Sarı lacivertli kulüp, iki Brezilyalı futbolcu ile kadrosunu daha da güçlendirecek. Alex'lerden biri libero, diğeri ise ileride oynuyor ve Brezilya'da gol krallığı kovalıyor...
* F.Bahçe'de sıkıntılar aşıldı mı, ne değişti? Bu kadro ve bu futbol sarı lacivertlileri şampiyonluğa taşıyacak düzeyde mi?
Sıkıntıların çok azı aşıldı, ama F.Bahçe'de en önemli gelişme, takım içi arkadaşlık. Bu arkadaşlık önemli. Çünkü iyi sonuç alındığında pekişir, kötü sonuçlarda laflar batmaya başlar ve birlik bozulur. F.Bahçe kazandığı için bu arkadaşlık pekişti, bunun sonucunda da oyun içindeki yardımlaşma üst düzeye çıktı. Futbolcuların kondisyonları da iyi olunca, yardımlaşma daha artıyor. 1 yıl önceki gruplaşmalar ortadan kalktı, futbolcular birbirlerini seviyorlar ve bunları yapan da Daum.
Buna karşın F.Bahçe'nin oyun düzeni daha oturmuş değil. Kazanıyor, ama çok iyi futboldan değil, mücadele ettiği için. Rakibinden daha çok koştuğu için kazanıyor. Van Hooijdonk'un frikikten attığı golle kazanıyor. Ve Serhat'ın son maçtaki mükemmel asistleriyle kazanıyor. Ne var ki, dönün bakın bir G.Birliği maçına, F.Bahçe eziliyor.
Yusuf ve Hakan hazırlanmalı
Demek ki, daha Fenerbahçe takımının oynamak istediği oyunu, seyircinin beklediği güzellikteki oyunu, rakibi ablukaya alıp ezen takımı ortada yok.
Olur mu, olur, ama saha dışında oturttuğu oyuncuları, Yusuf'u, Hakan Bayraktar'ı güçlendirebilirse. Yusuf da Hakan da topu ayağına yakıştıran, topa hakim olan oyuncular. Dan-dun futbol da ortadan kalkarsa, F.Bahçe özlenen seviyeye gelir. Zaman ve Daum'un en başta Hakan ile Yusuf'a inanması ve onları hazırlaması gerek.
Türkiye için yeterli
Bu kadro, Fenerbahçe’yi Türkiye'de hedefi şampiyonluğa taşır. Hangi kente giderse gitsin, arkasında büyük bir güç olan seyircisi de var. Bu önemli bir faktör, ama gelecek sezon Avrupa'da, Şampiyonlar Ligi'nde bu kadro ne yapar, onu söylemek biraz zor. Belki de çok erken.
Bu arada, ligin devre arasında 2 yeni Brezilyalı futbolcunun takıma katılacağını öğrendim. Bunlardan birincisi geride, libero oynayan Alex. Diğerinin de adı Alex. Ancak, o ileride oynuyor ve Brezilya’da gol krallığına gidiyor.
Lig arası etkilemez
* Fenerbahçe iyi bir çıkış yakaladı. Lige verilen ara sarı lacivertlileri nasıl etkileyecek?
Normalde de F.Bahçe'nin böyle olması ve sürekli kazanması lazım. Üstüste maç kazandığınız zaman futbolcuların kendine güveni geliyor, sahada daha rahat oynuyor. Öyle olunca da kötü oynasalar bile sonuca gidip, maçı kazanabiliyorlar. Ama bu tempoda düzgün takımla iyi oyun da gelecek.
F.Bahçe iyi çalışırsa lige verilen aradan etkilenmez. Ancak ‘Biz iyi gidiyoruz, maçları kazanıyoruz. Antrenmanda kaytarırız’ diye düşünürlerse -ki zannetmiyorum kaytaracaklarını- takım etkilenebilir.
BU SERHAT’A İHTİYAÇ VAR
* Serhat son haftalarda Fenerbahçe'nin en başarılı futbolcuları arasında geliyor. Serhat sarı lacivertli takım için ne ifade ediyor?
Serhat bundan önce kendi yeteneklerinin ötesine çıkmak, olağanüstü yıldız gibi oynamak isteyen ve bunu beceremeyen bir futbolcuydu. Böyle olunca da hem takımına, hem de kendine zarar veriyordu. Şu anki oyunuyla Serhat, F.Bahçe için çok şey ifade ediyor. Çünkü şimdi yeteneklerini, oyunda nereye kaçacağını, nereye top atacağını bilen, takımı için oynayan futbolcu. Ve şimdi gerçek bir yıldız adayı. Artık bireysellikten sıyrılmış ve takımı için hareket ediyor.
Konyaspor gibi önemli bir deplasmanda 3 gol attırdı, hem de bilinçli bir şekilde. Serhat F.Bahçe'nin güveneceği futbolcu olmaya aday. Ama bu attırdığı gollerle gündeme gelmesi, onu sakın şımartmasın. Tekrar altını çiziyorum, geçtiğimiz sezonki gibi oynayan bir Serhat'ın bu takımda yeri yok, bugünkü Serhat ise takımın yıldız adayı.
