Tribün şiddetini önlemek için boşuna toplantı yapıyorlar. Polis görevini yapmıyor. İçerideki güvenlik görevlileri yapmıyor. Polis karışmayacak, güvenlikçi karışmayacak, kulüp karışmayacak, o zaman bu işler nasıl yapılacak, olayların önüne nasıl geçilecek?
* F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın merdivenler boşaltılmadan derbinin başlatılması ve küfür nedeniyle yaptığı açıklamalarla dile getirdiği gibi tribün şiddetinin önüne geçilemeyecek mi?
Aziz Yıldırım % 100 haklı bu konuşmada. Ali Sami Yen Stadı’nda yaşanan bir fırsattı, bunu tatbik edemediler dedi. Şimdi bu fevkalade kötü bir örnek oldu. Peki olaya şöyle bakın... UEFA maçında merdiven boşluklarını dolduruyor musun? Doldurursan UEFA, basıyor sana cezayı. O zaman kendi içimizde oynadığımız maçlarda bunu niye yapamıyoruz? Demek ki cezalar az.
Stada sokmayın
Tribün şiddetini önlemek için boşuna toplantı yapıyorlar. Polis görevini yapmıyor. İçerideki güvenlik görevlileri de belki tanıdıkları yüzünden görevini yapıp merdivenleri boşaltamıyor. Anonslara rağmen bu gerçekleşmiyor. Böyle bir inatlaşma olur mu? Herkes yerine oturacak diyor UEFA, oturduğun yerde ayağa kalkabilirsin. Bunu Türkiye’de niye yapamıyoruz?
Polis karışmayacak, güvenlikçi karışmayacak, kulüp karışmayacak, o zaman bu işler nasıl yapılacak? Sonra da diyeceksin ki seyirci gelmiyor. Gelmez tabii. Seyirci rahat değil.
Bazıları da olayı daha anormal boyutlara taşıyor. Beşiktaş’ın stadı için ‘Ölüm stadı’ diye yazıyor. Nasıl böyle bir şey yazılır. Nasıl böyle bir şey yapılabilir. Bunu da anlamak mümkün değil.
Stada sokmayın
Devlet ‘Olaylara karşı önlem aldım’ diyor, bir şey yapmıyor. Yalnız kulüp başkanlarının, yönetimlerinin yapacağı iş değil bu. İçişleri Bakanlığı da, emniyet müdürü de, polisi de tedbirini alacak. Emniyet müdürünü görüyorum, hep açılışlarda. Derbide 3500 polis görev yaptı deniyor. Peki neredeydi bu polisler? Özel güvenlik merdivenleri boşaltamıyorsa, polis yapmalı.
Küfür olayının da önüne geçilmeli. Aziz Yıldırım’ın konuşmasını TV’den izledim. ‘Biz stadımızda küfüre mani oluyoruz, taraftarlara doğru yolu göstermeye çalışıyoruz’ dedi, kimseyi de 55 bin kişiyle tehdit etmedi. Sadece tarihi bir fırsatın kaçtığını dile getirdi. Hangi takımın, hangi grubu küfür ediyorsa stada sokulmaz. Bu F.Bahçesi, G.Saray’ı, Beşiktaş’ı, Trabzonspor’u, yani tüm kulüpler için aynı.
Herkes suçlu!...
* Fenerbahçe, Aurelio veya bir kaç futbolcunun olmamasıyla etkilenecek bir kadroya mı sahip?
Bazı takımlar kadroları geniş olsa da etkilenir, F.Bahçe de onlardan. Orta sahada Aurelio’nun olmaması yanında bir de Kemal’in yokluğu tabii takımı etkiledi. Onun yerine oynayan da milli futbolcu. Ancak oyuna ağırlık koyamadı. Bundan önce orta sahaya Tuncay ile Mehmet’in de yardımları fevkaladeydi. Dün bunu göremedik ve aslına bakarsınız bu durumda, önceki gün Aurelio da oynasa fazla bir şey değişmezdi.
