Paylaş
Evde geçirilen vakit arttı. Buna karşılık hareketsiz kalan pek çok kişinin beslenme alışkanlığı bozulurken toplumda obezite arttı. Özel İzmir Ekol Hastanesi Diyetisyen Betül Demir Turhan, “Obezitenin en iyi doğru tedavisi diyet ve spordur” dedi ve şunları paylaştı:
Diyet denilince akla çoğu zaman pazartesi başlayıp salı günü bırakılan, sevdiğimiz her şeyden mahrum kalacağımız, tamamen olmak istemediğimiz birisi gibi davranacağımız, kendimizi belki de bir robot gibi hissettiğimiz duygularımızdan yoksun zorlu bir süreç gibi tanımlıyor olabiliriz. Bazen de yanlış uygulanan diyet programları ile kötü bir geçmişin olması ister istemez bir ön yargı durumu yaratıyor. Aslında diyet İngilizce bir kelime olan ‘diet’ kelimesinden Türkçe’ye girmiştir. Kelime anlamı ise beslenme düzeni veya beslenme programı demektir. Aslında ‘diet’ kelimesi günlük yediğiniz bütün besinlerini kapsar. O yüzden diyetin asıl tanımı; beslenmenizi düzenlemek, daha sağlıklı bir beslenme tarzı benimsemek veya eğer yağ oranınızda bir fazlalık var ise (vücutta yağ oranının fazla olmasına obezite diyoruz) ideal düzeye getirmektir. Beslenmeyi düzenleyip sağlıklı hale getirmek aslında sağlığımızı düzenlemektir. Çünkü obezite sadece tek başına ilerlemez. Beraberinde birçok hastalığı getirir. (diyabet, hipertansiyon, gut, kardiyovasküler hastalıklar, diz ve eklem hastalıkları vb.) Sağlıklı beslenerek ideal kilomuza ve doğru bir yağ oranına ulaşmak hastalıklara yakalanma riskimizi azaltır ve varsa bu hastalıkların tedavilerinde yardımcı rol oynar. Böylelikle daha sağlıklı bir hayat sürdürmemizi sağlayacaktır. Burada kritik nokta diyetin bir diyetisyen eşliğinde olması gerektiğidir. Sadece zayıflamak için yanlış beslenme programları uygulamak kilo vermenizi sağlasa da vücudunuza büyük bir kötülük yapmış olursunuz. Yetersiz ve dengesiz bir beslenme tarzı kısa sürede vitamin mineral eksikliği, saç dökülmeleri, tırnak kırılmaları vb. olmak üzere birçok sorunu da beraberinde getirecektir. Bunu uzun süre devam ettirdiğinizde organ fonksiyonlarında bozukluklara neden olabilirsiniz. Bu yüzden kulaktan dolma bilgiler yerine bir diyetisyen eşliğinde kendi açlık ve tokluk hislerinizle beraber doğru kendiniz tanıyarak bir diyet programı ile ilerlemek çok daha doğru olacaktır.
OLMAZSA OLMAZ BESİNLER
KARBONHİDRAT: Zayıflama diyetinde karbonhidrat içeriği; şeker gibi basit karbonhidratlar az, kuru baklagiller ve tam tahıl ürünleri gibi kompleks karbonhidratlardan fazla olmalıdır. Posa içeriği yüksek olan sebzeler, meyveler, kurubaklagiller, tam buğday, çavdar, tahıllı, kepekli ekmekler ve yulaf mide boşalmasını geciktirerek tokluk hissini sağladığından enerji alımını kontrol amacıyla diyet programlarında yer almalıdır.
PROTEİN: Diyetin protein içeriği daha çok doymuş yağ oranı düşük protein kaynaklarından yararlanılmalıdır. Hayvansal kaynaklı proteinlerden yağsız süt ve ürünleri, yağı az et, tavuk, balık ve yumurtayı zayıflama diyetine eklemeliyiz. Toplam proteinin kalan kısmının kuru baklagiller, sebze ve yağlı tohumlardan gelmesi önerilmektedir.
YAĞ: Yağlar, yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E, K) kullanımı ve protein biyosentezinde enerjiye katkısı açısından önemlidir. Bu yüzden zeytin, zeytinyağı, ceviz, badem, fındık, fıstık gibi sağlıklı yağlar diyette yer almalıdır.
BESLENME ÖNERİLERİ
AKDENİZ DİYETİ: * Bol bol meyve, sebze tüketin, * Peynir ve yoğurt tercih edin, * Bulgur, tam buğday makarnası, nohut, kuru fasulye vb. gibi tam taneli tahılları tüketin, * Haftada 2 defa balık, diğer günler tavuk, ayda 2-3 defa kırmızı et tüketin. Omega-3 yağ asitlerinden zengin olan balıklar, * Haftada 1-2 defa yumurta tüketin, * Şeker tüketmekten kaçının. * Zeytinyağı tercih edin, * Günde ortalama 8-10 su bardağı su tüketin.
KETOJENİK DİYET : Ketojenik diyette amaç; düşük karbonhidrat tüketerek enerji tüketimi için yağların kullanımını sağlamak ve böylece yağ yakımına yardımcı olmaktır. 4 çeşit ketojenik diyet vardır: 1. Standart ketojenik diyet: Çok düşük karbonhidrat, ihtiyaç kadar protein ve yüksek yağ olarak ayarlanır. 2. Döngüsel ketojenik diyet: 5 gün düşük karbonhidratlı beslenme, 2 gün yüksek karbonhidratlı beslenme şeklinde hafta planlanır. 3. Hedef odaklı ketojenik diyet: Spor öncesi karbonhidratlar eklenerek planlanır. 4.Yüksek proteinli ketojenik diyet: Standart ketojenik diyetten farkı protein oranının daha fazla olmasıdır. Protein yüzde 35 şeklinde verilir.
Genelde ketojenik diyet gebeler, emzirenler hariç güvenlidir. Ama bazen bazı kişilerde ketojenik grip dediğimiz kusma bulantı ishal ya da kabızlık ve mental yorgunluk görülebilir. Genelde geçici süreçtir. 1-2 hafta kadar sürer. Sonra kendiliğinden düzelir.
ÖNERİLER VE KURALLAR:
Ameliyat sonrasında beslenme süreci oldukça hassas ve dikkat edilmesi gereken bir konudur. Tüp mide ameliyatınızdan sonra önce berrak sıvı diyet ile başlıyorsunuz. Bu süreci destekleyen özel mamalar ve protein tozlarınız oluyor. Ardından yavaş yavaş püre diyet, yumuşak diyet ve katı diyete geçiyoruz. Kısaca ameliyat sonrasında nelere dikkat etmeliyiz dersek;
• Katı-sıvı ayrımına çok dikkat edilmeli. * Gazlı içeceklerden ömür boyu uzak durmaya çalışın. * Yağda kızartma operasyondan sonra tercih etmeyiniz. * Pirinç, bulgur, makarna gibi tahıllar ilk 6 ay tüketilmemeli. * Yavaş yiyin ve çok iyi çiğneyin. * Sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmaya çalışın. * Besin tüketim kaydı tutun.
Paylaş