Paylaş
Klimalarda üreyen bakterilerin soğuk ortamlarda yayılıp insanları yaz zatürresi yaptığını yaptığını belirten, Dr. Çiftdoğan, odaların sık sık havalandırılıp, terli vaziyette klimanın karşısına geçilmemesini tavsiye etti. Bu tip zatürrenin çok tehlikeli olduğunu belirten Dr. Canan Çitfdoğan, “Hastalık ‘Legionella’ isimli bakterilerin üremesiyle meydana gelir. Bu bakteriler suda yaşar. Su deposu, musluk suyu, havuz gibi ortamlarda da bulunurlar” dedi.
Belirtileri ve önlemi
Hastalığın ani olarak halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı ve kas ağrısı ile başladığını, 40 derece ateş ve titremelerle ortaya çıktığını vurgulayan Dr. Çiftdoğan, hastalığın nasıl oluştuğunu ve tedavisini için şunları söyledi: “Kuru bir öksürük oluşur, yeşil ve yapışkan bir balgama dönüşür. Batıcı tipte göğüs ağrısı ve nefes darlığı olabilir. İshal, karın ağrısı, bulantı, kusma gibi belirtiler orataya çıkar. Nabız ateşe göre yavaştır. Akciğerde muayene ve röntgen bulguları saptanır. Grip benzeri, akut başlangıçlı bir hastalıktır. Bakterilerin bulundukları ortamların dezenfekte edilmesiyle enfeksiyon önlenebilir. Ev, araba, toplu yaşam alanlarındaki klima ve havalandırma sistemlerinde düzenli bakım ve dezenfekte işlemi yapılmalıdır.”
Bronzlaşırken kanser olmayın
Uzmanlar, insanın güneşsiz yaşamasının mümkün olmadığını belirtiyorlar. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Gürler, bronzlaşırken vücuttaki benlere de dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Risk altındaki benlerden gelişen ve oldukça habis bir deri kanseri olan ‘Malign Melanoma’ sayısında patlama yaşanabileceğini söyleyen Prof. Dr. Gürler, “Halk arasında ‘Kara Ben, Kara Çıban’ olarak bilinen ‘Malign Melanom’ kanser çeşidi güneşin ultraviyole ışınlarının zararlı etkileriyle ortaya çıkar. Aynı zamanda tendeki bronzlaşmayı gerçekleştiren ışınlardır. Bronzlaşmak için güneş altında korunmaksızın geçen zaman böyle bir hastalığa davetiye çıkarmaktadır” dedi.
Denizin ve güneşin sunduğu güzellik ve faydalarından bilinçli şekilde yararlanmanın vücuda fayda sağlayacağını vurgulayan Prof. Dr. Tahir Gürler şu tavsiyelerde bulundu:
“Ultraviyole ışınlarının dik olarak geldiği saatler 11.00 ile 17.30 arasında mümkün olduğu kadar güneşten kaçın. Özellikle gençler, sizler çok daha fazla dikkat edin. Zamanınızı gölgede geçirmek size ileri yıllarda sağlığınız açısından çok şey kazandıracak. Eğer vücudunuzda karakter değiştirmiş bir ben varsa yani, büyümeye, renk değiştirmeye, kabuklanmaya, kanamaya, aşırı kaşınmaya başlayan benleriniz için vücudunuzun neresinde olursa olsun bu işin uzmanı olan bir dermatoloğa veya plastik cerrahi uzmanına en kısa zamanda başvurun.”
İlaç kullananlar oruç tutmamalı
İZMİR Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi Kardiyologu Uzman Dr. Kenan Ekşi, Ramazan Ayı’nda kalp, tansiyon ve şeker hastalarını uyardı. Dr. Ekşi, özellikle kalp hastalarının ilaçlarını düzenli almalarını önerdi. Doktoruna danışmadan oruç tutmanın hayati risk taşıdığını belirten Ekşi, “Bu tür hastalar devamlı sıvı almalı, uzun süreli aç ve susuz kalmamaları gerekir” dedi.
Kalp, tansiyon ve şeker hastalarına orucu önermediklerini, sağlığı tehdit ediyorsa da bunun büyük bir risk olduğunu belirten Dr. Ekşi, şunları söyledi: “Özellikle şeker hastaları 6 öğün beslendikleri için onlar zaten oruç tutamazlar. Kalp ve tansiyon hastaları da ilaç kullandıkları için oruç önermiyoruz. Uzun açlığın yanında aşırı sıcak ve nemin olduğu bugünler de kalp ve tansiyon hastalarına sağlık açısından ciddi şekilde tehdit etmektedir. Bu durum özellikle yaşlı ile çocuklarda daha akut ve dramatik olmaktadır. Ayrıca, öğle saatlerinde sokağa kesinlikle çıkılmamalıdır.”
Paylaş