Kartal'ın sırrı kadro ve Luca
* Beşiktaş, farklı galibiyetlerle ligde ilerleyişini sürdürüyor. Avrupa'da da tarihi bir galibiyet aldı. Beşiktaş'ın başarısının altındaki gerçek ne? Bu takımın aksayan yönü yok mu?
Beşiktaş'ın aksayan yönü orta sahası, ama başarısının temelinde çok iyi bir kadrosunun olması yatıyor. Teknik direktörü Lucescu da elindeki yetenekleri ve değerleri iyi biliyor. Mesela Okan sezon başından beri yok, Chelsea maçında oynuyor. Hem de çok iyi. Emre Aşık aynı şekilde. Lucescu, futbolcularını ve kapasitesini iyi değerlendirebildiği için böyle önemli maçta sahaya sürebiliyor. Devamlı da oyuncu değiştirerek oynuyor, elindeki oyunculara şans veriyor ve kaybetmiyor. Ama uzun süre gençler kenarda tutulursa, bu futbolcu küsebilir. Zaten antrenörün bir problemi de elinde yetenekli futbolcuların çok olmasıdır.
Ahmed Hassan, Tümer, oynamadığında bozuluyor. Sergen ise bozulmuyor, üzülmüyor. O bu olayı aşmış, uzun süredir Beşiktaş'ta. Beşiktaş'ın iyi bir geri üçlüsü, topu oyuna iyi sokan bir kalecisi var. Ronaldo, Zago, Ahmet Yıldırım gibi hem kesici, hem geride organizatör, hücuma iyi katılan, topu oyuna yine iyi sokan oyuncular. Cordoba topa, bir çok forvetten daha iyi vu- ruyor.
Galatasaray Mondragon'u kazanmak zorunda
* Galatasaray'da kaleci Mondragon'la ilgili bir sıkıntı yaşanıyor. Bu neden kaynaklanıyor?
Mondragon kötü goller yediği için eleştiriliyor ve seyirci tarafından protesto ediliyor. Bu durum, takım içindeki arkadaşlarının ve teknik direktörü Fatih Terim'in desteğiyle aşılır. Nitekim, Terim destek oluyor ve onu koruyor.
Mondragon, Şampiyonlar Ligi'nde kötü gol yedi, bir de zayıf takımdan gol yiyince seyirci bunu affetmedi. Sanki zayıf takım gol atamazmış gibi. Taraftar, ‘G.Saray kalecisi bu takımdan nasıl gol yer?’ diyor. Bal gibi yer arkadaşlar.
G.Saray Mondragon'u kazanmak zorunda, çünkü onun yerine koyacağı kaleciyi 2 senedir hazırlamamış. Takım içinde tartışma olur da bunun basına sızmaması lazım. Herkes arkadaşları arasında eleştirilebilir, ‘Senin hatandan yenildik’ de denir, ama bu orada kalır.
Tuzağa düşmeyelim
* Milli Takımımız İngiltere ile kritik bir maç oynayacak. Milli Takım'ın bu maç öncesi avantajı, dezavantajı ne ve bizi nasıl bir maç bekliyor?
Kendi sahamız ve seyircimiz önünde oynayacağız, bu avantajımız. İngilizler deplasmanda iyi oynayamıyorlar. İngiltere'nin kendi ulusal liginde müthiş bir mücadele var, ama milli takımları iyi değil.
Bizimse iyi bir kadromuz var. Takımımızı iyi kurarsak, ibre bizden yana. Ancak lüzumsuz konuşmalarla seyirciyi tahrik edip, bütün bu avantajları ortadan kaldırabiliyoruz. İngiltere'ye giderken ki, ‘Onları Ada’da çime gömeceğiz’ gibi çirkin ve centilmenlik dışı beyanları hatırlayın.
Bu tip, rakibi küçük düşürecek ve hırslandıracak açıklamalardan kaçınmalıyız. Rakibi hırslandırmak aleyhimize oluyor, takımımız da normal futbolunu oynayamıyor. Oysa takımımız rahat olsa, iyi oynayacak ve rakip İngilizler de sinirlenecek. Sinirlenen takım iyi oynayamaz, gereksiz sertlikle lüzumsuz kartlar görür. Biz de kendi sahamızda oynarken, bunu rakibimize niye yaptırmayalım.
Bir stres ortamı yaratırsak, avantajlı durumumuzu dezavantaja çeviririz. İyi oynaması gereken oyuncularımız da stresten oynayamaz. Oysa Milli Takımımız, dünya üçüncüsü oldu. Bir çok güçlü rakiple, Brezilya ile oynadı. Millilerimiz şampiyon Brezilya'nın Ronaldo, Roberto Carlos gibi yıldızlarıyla mücadele etti. İngilizler'de bu futbolcular yok, bu yüzden rakipten korkmaya da gerek yok.
İngilizler sert oynayacaklar ve bizim onlara karşılık vermemizi bekleyecekler. Bütün istedikleri bu. İngiliz basınının bu maçın atmosferini germeye çalışmalarının da amacı bu. Bizi sinirlendirip, kendilerine avantaj sağlamak istiyorlar. Bu oyuna gelmeyelim.