30 Nisan 2007
FENERBAHÇE dün gece farklıydı. Kazanmak için oynayan takım işte böyle mücadele eder. Bastırır, topa hakim olur. Topa girer, ikili mücadeleye girer, rakibinden topu söker alır. Fenerbahçe oynadığı maçların hiçbirinde dün akşamki kadar çok şut atmamıştı. Fenerbahçe istekliydi. Önemli olan da buydu.
Tabii doğru gitmeyen birşeyler yine vardı. Fenerbahçeliler defansları sıkıştığında topu rastgele ileri doğru vuruyorlar. Halbuki topa hakimsin, ona sahip ol, telaşa kapılma. Ama nerede... Netice de bu yüzden iki gol yediler. Hem de 2 farklı galibiyetten beraberliğe razı olarak.
Şansı da yoktu
Denizlispor sakindi. Fark yememeyeyim anlayışındaydı belki, ama beraberlikle ayrıldı sahadan.
Bakıyorsun Fenerbahçe kötü oynamadı. Böyle oynayan bir takım berabere kalabilir, yenilebilir de söylecek çok fazla bir şey bulamazsın. Bazen şans da yanında değildir, tıpkı dün akşamki gibi. Deniz 3 tane şut attı kaleye. Olumlu işler yaptı. Orta sahadaki markajcı adamdı, ileride de oyuna girebildi. Oyunu kuralına göre oynadılar, ama dedim ya şans da yoktu. Alex’in bir şutu da direkten döndü. Kezman’ın şutları kaleci Süleymanou’nun üstüne geldi diyebilirsiniz, ama bir gerçek de var ki Denizlispor kalecisi de günündeydi. Fenerbahçe ile oynanan ilk maçta hasta gibi yatıyordu, dün biraz vakit geçirmeye çalıştı, ama Denizli’nin en iyi futbolcusuydu. Çok önemli kurtarışlar yaptı.
Çirkin tartışma
Bu arada Tuncay ile Kezman’ın sahada sebep olduğu çirkinlikler var ki, Kezman haklıydı gösterdiği tepkide. Tuncay’ın Kezman’ın kızdığı o pozisyonda Sırp oyuncuya pas vermesi gerekirdi. Vermedi, üstelik bir takım hareketler yaptı. Kezman da ona aşırı tepki gösterdi.
F.Bahçe kötü oynamadı dedik. Yalnız beraberlik de bir işaret. Demek bazı şeyleri yanlış yaptı. Yoksa o 2 beraberlik golü yenmezdi. Neticede kıran kırana bir maç oldu. Fenerbahçe şampiyonluk kovalıyor, Denizlispor kümede tutunma çabasında. Puan iki taraf için de aslanın ağzındaydı.
Hakeme söyleyecek bir şey yok, mükemmel idare etti, taviz vermedi. Herşeyi de gördü. Fenerbahçe 2 puandan daha oldu. Fenerbahçe seyircisi, yönetimi rahatsız ama futbol bu. İyi oynarken kaybedebiliyor, kötü oynarken de kazanabiliyorsun.
Yazının Devamını Oku 27 Nisan 2007
FENERBAHÇE seyircisi, takımı ve kulübü teknik direktör Zico’nun ukalalığından kupada stres yaşayıp elendi. Neden, daha BJK İnönü Stadı’ndaki ilk maçta sahaya sürdüğü kadrodan. O maçta düzgün bir kadro sahaya çıkarsaydı, yenilmezdi. Hem avantaj yakalardı, hem de psikolojik olarak rakibi çökertirdi. Ama bunu yapmadı, yapamadı. Zico’ya ya biri bu Beşiktaş’ı yanlış anlatmış, ya o anlatılanı anlamamış, ya da ona hiçbir şey anlatmamışlar. Fenerbahçe Zico’nun keyfine göre kurduğu veya mücadele edecek bir takım değil. Bu maçların önemi bilmiyor Zico...
Dün geceki maça bakıyorsun, ilk yarıda başabaş bir mücadele var. İkinci yarıda ise topun ve oyunun hakimi Fenerbahçe... Hem rakibine baskı kurdu, hem de gol pozisyonları buldu. Fenerbahçe hızlı oynadı, koştu, daha istekli neticeyi lehine çevirmek isteyen futbol oynadı. Büyük mücadele örneği gösterdi.
Tümer mükemmeldi
Beşiktaş’ın ikinci yarıda F.Bahçe kalesine doğru düzgün şutu yok. Birinde Mehmet Sedef vurdu, o da tıngır mıngır gitti. Beşiktaş’ta Runje’nin müthiş kurtarışları vardı. Tigana’nın Delgado’yu oyundan alması da yanlıştı. Arjantinli bir pasıyla gol attırabilir, kendi de gol atabilirdi. Delgado bunları başarabilecek, Beşiktaş’ın klası ve büyüklüğünü simgeleyen bir oyuncu, ama Fransız çalıştırıcı onu çıkardı. Neydi amacı, beraberlik mi, tur atlamak mı? Klas ismi çıkarır, standart oyunculara kalırsan işini zora sokarsın.
