Paylaş
Geçtiğimiz hafta 8 gün boyunca Bodrum’un dağlarında bir grupla beraber inzivadaydım.
Sessizlik, hiç kimsenin birbiri ile konuşmadığı, telefonsuz, sosyal medyasız ve iletişimsiz bu süreç, bana çok iyi geldi.
Bu süreç esnasında hepimizin derinlerde yatan duygularımızı, hissetmemek için ve hep kendi hislerimizden zihnimize nasıl kaçtığımızı daha net görmüş oldum.
Hissetmediğimiz veya hissetmekten kaçtığımız her bir duygu daha yoğun ve güçlü olarak karşımıza çıkıyor.
İçimize yönelmemek ve gerçek içsel sorunlarımız ile yüzleşmemek için devamlı çeşitli yollar buluyor; televizyon izliyor, müzik dinliyor, başkaları ile uğraşıyor, fazlası ile yiyor ve içiyoruz. Yorulana ve artık halimiz kalmayıp uyuyana kadar elimizden geleni yapıyoruz.
Dikkatimizi her saniye dışarıda tutarak içsel sesimizi duymamak, içimizdeki acıları, yanlızlığı, hüznü hissetmemek için büyük mücadele veriyoruz.
Gerçekte içimizde olan biteni hissetmek için bir sessizliğe girsek ve hiçbir şey yapmadan otursak, belli bir süre sonra gerçekte bizi uzaktan kumanda ile yöneten bütün hayatımıza şekil veren olayları ve duyguları görmeye başlayabiliriz.
Hissetmemiz ve onları görmemiz ile beraber farkındalığımız daha fazla gelişecek ve artık hayatımız üzerindeki etkilerinden özgürleşmeye veya neden hayatımızda bunlar oluyor fark etmeye başlayacağız.
Farkındalık ışık gibidir, karanlığı aydınlatır. Ve ışık sevgidir. İçsel ışığınız yükseldikçe, dışsal yaşamınız da aydınlanır.
Dünya sizin için artık aydınlık bir yerdir. Her şeyin temelinde sevgiden dolayı bir bağ olduğunu gördükçe, insanın yaşam sevinci daha fazla ve daha fazla artmaya başlar.
Ve bu noktada, mutluluğa, sevgiye, başarıya ve sağlıklı uzun bir yaşama çok daha farklı bir güç ile ilerleyebiliriz.
Kendi sözcüklerimiz, düşüncelerimiz, duygularımız ve içsel konuşmalarımızın temelinde nelerin yattığını görebiliriz.
O yüzden hepinize diyorum ki kendinizi hissetmeye açın. Hissettiğiniz her şeyde tepki göstermek yerine izleyin ve böylelikle daha derine gidebilirsiniz.
Hislerimizi dinlememiz, bizi düşüncesizliğe ve oradan da boşluğa, özgürlüğe götürecektir.
O düşüncesizlik ve boşluk halinden insan yaşamını yeniden oluşturur ve hayatı sevgi ile doldurabilir.
Birçok insanın yaşadığı bir sorun olan alkolizm hep hissetmekten kaçmaktan kaynaklanıyor.
Bu yaz tatilinizde kendinize tamamen sessizlik içinde olabileceğiniz ve kendinizi dinleyebileceğiniz bir süreç ayarlayın.
İnsanlar tatile gidiyoruz diyorlar, koştur koştur bir otele, yazlığa gidip orada da çeşitli işler yapıp, bir koşturmacadan evlerine gelip sonra işlerine tekrar dönüyorlar.
Tabi ki deniz ve güneş sizi rahatlatıyor ama bu sadece geçici bir etki yaratıyor.
Asıl tatil insanın içine yöneldiği, dışsal etkenlerden özgürleşerek, içsel sakinliğe kavuştuğu tatildir. Bir de bunu güzel bir detoks programı ile birleştirdiniz mi, sizden iyisi yok...
Detoks dediğimiz zaman sadece besleme değil, “Düşle İnan Yaşa” kitabımda da anlattığım gibi, zihinsel, ruhsal bir detoks sürecinin de çok faydalı olacağını kastediyorum.
Kitabım da insan detoksu ve ev detoksu gibi pek çok farklı çalışmayı da sizlerle özellikle bu yüzden paylaştım. Ve paylaşmaya devam ediyorum...
Sevginin Kaynağının Gücünü Hayatınıza Davet Edin...
Sizi seven bir Can...
Paylaş