Aziz Yıldırım, yabancı kontenjanının artırılması gerektiğini bir kez daha dile getirdi ve "6 kaliteli oynar, diğerleri de genç transferler olur. Başarılı bir ekol gelişir" dedi. Bu formül futbolumuza yarar mı, zarar mı getirir?
BEN, yabancı serbestliğinden yanayım. Avrupa’da mücadele ediyorsan ve orada başarı bekliyorsan, buna mecbursun. Sistemle bu iş olmaz. 6 yabancı sahada olacak, diğeri tribünde. Bu yanlış. İngiltere ve İspanya, genç oyuncuları çok iyi takip ediyor ve takımlar da onları bünyesine katıyor.
Ama onların ekonomik durumları, bizim kulüplerimizden çok farklı. Adamın kadrosu yabancı kaynıyor. Futbolcusuna etiketini yapıştırıp, satıyor veya kiralıyor. Bunu, Türkiye’de bu mantıkla yapamazsınız. Sınırlamayla olmaz.
Serbestlik hakkı tanırsınız, kulüpler de bütçelerine göre transferlerini yaparlar. Burada, iyi menajerlerle çalışırsan zarar etmezsin. Ama, kulüpler de akıllı işler yapmalı.
İyi yabancı
Anadolu takımlarına bakıyorum, yabancısı ya kulübede ya da tribünde. Böyle bir şey yok. Yabancı transferi yapmak için yapılmaz. Gelen adam, oynayacak.
İyi yabancı getirirsen, gelecek vaadeden genç yabancıyı kadrona ilave edersen, transferde değerinin üzerinde para alan Türk futbolcusunun fiyatı da düşer. Bu konuda büyük acı çekep kulüpler de rahatlamış olur.
Yabancının fazlalığı, yolun başındaki oyuncularımıza da şevk verir. Forma şansı bulmak ve takıma girmek için daha çok çalışır. Faydası da Milli Takım’a yansır. Futbol Federasyonu, şunu bilecek.
Günümüz futbolunda her alanda söz sahibi olmak için önündeki engelleri kaldıracaksın. O zaman, biraz olsun eşit şartlarda boy ölçüşebiliriz.
F.Bahçe, Rüştü’nün kıymetini bilmeli
Zico'nun, "3. kalecim" sözünün ardından Fenerbahçe'nin şampiyonluk şöleninde podyuma çıkmayan Rüştü, kulübüyle ipleri koparma noktasına getirdi. Galatasaray'ın da gündeminde olan milli file bekçisi tutumunda haklı mı?
ÖNCELİKLE, Zico'nun yaptığı açıklama çok yanlış. Rüştü, ikinci veya üçüncü kaleci olmaz. O her zaman bir numara. Büyük bir sakatlık geçirdi. Oynamayan bir kaleci, otomatikman üçüncü kaleci konumuna gelir. Ama, bu onun mazeretine bağlı olan bir durumdur. Öncelikle, Rüştü'nün meziyetlerinde bir kaleci Türkiye'de yok. Hocasının, konuşması şık değil. Moraline çok dikkat eden oyuncusunun heyecanını bitirdi. Rüştü de bu tablo üzerine şampiyonluk kutlamalarına katılmayarak, ateşi körükledi. Küsmüş, üzülmüş olabilir. Ama, kendisine yakışanı yapacak ve arkadaşlarını podyumda yalnız bırakmayacaktı. Bu da Rüştü'nün yanlışı.
Yıllardır Fenerbahçe'de başarıyla oynayan Rüştü, bir lafla kulübünden ayrılmaz. Rüştü'nün fiziği mükemmel, kilosu yok ve en önemlisi çok tecrübeli. 34 yaş, kendisine iyi bakan bir kaleci için problem olmaz. Avrupa'da 36'yı deviren çok ünlü file bekçileri var. Rüştü'de onlardan eksik değil, çoğundan da fazlası var.
Burada Aziz Yıldırım'a da büyük iş düşüyor. Fenerbahçe kulübü, kendisine yıllarca hizmet veren ve Milli Takım’ın da kaleciliğinin yanısıra kaptanlığını yapan Rüştü'nün gitmesine izin vermemeli.
Doğrusu, yanlışı. Otururlar, konuşurlar. Fenerbahçe'nin demirbaşlarından biri konumundaki Rüştü, bu şekilde yıllarca hizmet verdiği camiasından ayrılamaz, başka kulüplere de asla pazarlanamaz. Fenerbahçe, burada kadirşinas olacak.
Ali Bilgin’de yanlış yapar
Parasını alamadığı gerekçesiyle Antalya’yı terk edip, takımının G.Birliği’ne 3-1 yenilerek küme düştüğü maçta oynamayan Ali Bilgin’e tepkiler çığ gibi büyüyor. F.Bahçe’nin de gündeminde olan bu futbolcu için Türkiye defteri kapandı mı?
BİR futbolcu, bunu yapıyorsa onun karakteri eksiktir. Öncelikle, Ali Bilgin’in tutumu çirkin. Paranı alamadın diye maça çıkmayacaksın. Olmaz. İki elin kanda bile olsa, gözün parada olmayacak. Oynayacaksın.
Ali Bilgin, öncelikle kulübüne, sonra arkadaşlarına ve son olarak da hocasına ihanet etmiştir. Bunun kabul edilir tarafı yok. Takımın kader sınavına çıkıyor, sen "Para" diyorsun.
Eğer, Fenerbahçe bu karakterdeki bir oyuncuyu düşünüyorsa, büyük yanlış yapar. Zaten, onun tarzındaki bir oyuncuya da ihtiyaçları yok. Camia ve forma aşkı olmayan futbolcudan Fenerbahçe değil, hiçbir takıma hayır gelmez.