Fenerbahçe’de Tümer’in attığı gol mükemmeldi. Tümer dün akşam bir derbide bir futbolcu ancak bu kadar oynayabilir dedirtecek futbol sergiledi. Attığı muhteşem golün yanında, gol olabilecek bir pas verdi. Tümer hareketlendiğinde büyük güç oluyor. Ama durarak oynadığında ne kendi klasını gösteriyor, ne de takımına faydalı oluyor. Fenerbahçe’de bir çok oyuncu iyi oynadı, ama onların başında Tümer vardı. Tuncay sağ açıkta oynamaz. Burada oynayınca topu sağ ayağıyla kesmek istiyor. İçeri keseceğim derken taca atıyor. Ondan yararlanılamıyor. Yine de Tümer’e güzel bir gol pası verdi.
Çok kaçırdılar
İkinci yarıda Alex iki tane gol kaçırdı. Kezman havaya vurdu. Tuncay’ın vuruşu direkten döndü. Edu’nun karşı karşıya kaldığı pozisyonda kaleciye nişanladığı top. Aurelio’nun pozisyonu... Yani Fenerbahçe nereden baksan 6 gol pozisyonundan yararlanamadı. Şanssızdı Fenerbahçe. Sergilediği oyunla elenmesi yazık oldu. Ama tabii bir de uzatmada gelen gole bakıyorsun. Nobre, Deniz ile Edu’nun arasından zıplayıp vuruyor. Böyle profesyonel bir takımda o topa vurdurulmaz.
Hakemlere de değinmek gerek. Serdar’ın Alex’in bileğine attığı tekmeye hakem Selçuk Dereli faul bile vermedi. Ya bilinçli yaptı ya da oyundan anlamıyor. Serdar’ın oyundan atılmasını gerektiren bir durumdu. Kezman’ın her pozisyonunda ofsayt kaldırdı yan hakem Erdem Bayık. Bütün kararlarında da haklıydı. F.Bahçe’nin yediği golde de kaleci Serdar topu tutmuşken vuruldu topa, fauldü. Bayık ve Dereli doğru kararda birleşti.
Yazının Devamını Oku 24 Nisan 2007
Türkiye, Beşiktaş kalecisi Murat Şahin’i konuşuyor. Çapraz bağları kopan bir kaleci, nasıl olur da 90 dakikayı çıkarabilir. Kartal’ın, Antalyaspor önündeki performansını nasıl buldunuz? Murat Şahin’i takdir ediyorum. Runje’nin yaptığı terbiyesizlik sonucu cezalı duruma düşmesiyle, sorumluluktan kaçmadı. Çapraz bağları kopmuş ve iyileşme sürecindeydi. Uzun süredir yoktu, büyük bir özveri gösterdi. Antalyaspor karşısında mükemmel bir maç çıkardı.
Beşiktaş adına ikinci yarı tek kelimeyle kabustu. Antalyaspor büyük bir baskı kurdu ama Murat’ı geçemedi. Neticeye tesir eden tek faktör Murat’ın olağanüstü performansıydı. Beşiktaş seyircisi de doğruyu yaptı ve kalecisini bağrına bastı.
Beşiktaş şampiyonluk yolunda kayıp istemiyor. Bunu da Antalyaspor karşısında Murat önledi. Ancak, siyah beyazlı takımın teknisyenlerinden Delgado savaşırken, Ricardinho kaçak dövüşüyor.
Bu da Beşiktaş’ın futbolunu etkiliyor. Sambacı topu alıyor, yanındakine veriyor. Bir şutu, gollük pası yok. Delgado öyle değil. İyi niyetli. Topa kafasını sokuyor.
Nitekim şık bir gol atarak galibiyette büyük pay sahibi oldu. Tigana, Bobo’yu sol açık oynatıyor. Bu durumda da markaja giren Brezilyalı etkisiz kalıyor. Koray’ın da olmaması, Beşiktaş’ın görüntüsünü olumsuz hale getirdi.
Kesiciliğinin yanısıra takımı hücuma da kaldıran Koray’ın yokluğunda Serdar tek başına mücadele etti. Ancak, o da rakibe girişlerde çok dengesiz. Kötü fauller yapıyor. Takımını kritik haftalarda her an yalnız bırakabilir.
Tüm silahlarını kullanacaksın
Zico, Gaziantep’te Tuncay’ı sağda, Tümer’i solda oynattı. Appiah yoktu ama takım önceki maçlarına göre daha derli topluydu. Doğruyu Brezilyalı hoca mı buldu, yoksa birileri mi onu böyle bir karara sevketti?
