Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu, arsenikli su ve kanser vakaları konularına açıklık getirdi.
Prof. Haydaroğlu, arsenikle ilgili vatandaşların merak ettiği bilinmeyen soruları yanıtladı.
1) İçme suyunda müsaade edilen arsenik miktarı nedir?
İçme suyundaki arsenik, Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanser yapıcı madde olarak tanımlanmıştır. Sudaki arsenik miktarını 1993’te mikrogram (ğg) ölçüsünde 50 ğg/litreden 10 ğg/litreye indirmiş ve arsenik konsantrasyonu 10 ğg/litrenin üzerinde olan suları zararlı olarak belirlemiştir. Pek çok AB ülkesi standardı 10 ğg/litreye kabul etmesine rağmen, bazı Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerinde bu sınır hala 50 ğg/litredir.
2) Arsenik nedir?
Arsenik doğal bir element olup suda, kayada, bitkide, hayvanda eser miktarda bulunur. Arsenik ve bileşenleri oldukça zehirlidir. Tarım ilaçlarında, böcek öldürücülerde, bronzlaştırıcı ürünlerde, tahta koruyucularda kullanılmaktadır.
3) İçme sularına arsenik nasıl bulaşır?
İçme suyunda bilinen en zararlı madde arsenik olup mineral ve madenlerden karışmaktadır. Bazı bölgelerde doğal olaylardan yeraltı sularındaki arsenik miktarı artmaktadır. Besin koruyucu ya da tarım ilacı olarak kullanılan arsenik de suya karışabilmektedir.
4) Arsenik belirtileri nelerdir?
Akut arsenik zehirlenmesinde tat almada bozulma, kusma, ishal gibi mide, barsak, kalp ve sinir sistemi belirtileri olmakta ve ölüme kadar götürmektedir. Uzun süreli arseniğe maruz kalmada ilk belirtiler deride gözlenir.
5) Kullanım suyundaki arsenik sağlığa zarar verir mi?
Arseniğin deriden emiliminin çok düşük (yüzde 10) olması nedeniyle el yıkama, banyo yapma, çamaşır yıkamada kullanılan sudaki arseniğin yüksek miktarda olması insan sağlığına zarar vermez. Ağızdan alınan arsenik miktarı önemlidir. Yemek pişirmede ve tabak yıkamada yüksek seviyede arsenik içeren sular kullanılmamalıdır.
6) Arseniğe bağlı kanser gelişimi mümkün mü?
Arseniğin neden olduğu cilt hastalıkları pek çok kanser türüne neden olur. Cilt, akciğer, mesane, yemek borusu, tiroid kanseri gibi hastalıklar. Arsenik etkileri kişilere ve coğrafi bölgelere göre değişebilmekte, insandan insana farklı hastalıklar yapabilmektedir.
7) İçme suyundaki arsenik miktarı ve kanser olasılığı arasında bir ilişki var mı?
İçilen suda 50 ğg/litre ve üzeri arseniğe bağlı akciğer ve mesane kanseri oluşu saptanmıştır. İçme suyunda arsenik düzeyinin 10-50 ğg/litre arasında olduğu durumda riskin belirlenemediği belirtilmiştir. Arsenik düzeyi 50 ğg/litre olan sudan günde 2 litre içilirse kanser olasılığı vardır.
8) İnsanlarda arsenikten etkilenmesi nasıl belirlenir?
İnsanlarda arsenik etkilenmesinin belirlenmesinde idrar arsenik düzeyi ölçümü kullanılır. Ayrıca saç ve tırnakta da ölçüm yapılabilmektedir. Bununla birlikte bu ölçümler yüksek düzeyde etkileşimi saptayabildiğinden düşük miktarlara uzun süre maruz kalmayı gösteremeyebilir. Bu nedenle tanıda yalnızca belirti ve bulgulardan yararlanılır.
