Havanın durumunda değişiklik yok

Yağış haftasonunda yine yalnızca yer yer Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’da olacak. Sıcaklıklar da pek değişmiyor, hatta ay sonuna kadar aralıklar ile 2-3 derecelik artışlar dışında dalgalanma yaşamayacak.

Türkiye’de bu yaza damgasını vuran iki sistem var, biri Orta Avrupa’daki yüksek basınç, diğeri Basra Körfezi’ndeki alçak basınç. Bu iki sistem yerinden kımıldamıyor ve bu durumda bizim hava durumumuz değişmiyor. Yağış haftasonunda yine yalnızca yer yer Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’da olacak. Sıcaklıklar da pek değişmiyor, hatta ay sonuna kadar aralıklar ile 2-3 derecelik artışlar dışında dalgalanma yaşamayacak.

*

El - Nino’yu birçoğunuz duymuştur: Belirli bir merkezde meydana gelen ama dünyanın büyük kısmında önemli hava değişimlerine yol açan meteorolojik bir olay. Düzensiz bir periyodikliği bulunan El-Nino, Alizeler’in (Ticaret Rüzgarları olarak da bilinir) kesilmesi ile harekete geçer. Okyanuslar ile hava arasında çok kuvvetli bir etkileşim vardır, El-Nino da buna önemli bir örnek. Alizeler, Güney Amerika’nın batı kıyılarından suyu alıp, Büyük Okyanus’u geçerek Uzakdoğu ve Doğu’ya taşıyor. Uzun yolu güneş altında kateden su tabii ısınıyor, öyle ki Endonezya kıyılarında deniz suyu sıcaklığı, Peru kıyılarından 12-13 derece daha yüksek olabiliyor. İşte bu yüksek deniz suyu sıcaklığı, buharlaşmayı, ardından da yağışları getiriyor. Bu nedenle mevsimin belirli dönemlerinde Uzakdoğu yağış alır, hatta Hindistan musonları da buna dayandırılır. Bu rüzgarlar ile su taşınımı öyle kuvvetli olur ki Endonezya ile Peru arasındaki deniz suyu seviye farkı 50-60 cm’yi bulur. El-Nino, Ticaret Rüzgarları’nın bilinmeyen bir neden ile zayıflaması sonucu oluşuyor. Rüzgarların kesilmesi sıcak suyun Endonezya çevrelerinden tekrar Peru kıyılarına dönmesine neden oluyor. Bu durumda Peru-Şili kıyılarında deniz suyu sıcaklığı 12-13 derece artıyor ve suyu soğuk olan bölgede bol planktonlar ile beslenen balıkların ölmesine, bölgedeki balıkçılığın bitmesine yol açıyor. Bu, bölge açısından çok önemli, zira Güney Amerika’nın batı kıyılarının (Peru-Şili çevreleri) tek geçim kaynağı balıkçılık. Ve bu kesimler, dünya balık ihtiyacının yaklaşık % 60-70’ini karşılıyor. Tabii olayın ayrıca dünyayı etkileyen bir boyutu da var. Çizdiğimiz bu dengesi bozulmuş tablo El-Nino döneminde meydana gelen degişikliklerle ilgili. Bir de El-Nino’nun tersi La-Nina dönemi var. Normal koşullarda olması gereken Alizeler’in oluşturduğu etkiler La-Nina döneminde artıyor. Bu durumda Doğu ve Uzakdoğu’daki mevsimsel yağışlar, Hindistan musonları kuvvetleniyor. Bu yıl Doğu ve Uzakdoğu’da musonlar’a dayandırılan sel felaketleri meydana geliyor. Haberlerini okuyorsunuzdur, son 15 yılın en şiddetli yağışları bunlar. 500’ü aşkın insan yaşamını yitirdi ve 10 milyona yakın insan da evsiz kaldı. Bu felaketlerin ardından hemen yine ‘Küresel Isınma’ sorumlu olarak ortaya atıldı ve tekrar gündeme geldi. Doğru, küresel ısınmanın etkileri yadsınamayacak kadar açık. Ancak burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor; bu yıl Doğu ve Uzakdoğu’da meydana gelen sel felaketleri küresel ısınma neticesinde oluşan sıradışı meteorolojik olaylardan biri mi? Yoksa El-Nino’nun tersi, La-Nina’ya yakın bir dönemdeyiz de bu yüzden mi yaşanıyor? Atmosfer gördüğünüz gibi çok kaotik bir organizma, sebepler öyle hemen tespit edilemiyor.
Yazarın Tüm Yazıları