Fenerbahçe öncelikle kritik bir maçtan galibiyetle ayrıldı. Ancak, oyun anlayışında bir değişiklik yok. Bir tek doğru vardı Fenerbahçe adına. O da çok iyi mücadele etmeleriydi. Topa sahip oldular. Takım halinde yardımlaştılar ve yoruldular. İkili mücadeleye girmezsen, topu kazanamazsın. Bunu yaptılar, mücadele keyifli hale geldi.
Futbolcular da oyunlarından keyif aldı. Zorlu görünen deplasmandan iyi futbolun karşılığında galibiyetle döndüler. Zico’nun takım içinde bazı oyuncuların yerlerini değiştirmesi bir şey ifade etmiyor. Kezman ileride tek başına, yalnız kalıyor. Bunda ısrarcı olmasını anlamıyorum. Tuncay gibi bir oyuncuya sahipsen, onu gezgin oynatacaksın.
Çok kuvvetli ve enerjik. O zaman karşı defansı da yıpratırsın, sonuca da kolay gidersin. Tümer gibi bir teknisyene sahip. Ama ondan yararlanmıyor. Akıllı bir oyuncu. Topu çok iyi kullanıyor. Her maçta banko oynamalı. Zico’nun doğruyu bulduğu falan yok.
Derbilerde deneme olmaz
Fortis Türkiye Kupası’nda sizce kimler finale daha yakın. Fenerbahçe’nin 24 yıllık hasreti, perşembe akşamı umuda dönüşebilir mi?
Ercİyes’in tek ümidi kupa. Ligdeki durumları Trabzonspor ile yapacakları rövanş maçına yansımaz. UEFA Kupası’nda boy gösterme fırsatı yakaladılar. Kayseri’de seyirci desteğini de arkalarına alacak olmaları büyük avantaj. Avni Aker’de elde ettikleri 1-0’lık galibiyete göre nasıl bir planla oynayacakları soru işareti. Trabzonspor için bu 90 dakika daha zor.
Esas kritik maç Kadıköy’de oynanacak. Fenerbahçe, Beşiktaş’a karşı İnönü’deki ilk karşılaşmada sahaya akıl almaz bir kadroyla çıktı.
Tek kelimeyle komediydi. Yok efendim, Zico söz vermiş. Yedekler kupada forma giyecekmiş. Böyle bir şey yok. Ezeli rakibinin karşısına en kuvvetli takımla çıkacaksın. Derbilerde deneme olmaz. Zico, ilk randevuda aptallık yaptı ve Fenerbahçe 1-0 mağlup oldu.
Şimdi final vizesi için iki fark lazım. İşleri kolay değil. Hem gol yemeyeceksin, hem de gol atacaksın. Zico, yine sürpriz yaparsa Fenerbahçe adına final tehlikeye girer.
Hakan antrenör gibi olmalı
Sezonun son haftalarında Necati ile Ümit Karan iyi futbollarının yanısıra golleriyle de G.Saray’ı sırtlıyorlar. Hakan Şükür’ü yedek kulübesine mahkum eden ikilinin performansını neye bağlıyorsunuz?
Bu iki oyuncu Galatasaray’ın vazgeçilmezi. Kenarda oturtulacak isim değiller. Gerets, bu iki golcüye karşı zaman zaman sırt çevirdi. Bunu anlamak mümkün değil. Bir futbolcunun kötü oynama hakkı olamaz mı? Böylesine iki etkili hücum gücüne sahipsen onları kazanma yoluna gideceksin.
Gençlerbirliği ve Çaykur Rizespor galibiyetlerinde Necati-Ümit ikilisi başrolde. Bir diğer tarafta da Hakan Şükür var. Forma giymek için baskı yaptığı söyleniyor. Onu bilemem ama Hakan Şükür, takımı toparlayıcı rol üstlenmeli. Antrenör gibi olmalı. Türk futboluna çok şey verdi.
Ancak, artık 20-25 yaşındaki performansa sahip değil. Kafaca oynamak istiyor ama fiziği kaldırmıyor. Şu anki tabloya baktığımızda Hakan Şükür’ün, Necati-Ümit ikilisini kesmesi mümkün değil.
Penaltıydı verdi
F.Bahçe 33 hafta sonra penaltı kazandı. G.Antep maçına kadar penaltı düdüğü çalmayan M.Kamil Abitoğlu, acaba etki altında kalarak mı böyle bir karar verdi?
Hakemlerİn etki altında kaldığını zannetmiyorum. Fenerbahçe’nin, Gaziantep’de kazandığı penaltı, verilmeseydi daha çok konuşulurdu. Teke tek bir pozisyon. Karambol değil, hakemin gözü önünde. Tereddüt etmeden penaltı noktasını gösterdi.
