Dış ticaret fazlası veren bir ülke olabilir miyiz?

Bardağa dolu tarafından bakmak mı, yoksa boş tarafından bakmak mı?

Haberin Devamı

Hayat felsefem olarak her zaman önceliğim dolu tarafından bakmak.
Ama gerçekleri de göz ardı etmeden.
Şu anda yazacağım konuda önce bardağın boş tarafını incelemek gerekiyor.
Önce boş tarafı bir kontrol etmekte
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan 2018 yılı Mayıs ayına ilişkin geçici dış ticaret istatistikleri açıklandı.
Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi dış ticaret açığı. Yani ihracatın ithalatı karşılama rakamlarındaki denge.
Hal böyle olunca da eğer ithalatınız ihracatınızdan fazlaysa, yaptığınız ihracat rakamları demek ki yeterli değil. Bunu yazarken, ‘O zaman ihracat yapmayalım mı’ diye düşünenler olursa diye hatırlatmış olayım, tabi ki ihracatı bırakmayacağız, ama ithalatın önüne geçecek şeyler üreteceğiz.
Katma değerli ürün üreteceğiz.
Yaptığımız ihracatın kilogram değerini yükselteceğiz. Şimdi rakamlara bir göz atmak gerekirse; Türkiye’nin ihracatı, Mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,3 artarak 14 milyar 306 milyon dolar oldu. Sadece bu konuya baktığımız zaman gerçekten sevindirici bir haber.
Ama Türkiye’nin ithalatı, Mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,5 artışla 22 milyar 65 milyon dolara ulaştı dediğimiz zaman maalesef ki karşımıza çıkan tablo üzüntü verici.
Konuya bir de 5 aylık dönem üzerinden bakmak gerekirse,
Ocak-Mayıs döneminde Türkiye’nin ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,9 artarak 69 milyar 309 milyon dolar olurken, ithalatı yüzde 17,2 artışla 104 milyar 511 milyon dolara çıktı.
Daha da vahim tablo söz konusu dönemde dış ticaret açığı, yüzde 41,4 artarak 35 milyar 202 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Tabi ki bu tablo, başka bir tabloyu daha çıkartıyor karşımıza.Bu dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 66,3 oldu.
Durumu gerçekten de iç acıcı değil.
Ama bu tabi ki bizi panikletecek de bir durum değil.
Şu anda bulunduğumuz durumu analiz etmek adına bunları paylaştım.
Peki bardağın dolu tarafı bunun neresinde? Birincisi bu rakamlar artıya dönmeyecek diye bir kaide yok.
Türkiye’de birbirinden başarılı ihracatçı, üretici firmalar var. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) geçtiğimiz hafta sonu genel kurulu gerçekleştirildi. Mevcut başkan Mehmet Büyükekşi’nin yeniden aday olmadığı seçimlerde bu işi yapabilecek üç aday yarıştı.
İsmail Gülle 149 oy alarak rakiplerinden bir adım öne çıkarak TİM’in yeni başkanı seçildi. Diğer iki aday da birisi TİM’de daha önce başkanlık yapmış ve binamda haber yapma şansı yakaladığım Oğuz Satıcı, bir diğeri de Türkiye’nin endüstriyel mutfak sektörünü yurt dışında tanıtan isimlerden Tahsin Öztiryaki.
TİM başkanlığı için böyle önemli ve değerli isimlerin yarışması gerçekten mutluluk verici. Yeni başkan Gülle, öncelikli hedefinin ihracatın kilogram değerini 4 dolar seviyesine çıkaracak atılımlar için vizyon oluşturmak olarak açıklıyor. Bu konunun dillendiriliyor olması bile aslında çok değerli.
Yukarıda belirttiğim tablonun düzelmesindeki adımlardan birisi, hatta en başta gelen adımlardan birisi bu olmalı.
İkinci adım da yine Gülle’den geliyor. Gülle, “İhracatçı sayısı yüzbinlerle anılacak bir Türkiye hedefimiz var. Çünkü amacımız dış ticaret fazlası veren Türkiye’dir. Bundan sonra ihracatçının sağladığı kaynakları doğrudan ihracatçının hizmetine sunacağız, sorunları çözen ve vizyon oluşturan insan kaynağı ile geleceğe doğru yürüyeceğiz. İhracatçının gücüyle yaratılan ne varsa ihracatçıya misliyle vereceğiz” diyor.
İhracatçı bir kent olan Bursa’da bu vaatlerden mutlaka payına düşeni alacaktır.
İsmail Gülle’ye yeni görevinde başarılar diliyoruz.
Yapacaklarının da takipçisi olacağız.

Yazarın Tüm Yazıları