Dünyanın en güzel gezgini

Haberin Devamı

‘Tristram Shandy’ gibi dünyanın en olağanüstü eserlerinden birine imza atmış, büyük Laurence Sterne’in kaleminden bir gezi kitabı, gezi romanı, gezi anlatısı okumak ister misiniz? Elbette istersiniz. İstemelisiniz de... Şimdiye kadar yapılmış bütün ‘yazın okunacak kitaplar’ listelerini eksik ilan etmemizi sağlayacak bir kitap. Çünkü, ölmeden önce okumanız gereken kitaplardan birisi bu. Okuduktan sonra hak vereceksiniz bana. Sterne, sadece tüm detaylarıyla (Karl Ove duymasın) bir aşk uğruna, Fransa İtalya arası gezisini anlatmıyor çünkü, daracık alanda harikalar yaratıyor. Söze girerken kendini şöyle izah ediyor: “Kısacası, cümle gezginler toplumunu aşağıdaki başlıklar altında özetleyebiliriz: Aylak Gezginler, Meraklı Gezginler, Sahtekâr Gezginler, Gururlu Gezginler, Kibirli Gezginler, Melankolik Gezginler. Bunları Zoraki Gezginler izler. Suçlu ve Sabıkalı Gezgin, Talihsiz Masum Gezgin, Basit Gezgin, en son olarak da (nazik müsaadelerinizle), Duygusal Gezgin vardır (bununla kendimi kastediyorum)...” Adeta bir şiir gibi gezginler tarihinden de dem vuruyor aslında, Don Quixote gibi ölümsüz bir kahramanın doğmasına vesile olmuş gezgin edebiyatlarına da selam veriyor ve kendi farkını ortaya koyuyor, “kibirli bir alçakgönüllülükle”. Sonrası dönemin en güzel anlatısı! Mutlaka okuyun, eşinize dostunuza da okutun. Laurence Stern’in ne yazık ki yarım kalmış olan ama fazlasıyla mutlu eden ‘Duygusal Bir Yolculuk’ kitabı Nihal Yeğinobalı çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.

Dünyanın en güzel gezgini

Haberin Devamı

ŞİİR GALAKSİSİNE YENİ BİR YILDIZ

Son haftalar birçok ‘galaktik’ keşifle çalkalanıyor dünya. Uzaya, o sonsuz boşluğa dair çok haber okur olduk. O yüzden Türk şiiri için eşsiz bir “galaksi” dediğim zaman herkes neden söz ettiğimi anlayacaktır. Zira içinde irili ufaklı onlarca ‘Dünya’nın, gezegenin, ‘yıldız’ın, çekim alanının, gaz ve toz bulutlarının, yeni oluşumların olduğu bir galaksidir, Türk şiiri. O galaksinin, en özgün unsurlarından biri de Kaşgar’ın emekçilerinden Cevdet Karal’ın şiiridir. Hele son kitabı ‘Cesedi Nereye Gömelim’de gerek dil kuyumculuğu, gerek yalınlığı hatta doğallığı, ses tonu vs. itibariyle kendi şiir dünyasına, Satürn misali yeni, dikkat çekici bir halka ekliyor. İlk önce ‘uzun’ tek bir şiir olarak kaleme aldığı ‘Cesedi Nereye Gömelim’i, yani kendi cesedini parçalara ayırarak, gömmeyip, önümüze koyuyor. Suçuna ortak oluyoruz her şiirini okuduğumuzda, içimizdeki bir cesedi gömecek yer arıyoruz. Balkon, kapı, ev ve daha nice metaforuyla Karakoçları, Necatigilleri ve nicesini gösterip, başından sonuna kendi elini oynuyor. Yılın şiir umudu. ‘Cesedi Nereye Gömelim’, Everest yayınları tarafından yayımlandı.

Haberin Devamı

TÜRK BASIN TARİHİNE BÜYÜK KATKI

Araştırmacı Naim A. Güleryüz’ün yeni kitabı ‘Türk Yahudi Basını Tarihi’, lafı hiç dolaştırmadan söylemek gerekirse, Türk basın tarihine çok önemli bir katkıda bulunuyor. Tanzimat Fermanı’nın ilanından kısa bir süre sonra imparatorluk topraklarında yaşayan Yahudiler kendi gazetelerini yayımlamaya başlamak kararı almış ve 1845’te Türk Yahudi tarihi kayıtlarına geçen ilk gazete Sha’rey Mizrah - Las Puertas del Oriente’yi (Doğunun Kapıları) 29 Aralık 1845’te okurlarıyla buluşturmuşlardı. Naim A. Güleryüz, Gözlem Yayıncılık tarafından yayımlanan kitabında, başlangıçtan bugüne yayımlanan tüm gazeteleri, 1842-1876, 1876-1908, 1908-1922, 1922-1946, 1947-1984, 1984’ten günümüze olmak üzere altı bölümde inceliyor ve yayın faaliyetinde bulunmuş tüm gazeteleri içerikleriyle birlikte tanıtıyor. Sonra cemaatin diğer kurum ve derneklerine ait süreli yayınları ve en sonunda Türk Yahudi basınına emeği geçen yazarların en önemlilerinin biyografilerini aktarıyor. Basın tarihimiz içinde eksik kalan, bırakılan boşlukları Naim A. Güleryüz bu titiz çalışmasıyla, ustalıkla dolduruyor...

Haberin Devamı

GERÇEKTEN MASAL MASAL MATİTAS MI?

Hüseyin Köse’nin derlediği ve Ayrıntı Yayınları’nın ‘Schola Ayrıntı’ serisinden çıkan ‘Skolastik Fantazya’ kitabını, en yalın ifadeyle, arkaik ve arketipsel kültür unsurları masalları bugünden, çağdaş bakışla popüler kültür açısından okumalar kitabı olarak açıklayabiliriz. Yani insanların psikolojik, geleneksel kodlarla, henüz kimi kavramların tam adını koyamadıkları dönemlerde kaleme aldıkları masalların içerisinde gizli olan, bugünkü popüler kültürde veya çağdaş okumalarda bile karşımıza çıkacak, biraz eşelediğimizde adeta arkeolojik kökenini görebileceğimiz ‘detay’ları öne çıkarıyor. Çirkin Ördek Yavrusu’ndaki narsisizm ve öznelik bilincini, Küçük Kara Balık’taki kendi efsanesini yaratmayı, Uyuyan Güzel üzerinden toplumlarda uyutulan, kandırılan kadınlara, hatta Kırmızı Başlıklı Kız’daki ‘fantezi’ ögelerine kadar birçokları için akla hayâle gelmeyecek meseleleri masaya yatırıyorlar. Geleneksel masal incelemecilerinin üvey ana, küçük çocuk, avcı-kahraman-prens vs. arketip ve metaforlarının üstüne koyan, hem bugünün endüstrileşmiş yazın dünyasına hem o zamanların ‘hayâl’ yazınına ışık tutan incelemeler. Masalların sadece doldurma birer tekerleme olmadığının en sağlam ispatlarından birisi.

Yazarın Tüm Yazıları