"M.Kamil Abitoğlu penaltı vermez" diye bir şey olamaz. Kusurlu hareket varsa, verir. Kararında, "Fenerbahçe penaltı kazanmıyor" dedikodularının etkili olduğunu sanmıyorum.
Yazının Devamını Oku 21 Nisan 2007
FENERBAHÇE, dün akşam diğeru haftalardan farklı bir mücadele ortaya koydu. Birincisi, daha önceki maçların aksine bir değil, iki değil hepsi birden mücadele etti. İkincisi, bu mücadelenin neticesinde topu kazandı, rakibine oynama şansı vermedi. Fenerbahçe böyle oynarsa, o vakit silahları da ortaya çıkar. Takımda mükemmel bir yardımlaşma var. Bundan önce biraz Aurelio, biraz Deniz, biraz da Tuncay mücadele ediyor, diğerleri seyrediyordu. Tabii, böyle oynayıp topa da hakim olunca taraftarları keyif almaya başladı. İstenen ve arzulanan Fenerbahçe yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
Tuncay’ın attığı muhteşem bir gol var. Adamı geçerken biraz dağıldı ama muhteşem bir vuruşla topu ağlara yolladı. Fenerbahçe’nin dünkü maçtaki tek sorunu yine tek santrfor oynamasıydı. Santrforun yanına çok adamla gelirsen o zaman sorun yok. Dün bunu yapmaya çalıştılar. Fenerbahçe gibi bir takımın tek santrforla oynamaması lazım. Bir de geriden santrfora rastgele paslar atmamak lazım. Pasların yüzde yüz ve yerli yerinde olması gerekir.
Takım koşunca, mücadele edince taraftarı da keyif alıyor. Dünkü maçta takımın beğendiğim noktalarından biri, kalesinde eskisine nazaran daha az pozisyon vermesiydi.
Tüm maçlar önemli
Fenerbahçe eğer böyle oynarsa şampiyonluğun en büyük adayı. Öteki türlü oynadığı zaman kendi seyircisi de, diğer taraftarlar da, "Fenerbahçe ne zaman berabere kalacak, ne zaman yenilecek?" diye düşünmeye başlıyor.
Dün Zico, Tuncay’ı sağa çekti, Tümer’i sola koydu. Tümer, beceri olarak, futbol zekası olarak, kalite olarak kendini ispatlamış bir futbolcu. Çabuk hareket etmeye başladığı zaman büyük silah. Bu söylediklerimi yapmadığı vakit silah geri tepiyor. Ben dünkü maçta onu istekli gördüm.
Kaleci Serdar dün iki-üç tane güzel kurtarış yaptı. Kendisini tebrik ediyorum. Kalenin içinde nerede duracağını biliyor, daha emniyetli ve oturaklı.
Fenerbahçe çok önemli bir maç kazandı. Bundan sonra oynanan tüm maçlar önemli. Daha önünde derbiler var. Eğer böyle oynamaya devam ederse, seyircisinin güvenini yeniden kazanır.
Yazının Devamını Oku 17 Nisan 2007
* Fenerbahçe için Kadıköy veya deplasman fark etmiyor. Her yerde kötü oynuyor ve puan saçıyor. Sizce bunun sorumlusu kim veya kimler? FENERBAHÇE ne oyuncusunun kapasitesini kullanabiliyor, ne de onları doğru yerlerde oynatabiliyor. Şimdi diyorlar ki, "Appiah Manisa maçında orta sahanın ortasında oynadı, yine başarılı olamadı." Tamam, doğru ama Appiah’ın sakat olduğunu niye görmezden geliyorsunuz? Adam sakat olduğu için Beşiktaş derbisinde oynayamadı. Manisa maçında hem fizik hem kafa olarak hazır değildi. Kaldı ki, fena da oynamadı.
Hala tek santrfor
Fenerbahçe’nin oyun mantalitesi yanlış. Fenerbahçe Türkiye’deki maçlarda hiçbir şekilde tek santrforla oynamamalı. Zico diyor ki, "Biz Manisa’nın kapanacağını biliyorduk." Madem biliyordun, o zaman niye Kezman’ı tek santfor oynattın ve habire ona top şişirttin? Kaldı ki, Kezman tek santrfor oynayacak kapasitede de değil. Fizikman çok yetersiz, en ufak darbede yere düşüyor.
Doğru işler yapacaksın
F.Bahçe Manisa karşısında ne oyun kurabildi, ne de topu kenarlara taşıyabildi. Tek yapabildikleri top şişirmekti. Hal böyle olunca hem futbolcu oyundan soğuyor, keyif almıyor hem de taraftarı soğutuyor. Seyirci haklı olarak maçtan sonra futbolculara ve Zico’ya tepki gösterdi. Bir takım kötü oynarken de maç kazanabilir. Ama işin bir temeli olması lazım. Doğru işler yapacaksın. Dünkü maç F.Bahçe’nin böyle ıstırap çektirerek bu sezonu tamamlayacağı gerçeğini bir kez daha gösterdi bizlere.