Daum elindeki imkanlara göre G.Saray karşısına doğru bir takım çıkardı. Oyuna müdahale edecek adamlar da yedek listesinde yoktu. Sadece birinci devrede Fabiano’yu sahaya sürebilirdi. Artı, Nobre hastaydı ve bir kafa vu-
ruşu dışında etkili olamadı. Tuncay’ı orada oynatabilirdi. Fabiano’yu da orta sahaya çekebilirdi. Ama dediğim gibi, zaten elinde kısıtlı imkanlar vardı. En mantıklısını oynadı.
G.Saray elinden geleni yaptı
Selçuk olsun, Tuncay olsun, Mehmet olsun -ki ben Mehmet’ten çok ümitliydim- sahada kayboldular. Neticede, orta sahası olmayan bir takım sahada kaybolur. Ne hücum ne de savunma yapabilir. Ancak topu derbide olduğu gibi dan-dun ileri şişirir. Bu toplar da hep rakipte kaldı. Sahada uyur gezer vaziyetteki F.Bahçe’ye karşın, kazanmak isteyen ve kazanmak için elinden geleni yapan bir G.Saray vardı. Sarı kırmızılılar sahada oyun adına her şeyin en iyisini yaptı, amacına da ulaştı.
F.Bahçe rakip karşısında savunma mı yaptı, hayır. Hücum mu yaptı, hayır. Oyun adına hiçbir şey yapmadı. Rakip kaleye ilk yarıda 1 kere gitti. Çünkü maça hazır değildi. İyi hazırlanmamış F.Bahçe. Ya Manchester United’ı yendik, nasıl olsa kazanırız dediler. Ya da rakibi küçük görüp hafife aldılar.Burada Daum da oyuncular da suçlu.
İyi ki devre arası var
* Derbiden çıkan sonuç, ligde şampiyonluk yarışını nasıl etkileyecek?
Öncelikle Galatasaray’ın zirvedeki F.Bahçe ile arasındaki puan farkı ikiye indi. Trabzonspor da çok formda ve zirveye iyice yaklaştı. F.Bahçe açısından Allah’tan bu haftadan sonra devre arası tatiline girilecek. Bu sarı lacivertlilerin şansı.
F.Bahçe derbideki yenilgiden ders çıkarır, hafta sonu da seyircisi önünde Konyaspor’u yenerse, daha iyi ne yapabilir bunu devre arasında rahatça düşünebilir. Konya maçının Kadıköy’de oynanması şans. Şükrü Saraçoğlu Stadı’nı dolduran taraftar büyük bir güç ve takımını itip kendine getirir. F.Bahçe Konya’yı yenerse badireyi atlatır. Sarı lacivertliler ligin en iyi takımı, ama iyi takım olmak tek başına yeterli değil.
Daum doğru söylüyor
* Daum’un Tuncay’ın menajerine yönelik eleştirilerini nasıl yorumluyorsunuz?
Daum doğru söylüyor. Bir menajer bu kadar çok konuşmaz ki. Futbolcu yetişmiş, F.Bahçe’de oynuyor. ‘Onu ben yetiştirdim’ demek olmaz, geçti bunlar. Tuncay, M.United maçında çok iyi oynadı, bunları söyleyip yazdırmak bu futbolcuya büyük kötülük. Doğrudur, menajeri, Tuncay’ın kabiliyetini görmüş olabilir. Ancak konuşmakla yanlış yaptı. Bunun yeri ve zamanı değildi. Birebir konuşması gerekirdi.
Tuncay’ın M.United maçında oynadığı oyun ile G.Saray derbisindeki oyunu arasında gece-gündüz farkı var. Şimdi denebilir ki, bu performans farkı yorgunluktan kaynaklanıyor. Bu takım ve futbolcu değil miydi, Prag’da ağır ve kötü zeminde Sparta ile oynadı, onu yendi geldi, burada Ankaragücü’ne 5 tane attı. Demek ki yorgunluk yok, maçı önemsememek var. Bunun başka izahı yok. Bir de M.United gibi bir takımı yeniyor ve büyük moral kazanıyorsun, ama bu F.Bahçe’ye moral olmamış da rahatlık olmuş.