirlerini arttırıyor. O yüzden sanat da olmazsa olmazlardan bir tanesi. Endüstriyel anlamda da gelişmek istiyorsanız, mutlaka yanına sanatı, sporu koymak zorundasınız. O nedenle endüstri tek ayaklı bir olgu değil, sanat ve spor ile birlikte oluşan bir olgu. Yaptığımız işin de bir sanat olduğunu düşünüyorum. Endüstri anlamda yapılan her işin içinde bir sanat, ama sadece o sana yetmiyor. İnsanın ruhunu da beslemesi lazım. Tabi bir de sosyal sorumluluk projeleri içinde olması gerekiyor. İnsanların birikimlerini paylaşmasının en güzel yerler sivil toplum kuruluşları. Avrupa ülkelerinde bir kişi en az 10 tane Sivil Toplum Örgütü ve Derneğe üye.
- Hobi kavramını ruhu beslemek olarak tasvir ettiniz, peki sizin ruhunuzu besleme alanlarınız neler?
Bu bilimsel bir gerçek.
Çocukluk yıllarında iyi yetiştirilen bir çocuğun büyüdüğünde suça karışma oranı neredeyse yok gibi.
O yüzden bilinçli anne baba ve onların yetiştirdiği çocuklar bilinçli ve sağlıklı toplumlar için önemli.
Bu aşamada Medicana Bursa Hastanesi, 30 Haziran’da Ebeveyn Okulu ile aileleri anne babalığa hazırlıyor.
Medicana Bursa Hastanesi ve Sur Yapı Marka AVM işbirliği ile anne babalar için içeriği tamamen uzman doktorlar tarafından oluşturulan bir eğitim programı olacak.
Peki temel konular ne olacak?
Öncelikle anne ve babaların kafasındaki sorulara yanıt bulunacak.