Kabahatliler listesi
* Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu bu durum için ’kabahatliler listesi’ hazırlamanızı istesek, ilk 3’e kimleri koyardınız?
BİRİNCİ kabahatli, Alex ve Aurelio dışındaki yabancılar. Çünkü, üretimleri yok. Kezman, Deivid, Lugano ve Edu’nun takıma katkısı son derece sınırlı. Oynasalar da olur, oynamasalar da. İkinci kabahatli, böyle standart futbolcuları Türkiye’ye getiren Fenerbahçeli yöneticiler. Üçüncü sırada da futbolculardan verim almayı bilmeyen ve yanlış sistemde ısrar eden Zico var.
Hakan Şükür artık 90 dakika oynayamaz
* Galatasaray’ın belli başlı sorunları neler?
ZİRVEDEKİ takımlar içinde silahlarını en mantıklı şekilde kullanan takım Galatasaray. Tabii onların sorunları da yok değil. Mesela Song’un neden oynamadığını hala anlamış değilim. Galatasaraylı yöneticiler bu konuyla ilgili bir sürü şey söylüyorlar; "Hasta, tansiyonu maçlarda 20’ye çıkıyor" falan diyorlarlar ama bunların hiçbiri inandırıcı değil. Üç senedir Türkiye’de oynayan adam birdenbire mi çürüğe çıktı? Eğer Song’da öyle söylendiği gibi bir tansiyon sorunu varsa, bu adamın antrenman da yapmaması lazım. Teşekkür edip göndereceksin.
Çok tartışılan Hakan Şükür meselesine gelecek olursak... Artık 36 yaşına gelen Hakan hiçbir maçı 90 dakika tek forvet olarak tamamlayamaz. Bu futbolcuyu maçların son 20-30 dakikalık bölümlerinde oyuna alacaksın. Hakan da bu gerçeği kabullenecek, başka yolu yok. En azından kendi prestiji için kabul etmek zorunda. Bu kadar büyük başarılar kazandığı sahalardan ıslıklanarak, yuhalanarak gönderilmek istemiyorsa, tavsiyelerimizi dinleyecek. Hakan futbolun nankör olduğunu unutmasın. Bu sahalarda Baba Hakkı bile yuhalandı. O Baba Hakkı ki, ne Hakan Şükür’e benzer, ne de başka birine. Baba Hakkı demek Beşiktaş demekti. Onun bile protesto edildiği bu sahalarda Hakan Şükür’e neler yapmazlar ki.
Yattara’nın kıymeti bilinmiyor
* G.Saray camiası nasıl sürekli Hakan Şükür’ü tartışıyorsa, Trabzonsporlular da Yattara’yı tartışıyor. Ziya Doğan taraftarın isteklerine kulak tıkayıp, Yattara’yı yedek oturtmaya devam ediyor. Sizce doğru mu yapıyor?
BEN bu Trabzonspor’u da anlamıyorum, hele hele antrenörünü hiç anlamıyorum. Defalarca yazdım yine yazıyorum, Yattara gibi bir mücevher asla kenarda oturtulmaz. Bu adam gol atar, attırır, hareketleriyle taraftarları coşturur, sempati toplanmasını sağlar. Onun yaptıklarını Trabzonspor’da başka hiçbir futbolcu yapamaz. Seyirci de farkında ki, adam topu taca atsa bile alkışlanıyor. Ama gelin görün ki, Ziya Doğan böyle bir yıldızı yedek oturtmaya devam ediyor. Neymiş, Yattara adam kovalamıyormuş, savunmaya yardım etmiyormuş. Yahu kardeşim bunlar Yattara’nın işi değil ki. O işi takımdaki başka futbolcular yapsın. Bilakis Yattara adam kovalamak isterse, sen engelleyeceksin, ki diri kalsın.
Kleberson komedisi
* 54 dakika 10 kişi oynayan lig sonuncusu Sakaryaspor’u yenemeyen Beşiktaş’ı nasıl değerlendiriyorsunuz?
BEŞİKTAŞ da çok enteresan bir takım oldu. Gariplikte Fenerbahçe’den geri kalır yanı yok. Beşiktaş hafta içinde Fenerbahçe karşısında çok önemli bir maç kazandı. Galibiyet golünü atan da Bobo idi. Sonra ne oldu, Beşiktaş üç gün sonra, küme düşmüş Sakaryaspor karşısına çıktı. İlk 11’e bir baktık, Bobo kenarda oturuyor. Tigana’nın gerekçesi şu; sakatmış. Be adam, Bobo madem sakat, o zaman niye maç kadrosuna aldın ve sonradan oyuna soktun?