Sağlıkçılardan hem ödül hem övgü
SAĞLIK camiasının özgün bir buluşma noktası olan "Sağlık Dünyası"na tıp çevresinden övgü geldi. İki yılı aşkın süredir, her cumartesi farklı konularda sağlığın nabzını tutan, bilim adamlarının görüşlerini yansıtan Sağlık Dünyası köşesine 2009’da hem ödül hem de övgü geldi. Alzheimer Derneği Başkanı Nörolog Dr. Aysel Gürsoy ve gönüllüleri ziyaretlerinde çalışmalarına katkılarımızdan dolayı teşekkür belgesi sundu. Sağlık Dünyası’na İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Suat Kaptaner, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Ali Kadri Çırak, Konak Diş Hastanesi Çene Cerrahı Doktor Necdet Erensoy, Kent Hastanesi Genel Müdürü Ruşen Yıldırım, Ege Üniversitesi Göğüs Hastalıkları ABD Öğretim Üyesi, TÜSAD Ege Bölge Şubesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Hikmet Özhan, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İbrahim Astarcıoğlu, Avrupa Acil Tıp Başkanvekili Dr. Ülkümen Rodoplu, Dokuz Eylül Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gürkan Ersoy ve daha bir çok kuruluş ile doktor, yapmış olduğumuz sorumlu ve duyarlı gazetecilik anlayışından dolayı başarı mesajı gönderdi.
Şans oyunları sağlığı bozuyor
ŞANS oyunlarında yüksek rakamların kişilerin ruh sağlığını bozabileceği belirtildi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Ahmet Çelikkol, herkesin büyük ikramiyenin kendisine çıkmasını istediğini belirterek, şöyle dedi;
"Bu arzuda risk var mı? Evet diyoruz. Çünkü ruh sağlığını bozabiliyor. Para çok büyük olunca, ikramiye çıkan kişi bunu toplumsal yararı olan faaliyetlerde kullanabilmeli. Okul yaptırmak gibi. Büyük ikramiye isabet eden kişinin başlangıçta bir takım zaafları varsa, bu para eline geçtiğinde pek hayrını göremiyor. Haydan geldi, huya gitti diyenler de oluyor. Onun için ikramiye isabet eden kişi kendini çok kontrol altında tutarak, ne olacağını düşünmeli."
Damar cerrahisi Avrupa ile yarışta
UNIVERSAL Hospital Manisa Vatan Hastanesi Damar Cerrahisi Sorumlusu Dr. Ayhan Akçay, damar cerrahisinin, Avrupa ile yarıştığını belirtti. Her çeşit damar ameliyatını başarı ile yaptıklarını söyleyen Dr. Akçay, "Aort, böbrek damarları, kol, beyin (şah) damarları tüm atar damar hastalıkları ve varislerde başarılı, süratli cerrahi uygulamaktayız" dedi. Genel Müdür Şeref Şener, Universal Hospital’ın tam donanımlı teknolojiye sahip olduğunu, deneyimli bir kadro ile çalıştıklarını vurguladı, "Manisa ve Ege Bölgesi’ne böyle güzel hizmet vermekten mutluyuz, gururluyuz" diye konuştu. Radyoloji Sorumlusu Dr. Bora Kamalı’da "Bilinen anjiografinin yanı sıra ileri teknoloji kullanılarak MR anjiografi, bilgisayarlı tomografi anjiografi yöntemleri ile damarları inceleyip hızla tanı koyuyoruz. Bilgisayarlı tomografi anjiografi ile tüm atardamarların net olarak gösterilmesi mümkün" dedi.
Kalbimizi strese karşı korumalıyız
DOKUZ Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Kliniği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sema Güneri, küresel krizin strese yol açtığını ve bu arada kalbin unutulduğunu belirtti. Vücutta ani yaşanabilecek durumlardan sakınmak için kalbin ihmal edilmemesini önerdi. Prof. Dr. Güneri, "Stres, tansiyonu yükseltir, bazı zararlı hormonların artmasına neden olur. Bu küresel krizde psikolojik destek alınabilir. Tansiyon, kolesterol kontrol altında tutulmalı ve sorun halinde hekime başvurulmalı. Çünkü stresle kalp damar hastalıkları sıklığı ve tetiklemesinin artması tansiyon yüksekliği, ritim bozukluğuna yol açıyor. Ani kalp krizlerine yakalanmak istemiyorsak kalbimize önem vermeliyiz" dedi. Stresten biraz olsun uzak kalabilmek, sağlığımızı kontrol altına alabilmek için Prof. Dr. Güneri bazı basit önerilerde bulundu:
Haftanın 5 günü egzersiz yapılmalı. Sigara, alkol tüketilmemeli. Sebze, meyve tüketimi artırılmalı. Izgara ve haşlama türü etlere yönelinmeli. Farklı hobiler bulunmalı.