Beşiktaş’taki sorunlar bununla da bitmiyor. Ricardinho çok yetenekli bir futbolcu olmasına rağmen kaçak güreşiyor. Ne kokuyor, ne bulaşıyor. Bir de Kleberson komedisi var. Beşiktaşlılar hala bu adamın kalitesini tartışıyor. Dünya Kupası kazanmış bir futbolcuya bu yapılır mı?.. Sen böyle yaparsan, adam da doğal olarak kendine olan güvenini kaybeder, futboldan soğur. Beşiktaşlılar Kleberson’u eleştireceklerine kazanmaya çalışmalılar.
Yazının Devamını Oku 16 Nisan 2007
FENERBAHÇE bazı sorunları halletmiş görüntüdeydi. En azından doğru dürüst bir takım kadrosu sahaya çıktı. Zico sahaya sürebileceği en iyi takımı çıkardı. Çok da mücadele ederek, koşarak oynadılar, ama oyun tarzı ve oyun anlayışı olarak Fenerbahçe başarılı olamadı. İleride tek kişiyle saldırmayı düşünürsen olacağı bu. İleriye şişirilen her topu Vestel Manisa aldı. Çok iyi kapanan, mücadele eden bir takım görüntüsündeydi Manisa ekibi. Eğer biraz golü de düşünselerdi, maçı kazanabilirlerdi de.
Bakıyorsun Fenerbahçe oyunun hakimi görüntüsünde. Topu kullanıyor, ama nereye, 18 içine kadar. Ceza alanına girince bir pozisyon üretemiyor. Sağdan soldan Ümit’i kaçırmaya çalıştı, olmadı. Ümit’in ortaları yerini bulmadı. Sağdan Mehmet Yozgatlı gitti, iki orta yaptı, olmadı. Birinde top Tuncay’a geldi, o da ayağına dolaştırdı, hakemden faul bekledi.
Yerini yadırgadı
Tuncay dün çok kötü oynadı. O bu kadar kötü oynadığı zaman Fenerbahçe’nin kazanma şansı da oldukça azalıyor. Alex bildiğimiz gibi. Markaja girdi, sinirlendi. Tamam ona faul de yaptılar, ama oyunda ağırlığı yoktu. Appiah yerini yadırgadı, ne de olsa sağ açığa alışmıştı! O yırtıcılığı, mücadeleci ruhunu kaybetmiş göründü.
Mücadele etmeye çalışan bir Aurelio vardı. Savunmada Lugano ile Önder hata yapmadılar, hatta iyi de oynadılar. Ama diyorum ya, Fenerbahçe topu 18’e soktuğunda sadece Kezman var. O da fizik olarak güçlü değil. En ufak darbede dağılıyor. Ayağındaki topu kaybediyor. Daha çok çalışıp güçlü olması lazım.
Adam eksiltemiyorlar
Fenerbahçe kötü oynadı diyemeyiz, ama iyi de oynadı. İyi oynayamamasının göstergesi pozisyon üretememesi. Oyunun hakimi dedik, bunu da daha çok oyunu geriye doğru oynayarak yaptı. Bakıyorsun Fenerbahçe’de topu ayağına alan önce geri vermeye çabalıyor, oysa adam eksiltmeye çalışması gerek. Ancak adam eksiltecek beceride oyuncu da yok zaten Fenerbahçe’de.
Vestel Manisaspor, Kadıköy’de hak ettiği puanı aldı. Dediğim gibi eğer biraz daha golü düşünseydi, maçı da kazanabilirdi. Fenerbahçe ile başa baş oynadı. Fenerbahçe geriye oynarken, o kendi sahasına çekilip bekledi ve güzel, bilinçli defans yaptı. Şut ve pozisyon olarak da Fenerbahçe’den daha iyiydi.
Fenerbahçe açısından kaybedilen 2 puan var. Fenerbahçe’nin şampiyonluk yolunda avantaj yakalamışken, bir şey üretememesi ve tek santrfor oynamasına diyecek şey bulamıyorum. Yakaladıkları her şansı ve imkanı ellerinin tersiyle itiyorlar.
Yazının Devamını Oku 12 Nisan 2007
SAHAYA sürdüğü takım nedeniyle Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico’yu tebrik etmek lazım! Appiah kadroda yoktu, sakat deniyor, ama bence işin altında yaşanan kavga var. Alex gibi bir silahı 86 dakika kenarda unuttu. Kezman da kulübedeydi. Onları en azından ikinci devre kullanabilirdi, ama yapmadı. Garip bir Fenerbahçe kadrosu çıktı.
Bu da yetmedi... Sanki özel maç oynanıyor da takımdaki futbolcuların durumunu göreyim havasındaydı. "İleride Semih’i oynatsam mı bu hafta" dercesine bu futbolcuyu sahaya sürmüş. "Deivid’i bu maçta sağ kanatta oynatayım, bakalım ne yapar" demiş. Sonuçta ne yapabileceklerini gördü herhalde.
Bu nasıl bir futbol anlayışı ve görüşüdür, anlamak mümkün değil. Geriye oynamaktan takım ileri akın yapamıyor Fenerbahçe. İleri gitse ne yapar, o da muamma, bir tek Semih var. O da ileride top tutsa yapacağı bir şey yok. Tuncay eski Tuncay değil. Çok çalışıyor, ama sadece onun çabası yetmez. Deniz o kadar geriye oynuyor ki... Sadece o mu, hepsi. Sanki hangimiz daha uzaktan geri pas verecek diye yarışıyorlardı. Bu takımda en çok mücadele eden adam Aurelio, o da geriye oynamaya meyilli. Deniz dersen % 99 geriye oynuyor. Geriye verdikleri topları da Önder veya Lugano ileri şişiriyor. Böyle bir Fenerbahçe nasıl kazanacak?
Çift santrfor
Fenerbahçe çok ciddi bir maça çıkıyor, hem de şampiyonluktaki rakibi Beşiktaş’ın sahasında. Artı rakip Beşiktaş. Halı gibi sahada oynuyor Fenerbahçe ve rakip statta. Aleyhinde olan seyirci önünde oynamak aslında futbolcuya keyif ve hırs verir. Çünkü o seyirciye kendini alkışlatmak ister. Ama nerede... İleri oynamak yok, geriye oynadı Fener. Pozisyonu da yoktu.
Beşiktaş’a baktığımda daha şuurlu daha akılcıydı. Orta sahada Serdar olsun, Koray olsun gerektiğinde faulü yaptı. Ya top ya adam dediler. Bobo oyuna girip çift santrfora dönünce Beşiktaş’ın oyundaki ağırlığı da arttı. Tigana’ya Delgado’yı oyundan çıkarma diyorduk daha önce, dün çıkartmadı, o da götürdü pası verdi golü attırdı. Maçın bence en güzel hareketi Nobre’nin Önder’in üstünden aşırıp 18 içine girip vurmasıydı. İyi de vurdu, şanssızlık dışarı gitti. Bir de Delgado’nun getirip Bobo’ya verdiği gol pası var. Serkan adamı arkasında zannediyordu, adam önüne geldi. Serkan onu takip edemedi, birden önüne geçince zaten kaleci ile karşı karşıya geldi Bobo ve golü attı.
Zico daha Fenerbahçe ile Beşiktaş arasındaki rekabetin farkında değil. Neticede ilk maçı kaybetti Fenerbahçe, kendi sahasındaki rövanşı alamaz mı, alır. Ama böyle bir takımla zor. Zaten Fenerbahçe’nin işi Zico ile zor. Fenerbahçe’nin Zico problemi var.
Yazının Devamını Oku 10 Nisan 2007
Mahmut Uslu, Kayserispor maçından sonra "Bizim federasyonda amcamız yok" diyerek gerekli yerlere mesaj gönderdi. Sizce Fenerbahçe engellenmeye mi çalışılıyor? FENERBAHÇE’nin bugüne kadar gelen olaylardan dolayı bir rahatsızlığı var. Aslında F.Bahçeli yöneticiler televizyon ekranlarına çıkıp hakemler ve federasyonla ilgili beyanat vermemeye özen gösteriyor. Başkan Aziz Yıldırım da buna müsaade etmez.
Ancak, Mahmut Uslu, verilmeyen penaltı nedeniyle böyle bir açıklama yapma ihtiyacını hissetti. Uslu, böylesine kritik haftalarda hakemlerin dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulunuyor.
Rahatsız eden yemekler
Fenerbahçelileri rahatsız eden konu; daha önce yapılan anlaşmalar, Papermoon’da yenilen yemekler...
MHK’de dostlarınız olabilir, bu yüzden hakemleri önceden öğrenebilirsiniz. Bunu Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören gibi başka kulüplerin başkanları yöneticileri de biliyor olabilir.
F.Bahçe kritik bir dönemde yapılan hatalardan rahatsız, şampiyonluk yarışındaki rakibi de Beşiktaş olduğu için bu tür söylemler olabiliyor.
Fenerbahçe, federasyona ve hakemlere olan itimadını kaybetmiş. Bir de hadiseler üst üste geliyor.
Yöneticiler dikkat!
Kayserispor maçında yüzde yüz penaltısı verilmedi. Fenerbahçe o penaltıyla maçı kazanabilir miydi? Belli olmaz. Belki de kaybedecekti. Fenerbahçe ligin en fazla gol atan takımı. Ancak 31 maçtır penaltı verilmiyor. Pozisyon olmuyor mu? Oluyor olmasına da hakemler göremiyor.
Bu durumda idarecilerin dikkatli olması lazım. Onların verdiği lüzumsuz demeçler yüzünden seyirci birbirine kinleniyor. Rize Başkanı çıkıyor, "Silahım olsa hakemi vururum" diyor. Popülist yaklaşımlardan uzak durmak lazım.
Stresin sebebi Zico
Hafta içinde Deivid’le Uğur yumruk yumruğa kavga etti. Appiah kendisini oyundan alan hocasına tepki gösterdi. Edu derbi öncesi kırmızı kart gördü. F.Bahçe’deki bu stresin sebebi ne?
OYUNCULAR idmanlarda, maçlarda birbiriyle münakaşa edebilir. Onlar arkadaştır, sonra barışırlar. Aile içinde bu tür şeyler olabilir. Fazla büyütmemek lazım. Futbolcu sahaya çıktığı zaman tatsızlıkları unutur, birbiriyle bütünleşir.
Mehmet Yozgatlı ile Deivid Halep’te sahanın içinde uzun süre münakaşa etti. Mühim olan takımın birlik içinde top oynaması. O bakımdan bu tür olayları fazla önemsemiyorum.
Ancak, bu tür hadiselerin stres yüzünden olduğu belli. Fenerbahçe’yi strese sokan da antrenörü Zico. Fenerbahçe’nin 3 problemi var. 1-Alınan oyuncular, 2-Zico, 3-Hakemler. Bu üç problemden ikisi çok geçerli.
Ben hakemlerin F.Bahçe’ye yardım etmesini istemiyorum. Olanı versinler, yeter. Ancak, Fenerbahçelilerin de hakemler konusunda hep olumsuz düşünmemesi lazım.
Tepkiler Tümer’i HISLANDIRIR...
Æ Beşiktaş taraftarlarının büyük tepki gösterdiği Tümer, İnönü Stadı’na gelmeden tehditler alıyormuş. Zico, Tümer’i kupa maçında oynatmalı mı?
TÜMER zaten oynayacak. G.Saray’da Ayhan geldi İnönü’ye oynadı. Tomas, Şükrü Saracoğlu’nda maça çıktı. Beşiktaş taraftarının Ayhan’la arası iyi değil.
Tümer’in durumu daha farklı. Beşiktaş seyircisi, Tümer’e başından beri ısınamadı. Milli Takım’a verdiğini Beşiktaş’ta yapamadığı görüşündeler. Tümer, Milli Takım’da rahat oynuyor. Aynı performansı Beşiktaş’ta olduğu gibi F.Bahçe’de de gösteremiyor. Tepki almasının sebeplerinden biri de bu.
Bir de diyorlar ki: "Tümer gibi bir oyuncu neden bırakıp F.Bahçe’ye gitti?" Beşiktaş taraftarının maçta aleyhine bağırması, Tümer’i teşvik eder, hırslanmasını sağlar.
Sorumluluk ortak!..
G.Saray Başkan Yardımcısı Adnan Polat ve teknik direktör Erik Gerets, "Bu formayı hak etmeyeler var" diyerek futbolcuları suçluyor. Bu başarısız tablonun sorumlusu kim?
İŞİ bütün olarak ele almak lazım. Futbolcular sahada oldukları için tabii ki sorumlu. Antrenör, kurduğu takımla sorumlu. İdareci, sorumsuz beyanatlarıyla sorumlu. Tabii ki, hepsi ortak yerde birleşiyor. Neticede ortaya G.Saray’ın başarısızlığı çıkıyor. Bence sorumluluk ortak.
Adnan Polat’ın ve Gerets’in bu şekilde açıklama yapmaları yanlış. Song gidecekmiş. Gidene kadar adamdan faydalan.
Onu kenarda oturtmakla ne kazanıyorsun? Bu da bir yanlış. Ümit Karan, Türkiye’nin en iyi santrforu. Bakıyorsun, adam kenarda oturuyor.
Sakaryaspor’un işi zor Rize’nin ipini kestiler
Sakaryaspor lige havlu atmış durumda. Küme düşmeye aday diğer takımlar sizce hangileri?
MATEMATİKSEL olarak kurtulma şansı olsa da Sakarya’nın işi çok zor. Ankaragücü’nden itibaren aşağıda yer alan her takım düşebilir. Ç.Rizespor, en az berabere kalacağı maçı hakem kararıyla kaybetti.
Üstelik 3 oyuncusu önümüzdeki hafta oynayacağı maçta forma giyemeyecek. Onları rahatsız eden durum bu. Ç.Rizespor’un ipi kesildi gibi. Erciyes düşmemek için uğraşıyor, iyi sonuçlar alıyor.
Bunu ne kadar devam ettirirler, bilemiyorum. Denizlispor var. Ç.Rize var, Erciyes var. Hepsinin de işi zor.
Yazının Devamını Oku